© Ak Gazete 2015

Arınç FETÖ’cüleri ‘güzel insanlar’ diye övdü! Hapisten çıkarılmasını istedi

Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala açıklaması nedeniyle Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyeliği’nden istifa etmek zorunda kalan Bülent Arınç bu kez de FETÖ’cülerin hapisten çıkarılmasını istedi.

FETÖ tutuklusu Nusret Muğla’nın ölümünün ardından açıklama yayınlayan Bülent Arınç, Muğla’dan Nusret Ağabey diye bahsetti. Arınç Nusret Muğla ve arkadaşları için Risale-i Nur’lar okuyan pırıl pırıl insanlar diye bahsetti:

“Nusret Ağabey ile lise yıllarımda tanışmıştım. Küçük berber dükkanlarında ortağı Kenan ile çalışırlardı. Zaman içerisinde dost olmuştuk. Güler yüzlü, tatlı dilli bir insandı... Risale-i Nur'ları okur, fırsat bulursa insanlara iman ve Kur'an hakikâtlerini anlatır, herkese ikramda bulunurdu. Üniversite yıllarım ve ardından avukatlığa başladığım dönem de Nusret Ağabey ile dostluğumuz devam etti. Bazen çay sohbetleri yapar, kendisi gibi pırıl pırıl insanlarla kitap okur, sohbet yapardık. Sonra berberlikten ayrıldı ve küçük bir kavaf dükkanı açtı.

Aynı hizmetine orada devam etti; artık Kavaf Nusret Ağabey olmuştu. Sonra “Hizmet Hareketi” olarak bildiği yolda eğitim faaliyetlerine destek olmaya başladı.

Kısıtlı imkânlarını bu yolda kullandı. Topladığı zekat, fitre ve çiftçilerden aldığı ayni yardımlar ile okulların yapım masrafına destek oluyordu. Kendisini sevenlerin Nusret Ağabeyi artık eğitim gönüllüsüydü.”

FETÖ’YÜ HİZMET HAREKETİ DİYE NİTELEDİ

FAALİYETLERİ AKLAMAYA ÇALIŞTI

Fethullah Gülen Terör Örgütü’nü ‘Hizmet Hareketi’ olarak nitelendiren Arınç açıklamasında FETÖ faaliyetlerini malum suçlar diyerek aklamaya çalıştı:

“15 Temmuz'da yaşanan hain darbe girişimi ülkemizin üzerine bir felaket gibi çöktü. Uçaklar, helikopterler, tanklar bomba ve kurşun yağdırdı, meclisimiz bombalandı... Bu hain girişim, onlarca şehit ve gazimizin canını fedakarca hiçe saymasıyla ancak önlenebildi. Bugünden hemen birkaç gün sonra Nusret Ağabeyin de birçok arkadaşı gibi “silahlı terör örgütü üyesi olmak” iddiası ile tutuklandığını öğrendim. Bırakın silahı, eline bir gün çakı dahi almamış, kimseye kaba bir söz söylememiş, her defasında “Biz muhabbet fedaileriyiz husumete vaktimiz yok.” diyen o güzel insan, bankaya para yatırmak, eğitim vakfında görev almak, gençlerle ilgilenmek gibi malûm suçlamalar ile hüküm giymiş ve ardından tahliye edilmişti.”

FETÖ TUTUKLARI HAKSIZ YERE TERÖRİST OLMA İDDİASIYLA YARGILANIYORMUŞ

FETÖ Tutuklusu Muğla’nın ve arkadaşlarının haksız yere terörist olma iddiasıyla yargılandığını öne süren Arınç şu ifadeleri kullandı:

“Kendisine 2 yıl önce geçmiş olsun ziyaretinde bulunmuştum. Kimseye kırgın ya da küskün değildi. 15 Temmuz hain darbe girişiminin bir felâket olduğuna inanıyor ve kendisinin ve arkadaşlarının haksız yere terörist olma iddiası ile yargılandığını, bunun aileler için büyük travmalara neden olduğunu düşünüyordu. Haksızlıkların giderilmesi için benim de elimden geleni yapmamı istemişti. Hakkındaki karar onandıktan sonra cezaevine alındı. Kalp ve çeşitli rahatsızlıklardan dolayı çok sayıda ilaç kullanıyor, kendi başına hayatını idame ettirmekte güçlük çekiyordu. Maalesef tam teşekküllü üniversite hastanesinden alınan raporlar Adli Tıp Kurumu tarafından onanmadığı için cezaevi şartlarında kalmaya devam etti. Hastalığı şiddetini artırdı ve maalesef kovide yakalanarak dün 84 yaşında hayata gözlerini yumdu. Bu güzel insanla olan hikayemin kısaca özeti budur; kendisine dair anılarımı kalbimin en müstesna köşesinde saklayacağım.”

