© Ak Gazete 2015

‘Amaçları Hristiyan Kürt devleti kurmak’ .

İZMİR’DE FETÖ ve PKK adına suç işlediği iddiasıyla tutuklu bulunan ABD’li papaz Brunson hakkındaki iddianameye ulaşıldı. Brunson’un üst düzey FETÖ yöneticileriyle bağlantısına vurgu yapılırken, sözde Hristiyan Kürt devleti çalışmalarına da yer verildi .

 

Cumhuriyet Savcısı Berkant Karakaya'nın hazırladığı ve İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen ABD'li papaz Andrew Craig Brunson hakkındaki iddianamede, hakkında "örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlediği" gerekçesiyle 15, "devletin gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etmek" suçlamasıyla 20 yıla kadar olmak üzere toplam 35 yıl hapis cezası istenen Brunson'un FETÖ'nün üst düzey yöneticileri ile bağlantısı vurgulandı. İddianamede Brunson'un daha önce Yeni Asır'ın da haberleştirdiği Urfa Suruç'ta 2015 yılında meydana gelen ve 31 kişinin yaşamını yitirdiği patlamanın olduğu gün bu ilçede bulunduğu bilgisine de yer verildi.

 



AYRIŞTIRMA VE CASUSLUK
İddianamede, Brunson'un daha önce mensubu olduğu kiliseden terör örgütü PKK'ya verdiği destekten dolayı nasıl kovulduğu ve sonrasında bulunduğu kilisede gerçekleştirdiği terör propagandası tanık ifadesiyle anlatıldı. Brunson'un, firari sanıklar FETÖ'nün eski Ege Bölgesi İmamı Bekir Baz ve yardımcısı Murat Safa ile "silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçlamasıyla yargılanan Uluslararası Af Örgütü Türkiye yöneticisi avukat Taner Kılıç'la yakın iş birliği yaptığı, Kurt ve Alevi vatandaşlar üzerindeki ayrıştırma ve casusluk faaliyetlerini icra ettiği belirtildi. Brunson'un dünyanın değişik ülkelerindeki kişilerle telefon irtibatları ve mesajlaşma içeriklerine de dikkati çekilen iddianamede, gizli tanık ifadelerine göre kiliseye gelen ve kendilerini farklı meslek gruplarından tanıtan kişilerin ABD ve yabancı ülkelerin eski ya da görevde olan askerlerinden oluştuğu anlatıldı.

FETÖ-KİLİSE İŞBİRLİĞİ
Lozan Antlaşmasına göre Türkiye'de kilise açmanın yasak olmasından dolayı FETÖ'nün eski Ege Bölgesi imamı firari Bekir Baz'ın kilise faaliyeti yürütmek için dernekler kurulması yönünde tavsiyede bulunmasına ilişkin olarak gizli tanık "Dua", "Ramazan kod isimli avukat (Bekir Baz kastedilerek) bunlarla toplantı yaptı ve onlara bu yasağı aşmanın yolunun dernekleşmek olduğunu söyledi. Bunlar da çözümün FETÖ tarafından sağlanacağını düşünerek, kendi aralarında 'Bizim işimizi bunlar çözer.' şeklinde konuşuyorlardı. Bu tarihten sonra Türkiye'nin dört bir tarafında çeşitli kiliseler açılmaya başladı" ifadelerini kullandı.

KÜRDİSTAN ÇALIŞMALARI
Kiliselerin maddi yardımının ABD'den geldiğini bildiren gizli tanık, şu bilgileri paylaştı: "O dönemde kilise açmak moda olmuştu. Brunson, kilisesinde ve evlerde yapılan özel toplantılarda Kürtlere yönelik özel ayinler düzenlemekteydi. 'Ziyajin' isimli Kürtçe İncil de oluşturuldu. Diriliş Kilisesi'nin Güneydoğu'da Kürtlere yönelik ayrı bir cemaati var. Brunson kontrol eder. Kürtlerin özellikle bu şekilde Hıristiyanlık dinine yönlendirilmesindeki amaç Kürdistan'ın kurulmak üzere olduğu inancıyla Kürtleri Hristiyanlaştırarak ayrıştırmaktır. Ayrı bir Kürdistan kurulması Diriliş Kilisesi'nin amaçlarından biridir."

