Atatürk'ün kararını bilmeyen CHP yine cuma hutbesi üzerinden Diyanet'i hedef aldı

Veli Ağbaba Teröristi TBMM'de ağırlamıştı

CHP, her cuma gününe denk gelen milli bayramlarda olduğu gibi bu 29 Cumhuriyet Bayramı’nda da hutbede Mustafa Kemal Atatürk’ün adının anılmadığı iddiasıyla vatandaşları Diyanet’e karşı kışkırtmaya çalıştı.

ATATÜRK'ÜN PARTİSİ ATATÜRK'ÜN YASAĞINI BİLMİYOR
Atatürk'ün 5 Mart 1924 tarihli kararname ile hutbelerde adından bahsedilmesini bizzat kendi imzası ile yasakladığını bilmeyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, "Her şeyimizi borçlu olduğumuz Atatürk’ün hutbelerden çıkarılmasını kınadığımızı söylemek istiyoruz." açıklamasında bulundu.

ALİ ERBAŞ'I DA HEDEF ALDI
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ı da hedef alan Ağbaba, "Diyanet İşleri Başkanı, siyasetin emir eri olmuş, adeta onların kılıçlığını yapan şahsiyet." ifadelerini kullandı.

İşte Atatürk'ün hutbelerde kendi isminin zikredilmesini yasakladığı kararname:

‘Türkiye Reisi Cumhuru’ olarak bizzat kendi imzasıyla Gazi Mustafa Kemal Paşa tarafından Dahiliye Vekaleti’ne (İçişleri Bakanlığı’na) oradan da ‘Acele’ kayıtlı şifre telgraflarla valiliklere gönderilmiş kararnamede Atatürk, “Bundan sonra hutbelerde isim zikredilmeksizin “millet ve cumhuriyetin saadet ve selametine dua edilmesini” istiyor.

Duaların ‘millet ve Cumhuriyet’in selameti için yapılmasına ilişkin isteğin gerekçesine de hilafeti kaldıran yasal düzenlemede rastlanıyor. İlgili yasanın birinci maddesinde “halifeliğin hükümet, Cumhuriyet, yani TBMM’nin anlam ve kavramı içinde zaten saklı olduğu” belirtiliyor.

İşte Mustafa Kemal'in hutbelerde kendi isminin zikredilmesini yasakladığı kararname:

‘Türkiye Reisi Cumhuru’ olarak bizzat kendi imzasıyla Gazi Mustafa Kemal Paşa tarafından Dahiliye Vekaleti’ne (İçişleri Bakanlığı’na) oradan da ‘Acele’ kayıtlı şifre telgraflarla valiliklere gönderilmiş kararnamede Atatürk, “Bundan sonra hutbelerde isim zikredilmeksizin “millet ve cumhuriyetin saadet ve selametine dua edilmesini” istiyor.

Duaların ‘millet ve Cumhuriyet’in selameti için yapılmasına ilişkin isteğin gerekçesine de hilafeti kaldıran yasal düzenlemede rastlanıyor. İlgili yasanın birinci maddesinde “halifeliğin hükümet, Cumhuriyet, yani TBMM’nin anlam ve kavramı içinde zaten saklı olduğu” belirtiliyor.