FETÖ’CÜLER İÇİN AF İSTEDİ

Bülent Arınç cezaevi şartlarını ve mahkumların tedavi ve sağlık sorunlarını öne sürerek tutuklu bulunan FETÖ’cüler için af istedi:

“Peki ardından söylenmesi gerekenler nedir?

Cezaevi şartları hasta mahkumların tedavileri ve tedavi süreçlerinde gerekli koşullar açısından uygun değildir. Kalp ameliyatı olması gerekenler var, kanser hastaları var. Tedavileri mevcut şartlar altında mümkün değil. Bu insanların cezaevinde kalmasının kamuya hiçbir faydası yok. Cezalarının büyük bölümünü zaten cezaevinde geçirmiş insanlar. İnfazlarının ertelenmesinin kamusal faydalarının olduğu gibi bu insanların daha kolay şifa bulabilmelerine de imkan sağlayacaktır. Anayasamızın 17. maddesine göre cezaevlerinde dahi olsalar vatandaşların mutlaka insan onuruna yaraşır bir hayat yaşamaları gerekiyor. Çoklu ilaç kullanan, çocukları ile birlikte cezaevinde kalan kanser hastaları var, üstelik kovid riski altındalar. Bunların infazının ertelenmesi Adli Tıp Kurumunun raporları onaylamasına bağlı. Eğer kurum, söz konusu raporları onaylar ise cezaevinden infazları ertelenerek çıkacaklar, belki iyileşmeyecekler ama ev ya da hastane şartları altında tedavileri mümkün olabilecek. Doktorlar inançlı olur, merhametli olur, adaletli olur. Onlar, Hipokrat yemini etmiş insanlardır. Bu insanların cezaevinde kalıp ölüme terk edilmesinin size, yargıya, toplumsal bütünlüğümüze ne gibi bir zararı olabilir?

Lütfen bunları düşünün ve bu şekilde hareket edin. Burada sadece Anayasa'nın 17. maddesi değil, Cumhurbaşkanının da af yetkisi önem taşıyor. Sayın Sezer de, Gül de, Erdoğan da bazı hükümlüler için de bu yetkilerini kullanmışlardı. Kaldı ki Adli Tıp Kurumu, kendisine kanun ve yönetmelikler ile verilen yetkiyi hiçbir makam ve mevkiden korkmadan, hukuka uygun şekilde kullansa Cumhurbaşkanın af yetkisini kullanmasına dahi gerek kalmayacaktır.

Bu konudaki tek muhatabım 15 Temmuz gecesi eline silah almamış, hiçbir şekilde silahlı eylemde bulunmamış, kendi hallerinde Türkiye'nin her yerinde imamı, müezzini, öğretmeni, doktoru, esnafı, emeklisiyle “Sen bu örgütün üyesisin.” denerek cezaevine doldurulmuş insanlardır.”

FETÖ’den cezaevinde ölüm propagandası! İşte Nusret Muğla gerçeği

Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden mahkum olan 84 yaşındaki Nusret Muğla’nın vefatını FETÖ’cüler propaganda malzemesi yaptı. Muğla’nın koğuşunda öldüğünü ileri süren FETÖ’cüler birçok yalana sarıldı. Koronavirüs olan Muğla’nın hastanede tedavisi sırasında vefat ettiği ortaya çıktı. Öte yandan, birçok kez hastaneye sevk edilen ve yatışı yapılarak cezası ertelenen Muğla’nın tedaviyi reddettiği, ölüm dahil tüm riskleri aldığını belirten dilekçe verdiği ortaya çıktı.

Nusret Muğla, FETÖ üyeliğinden 6 yıl 3 ay hapis cezası alarak 6 Ocak 2021'de cezaevine girdi. 11 Aralık'a kadar 11 ayda 32 defa "hipertansiyon, romatizma, koroner arter hastalığı" rahatsızlıklarıyla cezaevi revirine alınarak muayeneleri yapıldı. Reçete edilen ilaçları kendisine elden verildi. Sağlık kontrolleri düzenli aralıklarla yapıldı.