'ÜLKEMİZİ BÖLMEK İÇİN'
İddianamede, "Bu illegal yapı hakkında bir çok şeyi bilen ve anlatan 'Dua' kod adlı gizli tanığın, esas mesleği avukat olan bir şahsı (Bekir Baz) bu kimliği, mesleği ile tanımaması, onu kod ismiyle teşhis etmesi, Bekir Baz'ın da kod ismi kullanıp gerçek kimliğini gizleyerek şüpheli Brunson ve mensup olduğu illegal yapıyla irtibat kurması iltisakı göstermektedir. Bu görüşmenin akabinde misyonerlik görüntüsü altında ülkemizi birkaç parçaya bölmek ve kalacak küçük bir kısmı FETÖ/ 'nin yönetimine vermek için faaliyetlerini yürüten bazı kiliselerin yönetici ve rahiplerinin ülkemizde kökleşmeye çalıştıkları anlaşılmaktadır" değerlendirmesinde bulunuldu.

DARBE GİRİŞİMİ BAŞARISIZ OLUNCA BRUNSON ÜZÜLMÜŞ
Brunson'un görüştüğü ABD'li askere yazdığı "Türkleri sallayacak bazı olayları bekliyorduk. Darbe teşebbüsü şoktu. Olaylar daha kötüye gidecek. Sonunda biz kazanacağız" mesajı da iddianameye girdi. Brunson'un bu mesajla, askeri darbe girişiminin başarısız olmasından üzüntü duyduğunun anlaşıldığı, "Sonunda biz kazanacağız" ibaresiyle de iç karışıklıktan faydalanmayı düşündüğü değerlendirmesi yapıldı. Gizli tanık "Dua", Brunson ve arkadaşlarının ülkede bir zelzele yaşanacağını söyleyerek, askeri darbe girişimini kast ettiğini ifade etti. İddianamede, "Darbe girişiminin önceden Brunson ve arkadaşları tarafından bilindiği ve FETÖ'nün sanığın mensup olduğu yapılanma ile hareket ettiği anlaşılmıştır" ifadeleri kullanıldı.

"ABD MARŞI İLE YEMİN ETTİRDİLER"
Gizli tanık "Dua", Brunson'un İzmir'de faaliyet gösterdiği kiliseyi devraldığı F.B'nin  ile yakın bağlantısının olduğunu iddia etti. Brunson ile F.B'nin bir otelde gençlerin beynini yıkamak için toplantılar gerçekleştirdiğini savunan gizli tanık, "Bu toplantıların amacı kilise toplantısı görünümünde daha çok bir beyin yıkama faaliyetiydi. Orada gördüğüm bir manzara, 25 Türk üniversite öğrencisi Amerikan Milli Marşı eşliğinde sağ ellerini göğsün sol yanına getirerek yemin ettikleri görüntüydü" ifadelerini kullandı. Gizlik tanık, "Özellikle cezaevinden çıkan PKK'lılar, takipten kurtulmak amacıyla kiliselere başvurup 'Biz Hristiyan olduk.' diyerek kilisenin sağladığı örtüyle yurt dışına iltica ediyorlardı. Andrew Craig Brunson da bu faaliyetlerin içindeydi" beyanında bulundu.

EMRE USLU'NUN ABD BAĞLANTISI
İddianamede, "Dua" kod adlı gizli tanığın FETÖ'nün önde gelen isimlerinden Emre Uslu'nun ABD ile bağlantısına ilişkin paylaştığı bilgilerine yer verildi. "Dua", ABD kamuoyunda CIA, FBI, NSA içindeki bu yapılanmaya sosyal medyada zaman zaman kullanılan "Mormon Çetesi" denildiğini bildirdi. Gizli tanık, "ABD'deki Utah eyaleti Mormonların Mekke'si gibidir. FETÖ/PDY yöneticilerinden Emre Uslu da bütün eğitimini Utah'ta almıştır. CAMA üyesi kiliselerin içerisinde en etkili ve yönlendirici konumunda olan Mormon Kilisesi'dir. Bu kilisenin yapılanması ülkemizde faaliyet gösteren FETÖ/PDY ile birebir aynıdır." şeklinde beyan verdi. İddianamede, Brunson'un fikir birliği yaptığı arkadaşlarından birinin 2011'de tartıştığı Türk vatandaşına, "Polis şefi Emre Uslu ve arkadaşları Türkiye Cumhuriyeti'nin sahibidir, onların sahibi de Amerikalılardır." ifadesini kullandığına da değinilerek, Uslu'nun ABD bağlantısı açık şekilde ortaya konuldu.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER