© Ak Gazete 2015

ABD yenildi, Aydın Doğan çekildi!

Türkiye’de Amerikancı politikaların lokomotifi konumundaki Aydın Doğan’ın medyadan çekilme kararı almasının, ABD’nin, Türkiye karşısında hayati mağlubiyetler aldığı bir döneme denk gelmesinin manidar olduğuna işaret eden Tamer Korkmaz, “Bu kararı alanların; ‘iyice yıpranmış durumdaki Doğan Medyası ile mevcut şartlarda daha fazla gidilemeyeceğini’ düşünmüş olabilecekleri akla geliyor” tespitinde bulundu.

 

Tamer Korkmaz'ın yazısının ilgili bölümü:

(...) 

1979 yılında Milliyet gazetesini satın aldığı vakit, Aydın Doğan matbuat dünyasında tanınmış bir isim değildi...

Otomotiv sektöründe başladığı iş hayatından basın sektörüne, Vehbi Koch’un damadı İnan Kıraç’ın “elinden tutması sayesinde” geçiş yapmıştır.

“Neden bir başkasının değil de Aydın Doğan’ın elinden tutulduğu” sualinin cevabı ise derindir.

(...) “Yurttaş Doğan” 28 Şubat sürecinin medya ayağındaki lokomotif patrondu...

(...)

Yurttaş Doğan’ın medyası, Yirmi Sekiz Şubat darbesine tüm hücreleriyle destek verdi...

(...)

Latif Erdoğan’ın arşivinden çıkan “Fetullah Gülen’e ait sözler” ise Locaefendi ile Yurttaş Doğan arasındaki derin bağlantıların sanıldığından daha eski yıllara dayandığını ortaya çıkarmıştır.

Gülen, Latif Erdoğan’ın da yer aldığı “dar dairedeki bir sohbetinde” şöyle demiştir:

“Aydın Doğan Bey, bana bizzat söyledi. ‘Niye bana iş vermiyorsunuz, ben de yapayım’ dedi. Hürriyet Holding’in, Milliyet Holding’in arkasındaki insan ‘Ben de yapayım’ diyor. İnanıyorum ki, yarın Sabancı da Koç da diyecek...” (25 Ekim 1997)

17 ve 25 Aralık 2013’teki Paralel Darbe Girişimi’nden üç ay kadar evvel (24 Eylül 2013) Hidayet Karaca’nın Gülen ile yaptığı telefon konuşmasında geçen “Aydın Doğan’la ilgili” bölüm de ibretliktir...

Şimdilerde cezaevinde yatan geçmişte Paralel STV’yi yöneten Karaca, o konuşmada “Hocam, bugün Aydın Bey ile yemek yedik. Size selam ve hürmetleri var” dedikten sonra şu sözleri sarf etmiştir:

“Aydın Doğan Bey, ‘Şu anda demokratlığı Hocaefendi temsil ediyor’ dedi...”

(...) Aydın Doğan’ın medyadan çekilme kararı alması, hangi döneme denk düşüyor?

ABD’nin, Türkiye’ye karşısında hayati mağlubiyetler aldığı bir süreci yaşıyoruz:

İlki, 15 Temmuz 2016’da darbe kalkışmasının berhava olmasıdır. İkincisi ise 18 Mart 2018’de TSK’nın Afrin’deki zaferidir.

Yakın gelecekte, Haydut ABD’nin Türkiye’de ve bölgede kaybetmeye devam edeceğini öngörmek de zor değildir.

Böyle bir vasatta; Türkiye’de “Amerikancı politikaların ve tezlerin dublajını yapmaya ayarlı” bir yayın çizgisinin lokomotifi konumundaki Doğan

Medyası’nın el değiştiriyor olması dikkat çekicidir.

Doğan Medyası’nın yerini alacak olan Demirören’lerin de aslında Komprador Burjuvazi’nin (daha düşük profilli) bir sermaye enstrümanı olduğu hususu hesaba katılırsa; bu minvalde malum cephenin “zaruri bir oyuncu değişikliğine gittiği” söylenebilir...

Bu kararı alanların; “İyice yıpranmış durumdaki Doğan Medyası ile mevcut şartlarda daha fazla gidilemeyeceğini” düşünmüş olabilecekleri akla geliyor. (...)

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER