© Ak Gazete 2015

Adalar sorunu masada çözülmüyor: ABD ve Yunanistan'ın silahlandırdığı 23 ada için Türkiye'nin müdahale hakkı var

Ege Denizi'ndeki 23 ada hem Lozan hem de Paris antlaşmalarına göre 'gayri askeri' statüde. Boğazönü, Saruhan ve Menteşe olarak 3 gruba ayrılan bu adalar, Yunanistan'ın şimdi yapmakta olduğu gibi 'silahlandırılırsa' anlaşma hükümleri de kendiliğinden ortadan kalkıyor.

Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, Türkiye ile yaşadığı sorunları karşılıklı temaslarla çözmeye çalışmak yerine ülkesinin egemenliğini tamamen Beyaz Saray'a bırakmış şekilde davranıyor. Atina'yı adeta ABD'nin 51. eyaleti haline getiren bu durum, Miçotakis'in geçtiğimiz günlerdeki Washington ziyaretiyle ayan beyan ortaya çıktı. ABD'nin Türkiye'ye karşı 'vekil güç' olarak kullanmak istediği Yunanlılar, birkaç F-35 savaş uçağı ve birkaç yüz zırhlı araç için Ankara ile savaşmaya hazır bir görüntü sergiliyor.

Mevcut tablo, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Benim için artık Miçotakis diye biri yok" sözleriyle sert tepki göstermesiyle sonuçlandı. Ankara-Atina arasındaki diplomatik bağlar en alt seviyeye indirilirken, Ege'deki meseleleri masada çözme umudu da ortadan kalktı. Yunan ordusunun Adalar Denizi'nde ABD askerleriyle birlikte yürüttüğü faaliyetler bir savaşa yol açacak cinsten. Çünkü Atina hem Lozan hem de Paris anlaşmalarını ihlal ederek Türkiye kıyılarındaki adalar grubunu ağır biçimde silahlandırdı. 

ER YA DA GEÇ MÜDAHALE GEREKECEK

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 10 Şubat'ta Yunanistan'a 'adalar' uyarısı yapmış, oradaki toprak parçalarının Atina'ya 'şartlı verildiğini' vurgulamış ve "Yunanistan bundan (adaların silahlandırılmasından) vazgeçmezse bu adaların egemenliği tartışılır" açıklaması yapmıştı.

Lozan (1923) ve Paris (1947) anlaşmalarıyla 'askerden arındırılması şartıyla' Yunanistan'a verilen bu toprak parçaları, son yıllarda ABD-Fransa destekli Atina ordusu tarafından ağır şekilde silahlandırıldı. Uluslararası anlaşmalara açık şekilde aykırı olan bu durum, adalar üzerindeki egemenlik haklarını yeniden tartışmaya açacak kadar önemli hale geldi. 

Eski Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı emekli Tümgeneral Cihat Yaycı tarafından yönetilen 'Türk Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi' (TÜRK DEGS), Ege adalarının mevcut durumuna ilişkin önemli veriler paylaştı.  

İŞTE EGE ADALARININ LİSTESİ

Lozan ve Paris taahhütlerine göre silahlandırılması yasak olan adaların listesi Türkçe isimleri ve anlaşmada geçen adlarıyla şöyle:

TÜRKİYE'NİN GÜVENLİK ŞARTI

Listedeki adalar 'askerden kesin olarak arındırılmış' statüde bulunuyor (demilitarized status strictly prohibits). Buna göre hür türlü deniz, askeri ve askeri hava teçhizatı, tahkimatı, askeri eğitimler, askeri uçuşlar, transit geçişler, (iç güvenlik amaçlı kısıtlı yerleştirme haricinde) her türlü kalıcı-geçici tahkimat, uluslararası anlaşmalara göre 'yasak'. Üstelik adaların silahtan arındırılmış durumu karasal olduğu kadar karasuları ve hava sahasını da kapsıyor. 

TÜRK DEGS platformu, bu toprak parçalarının Türkiye'ye çok yakın olması ve Anadolu'nun güvenliği açısından taşıdığı önemden dolayı Lozan'da askerden arındırılmış statüye alındığına dikkat çekiyor. Yani silahsızlanma şartı, Türkiye'nin güvenliği için olmazsa olmaz bir unsur. 

ADALAR 3 GRUBA AYRILIYOR 

Ege'de (Adalar Denizi) askerden arındırılmış statüde 3 grup ada bulunuyor. Bu adalara ilişkin egemenlik hakkının hangi anlaşmada belirlendiğine kısaca göz atalım:

GAYRİ ASKERİ STATÜ NE DEMEK? 

Bugün bu 23 adanın tamamında Yunan ordusunun çeşitli seviyelerde tahkimatı var. Zaten Atina yönetimi de buraları silahlandırdığını inkar etmiyor. Öne sürdükleri gerekçe ise Birleşmiş Milletler'in 51. maddesindeki 'meşrû savunma hakkı'... Fakat sözleşmelerle 'Gayri Askeri Statü'nün kabul edilmiş olması, devletin egemenliğine getirilen kural dışılığın kabulü anlamına geliyor. 

'Gayri Askeri Statü' (demilitarized), 'Silahsızlandırılmış Statü'den (disarmed) farklı olarak egemen ülkenin tüm tahkimat olanağını ortadan kaldıran, üç boyutlu devlet ilkesi gereğince hava, kara ve deniz ülkesinde geçerli olan bir rejimi ifade ediyor. 

'Silahsızlandırılmış' ifadesinin kullanılması askeri amaçlarla kullanılmayan askeri hava araçlarının uçuşuna ve hatta ikametine müsaade ederken 'Gayri Askeri Statü' ne uçuşlara ne transit geçişlere ne daimi ve geçici konuşlanmalara ne de insansız deniz ve hava araçlarına izin veriyor. 

Lozan Boğazlar Sözleşmesi'nin 8. maddesi ile Boğazönü Adaları (Limni ve Semadirek), Lozan Barış Anlaşması'nın 13. maddesi ile Doğu Ege adaları (Midilli, Sakız, Sisam ve İkarya), 1947 Paris Barış Anlaşması'nın 14. maddesinin 2. fıkrası uyarınca da 12 Adalar silahsızlandırıldı. Bu anlaşmalarla adalarda kolluk kuvvetleri dışında bir silahlı kuvvet bulundurulmaması ve burada tahkimat yapılmaması hükme bağlandı. 

Yunanistan açısından 'Gayri Askeri Statü'nün tartışmaya mahal vermeyecek şekilde kabulünü içeren birçok madde mevcut. Bu sözleşmelerde hava ve deniz ülkesine yönelik özel hükümler getirilmediği için de rejimin en geniş yorumuyla uygulanması gerekiyor. 

Nitekim Finlandiya’nın güvenliğini gözeterek "1921 tarihli Aaland Adası’nın Tarafsızlaştırılmasını Düzenleyen Sözleşme"de, 'Gayri Askeri Statü' içindeki çeşitli imtiyazların özellikle tanımlandığı görülüyor. Bu bakımdan mevcut rejimde askeri amaçlarla kullanılan sivil uçakların dahi hava sahasından geçmesine müsaade edilmemesi gerekiyor. Aynı şekilde 1994 tarihli San Remo Manüeli gereğince de askeri faaliyetler için kullanılan ticari gemilerin de önlenmesi, askeri gemi statüsündeki sahil güvenlik botlarının da geri çekilmesi gerekiyor.

Yunanistan'ın adalardaki statükonun gereklerini yerine getirmemesi durumunda adaların devir şartının ortadan kalkacağı gayet açık. 

ONİKİ ADALAR (MENTEŞE ADALARI) MESELESİ 

1947'de Yunanistan'a devredilişi hukuksuz olan Oniki Ada'nın mülkiyeti tartışması devam ediyor. Oniki Ada, Lozan'ın 15. maddesi ile İtalya'ya bırakılmış, daha sonra Türkiye'nin katılmadığı 1947 Paris Barış Konferansı'nda 'nüfusun çoğunluğu Rum' denilerek İtalya'dan alınıp Yunanistan'a verilmişti. Fakat Oniki Ada'nın 1947’de Yunanistan’a verilmesinin, 1945'teki BM Anlaşması'nın 108. maddesi ile 1969'daki Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi'nin birçok maddesine aykırı. 

Çok taraflı antlaşma hükümlerinin değişmesinde temel kuralın oy birliği veya 3'te 2 oy çokluğudur. Türkiye ile birlikte toplam 8 devletin taraf olduğu Lozan'ın 15. maddesinin, Lozan’a taraf olan 5 devletin (İngiltere, Fransa, Yunanistan, Yugoslavya, İtalya) ve Lozan’a taraf olmayan 16 devletin katılımı ile 1947’de değiştirildi. Buna göre, hukuka aykırı biçimde oy birliği ya da üçte iki oy çokluğu olmadan 12 adanın Yunanistan’a verilmesi meşru değildir.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER