ABD'den kaçan sermaye Türkiye'ye gelirse dolar kaç TL olur? Tepetaklak düşüşe hazır olun
GÜNDEMABD'nin Rus rezervlerine yönelik yağma ve talanı, bu ülkede trilyonlarca dolar bulunduran Körfez güçlerini harekete geçirdi. Servetlerini Washington'da tutan krallıklar varlıklarını şimdi güvenli biçimde Türkiye'ye kaçırmanın yolunu arıyor.
ABD liderliğindeki batılı ülkelerin Rus servetine yönelik yağma ve talanı, rezervlerini Washington'da tutan ülkeleri bir daha düşünmeye sevk etti. Rusya'yı finansal bakımdan kımıldayamaz hale getirmek için bugüne dek görülmemiş yaptırımlar uygulayan ABD, kendi topraklarında ya da kontrolü altındaki bölgelerde dilediği her varlığa istediği anda 'çökebileceğini' gözler önüne serdi.
Rusya'nın kendi rezervlerini kullanmasına engel olan ABD, petrol bakımından dünyanın en zengin ülkesi Venezuela'yı açlığa mahkûm etmiş, 20 yıl işgal altında tuttuğu Afganistan'da Taliban'ın iktidara gelmesini engelleyemeyince bu ülkenin 3,5 milyar dolarlık rezervine de keyfince el koymuştu.
Uluslararası ticarette ABD Doları'nı kullanan ülkeler sık sık Washington'dan gelen hukuksuz 'buyruklarla' karşılaştığı için sistemden çıkmanın yollarını arıyordu. Rusya-Ukrayna savaşının ardından pek çok ülke, Amerikan merkezli sömürü sisteminden kurtulma yolunda adım atmaya başladı.
1971 yılından beri karşılıksız para basan, bu paralarla dünyanın her yerinde terör estirip insanları öldürürken hiçbir güce hesap vermeyen ABD, elindeki en önemli güç olan 'para' silahını yakında kaybedebilir.
SUUD VE HİNDİSTAN DA YERELE DÖNDÜ
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping
ABD'nin iki önemli müttefiki Suudi Arabistan ve Hindistan, uluslararası ticarette Washington'a güvenmediklerini ilan ederek ticaretlerini yerel para birimleriyle yapmaya başladı.
Çin'e petrol satan Riyad yönetimi, ödemenin Çin Yuanı ile yapılmasını kabul etti. Bu, Amerikan merkezli petro/dolar düzeninin yediği en büyük darbelerden biri oldu. Kaynaklarının çok önemli bir kısmını ABD bankalarında bulunduran Suudiler, son dönemdeki krizin ardından paralarını götürebilecekleri güvenli adres aramaya başladı.
Kendi topraklarından çıkardığı petrol ve doğalgazı satıp elde ettiği doları Amerikan bankalarında tutan Körfez sermayesi de tıpkı Suudiler gibi güvenli bir liman arayışında. Zira ABD'ye güvenerek varlıklarını bu ülkede tutan ülkeler er ya da geç ama mutlaka kendi paraları üzerinden örtülü/açık ambargo tehdidine uğruyor.
KÖRFEZ SERMAYESİ ANKARA YOLUNDA
Benzer endişeler taşıyan Hindistan da ABD'nin 'rakibi' Rusya ile yerel para birimleri üzerinden ticaret yapacağını açıkladı. Hindistan'a yoğun silah satışında bulunan Ruslar, ödemeyi bundan böyle ruble üzerinden alacak. Öte yandan Moskova, para birimini Amerikan saldırısına karşı korumak için Avrupa'yı da benzer şekilde davranmaya zorluyor. Rusya'dan doğalgaz tedarik eden Avrupa ülkeleri nisan ayından itibaren ödemelerini ruble üzerinden yapacak. Bunu yapmadıkları takdirde doğalgaz kesilecek. Tüm bu gelişmelerin bir domino etkisiyle ABD Doları'na darbe vurması ve doların rezerv para birimi olma konumunu kaybetmesiyle sonuçlanması bekleniyor.
Rus mallarına yönelik yağma ve talandan etkilenen Körfez sermayesinin ise her hâlukârda adres olarak Ankara'yı seçmesine kesin gözüyle bakılıyor. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Bahreyn, Umman, Kuveyt gibi ülkeler Amerika'nın finansal tahakkümünden kurtulmak için Türkiye'nin kapısını çalacak. Para akınıyla beraber oluşacak dolar bolluğuyla birlikte TL/Dolar paritesinde önemli düşüşler yaşanması kısa ve orta vadede kuvvetle muhtemel görülüyor.
TÜRKİYE'NİN ALTIN TAŞIMA OPERASYONU
Türkiye, küresel finansal sistemindeki yüksek risk unsurlarını gören ülkelerin başında gelerek dünyanın geri kalanına örnek olacak nitelikte 'bağımsızlık operasyonu' gerçekleştirdi. Önce elindeki Amerikan tahvillerini satan Ankara, ardından ABD'de bulunan altınlarını kademe kademe yurda taşıdı. 2016 yılında başlayan finansal bağımsızlık operasyonu 2019 yılında tamamlandığında, Türkiye'nin yurtdışında bulunan 350 tona yakın altını Merkez Bankası depolarına getirilmişti.
Merkez Bankası 2016 yılına kadar altın rezervlerinin yüzde 83'ünü ABD, İngiltere ve İsviçre'de tutuyor, geri kalan yüzde 17'sini de Türkiye'de saklıyordu. Yurtdışındaki altının tamamına yakını Türkiye'ye getirilerek servet güvenceye alındı. Eski Ekonomi Bakanı Masum Türker'e göre, külçelerin taşınması operasyonunda Halkbank'tan Merkez Bankası'na transfer edilen kadrolar kullanıldı.
Masum Türker, altın taşıma işinin 1960'lardan beri ne zaman gündeme gelse darbeler yahut çeşitli sebeplerle engellendiğini şu sözlerle anlatıyor: "Bu altınların taşınması 1960 yılında gündeme geldi. Altın taşıma işi için ilk defa böyle bir teşebbüs 1961 yılında gündeme geldi. Bunun yapılması isteniyor ancak İsmet İnönü ve Süleyman Demirel'in de başı altın taşıma yüzünden belaya girdi. Ecevit de altın taşımak istedi. Ortağı da merhum Necmettin Erbakan idi. Kıbrıs olayı patlayınca durdu. Darbeler bu işlerin olmasını engelledi. 2004 yılında Türkiye'yi soyan mekanizma 2018 yılına kadar işledi."
İlginizi Çekebilir