Bu süreçde 6 kez Manisa Merkez Efendi Devlet Hastanesi, Manisa Şehir Hastanesi ve Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin Kardiyoloji, Dahiliye ve Acil Polikliniklerine "hipertansiyon, karında şişlik, kalp" rahatsızlıkları şikayetleriyle sevk edildi. Gerekli tetkik ve muayenelerinin ardından yine reçete edilen ilaçları ceza infaz kurumunca kurum tarafından teslim edildi.

EPİKRİZ RAPORU: TEDAVİYİ REDDETTİ

23-26 Mart 2021 tarihleri arasında Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yatarak tedavi gördü.
Kardiyoloji Anjiyo Ünitesi epikriz raporunda, "aterosklerotik kalp hastalığı ve aterosklerotik kardiyovasküler hastalık teşhisleriyle ve 2017 yılında yapılan anjiyografi sonucuna göre ciddi KAH+LMCA lezyonu saptanan hastanın kalp bypass ameliyatını kabul etmediği kaydedildi.

Hasta heyet raporu açısından kabul etmemesi nedeni ile tıbben gerekli bu işlemlerin yapılamadığı, hastanın bu işlemleri reddettiğine dair imza verdiği, bu nedenle tıbbi tedavisi düzenlenen hastanın reçetesi yazılarak taburcu edildiği vurgulandı. Ayrıca 24 Mayıs 2021 tarihinde Manisa Merkez Efendi Devlet Hastanesine tedavi ve yatış için sevk edildi ve bypass ameliyatı önerildi. Ancak Muğla, tedaviyi yine reddetti.

CEZANIN ERTELENMESİNİ ENGELLEDİ

Hükümlü Nusret Muğla hakkında Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunun 16. maddesi kapsamında ceza erteleme işlemi başlatıldı. İstanbul Adli Tıp Kurumu raporunda da Muğla'nın yatarak tedavi görmesi gerektiği belirtildi.
Cezası ertelenen Muğla 22 ve 30 Aralık 2021, 5 Mayıs 2022 tarihlerinde İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edildi. 11 Ocak 2022'de yatışı yapıldı. Ancak Muğla tedaviyi yine kabul etmedi. Ölüm dahil tüm riskleri aldığını belirten dilekçe vermesi üzerine, epikriz raporları sonucunda 13 Ocak 2022'de hastaneden taburcu edildi ve ceza erteleme işlemine devam edilemedi.
Son olarak 12 Şubat 2022 tarihinde ceza infaz kurumunca resen (talep olmaksızın, kendiliğinden) ceza erteleme işlemi başlatıldı.

KORONAVİRÜS

11 Şubat 2022 saat 23.00 sıralarında koğuş butonuna basılarak, hükümlü Nusret Muğla'nın dengesini kaybedip düştüğünün söylendi. Bunun üzerine 112 Acil Servis ekipleri çağrıldı ve Manisa Şehir Hastanesi Acil Polikliniğine sevk edildi. Acil serviste yapılan muayenesi sonucunda, kafa travması nedeniyle nörolojik muayenesi olağan olan Muğla'nın gerekli tetkik ve tedavilerine yapıldı. Tomografisi çekildi. Koronavirüs bulgularına rastlanması üzerine PCR testi yapıldı. Test sonucunun 'pozitif' çıkması üzerine ileri tetkik ve tedavileri için Manisa Merkez Efendi Devlet Hastanesinde yatışı yapıldı.

KOĞUŞTA ÖLDÜ YALANI

Hayati riski bulunan hükümlü Nusret Muğla Manisa Merkez Efendi Devlet Hastanesi Anestezi Yoğun Bakım 3. Basamak Servisinde tedavisi devam ederken 13 Şubat 2022 günü saat 10.54'te entübe edildi. Genel sağlık durumu kötüye giden Muğla'nın, aynı gün saat 11.35'te kalbi durdu. Kalp masajı ile ilaç enjeksiyonu uygulanan Muğla'nın kalbi, saat 11.50'de yeniden atmaya başladı. Saat 12.18'de yeniden kalbinin durdu. Kalp masajı ve ilaç enjeksiyonu ile saat 12.33'de kalbi tekrar atmaya başladı. Son olarak saat 12.45'de kalbinin duran Muğla, bu kez kalp masajı ile ilaç enjeksiyonuna cevap vermedi. Saat 13.30'da Muğla'nın vefat ettiği yönünde hastane tarafından rapor düzenlendi.

 

 

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER