© Ak Gazete 2015

Başkan Erdoğan'a özenen Macron rezil kepaze oldu

Rusya Lideri Vladimir Putin ile görüşen Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, dünyaya rezil kepaze oldu. Ziyaretin Başkan Erdoğan'ın Ukrayna hamlesinden sonra gerçekleştiğine dikkat çeken uzmanlar, "Erdoğan'ın başarısı Macron'u çıldırtıyor" değerlendirmesinde bulundu.

Rusya ile Ukrayna arasında devam eden gerilim tırmanırken, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un dün gece Rusya'da Devlet Başkanı Vladimir Putin ile gerçekleştirdiği görüşmeden çözüm değil, espri konusu çıktı.

Rusya ve Belarus’un Ukrayna sınırında tatbikata hazırlandığı günlerde Batılı istihbarat birimleri Rusya’nın Kiev’i işgal edebileceğine dair raporlar yayınlarken, tansiyonu dindirmek için birçok ülke de devreye girdi.

Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen hafta Ukrayna’ya giderek Devlet Başkanı Zelenskiy ile görüşmesinin ardından dün de Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Rusya’ya giderek Putin ile masaya oturdu.

Fakat iki liderin görüştüğü masanın boyutu, görüşmeden çıkan sonucu adeta gölgede bıraktı. Putin’in dev boyutlardaki konferans salonu masası uluslararası kamuoyunda gündem oldu.

Bu durum, Fransa'nın aleyhine diplomasi tarihine geçen bir olay olarak yorumlandı.

SETA Kıdemli Araştırmacısı ve Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ferhat Pirinççi, Yeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül ve Gazeteci Fatih Karakaya, Putin-Macron krizini Haber7'ye değerlendirdi.

"Her seferinde hezimete uğruyor"

Macron'un ön plana çıkmak istediği bir durumda Ukrayna'daki krizi fırsata çevirmek istediğini ifade eden Fatih Karakaya, "Avrupa liderliğini oynayan bir kişi. Ama her seferinde uluslararası arenada hezimete uğradı" değerlendirmesinde bulundu.

Karakaya, ziyaretin Erdoğan'ın Ukrayna girişimlerinin ardından geldiğine işaret ederek, Macron'un uzun dönemden beri Türkiye ile her türlü alanda rekabete girme, Erdoğan'a karşı çıkma hevesinin olduğunu ifade etti.

"Erdoğan'ın başarısı Macron'u çıldırtıyor"

Macron'un en son 2019'da Putin'le görüştüğünü, Putin'in geçen seneki davetini de Kovid-19 bahanesiyle geri çevirdiğini hatırlatan Karakaya, şunları aktardı:

"Bazı Avrupa ülkelerinin Rusya'ya karşı sert bir tutumu var. Mesela Afrika'da Mali'de Türkiye yok, Rusya var Wagner var. Ama onlara karşı açıklamaları yok hep Türkiye'ye karşı açıklamaları var. Dolayısıyla Erdoğan'ın gitmesinden sonra bu görüşmelerin başarılı olması, iki tarafın olumlu mesajlar vermesi Avrupa'yı ve özellikle Macron'u çıldırtıyor. Erdoğan'ın başarısının üstünü örtmek için yapılan bir hamle. Sonuçta kendine geri döndü, başarılı olamadı. Sürekli Türkiye karşısında kaybeden bir lider rolünü oynuyor, Ermenistan-Azerbaycan savaşında da aynı şekilde Ermenistan tarafında yer alarak kaybetmişti. Sürekli Türkiye'yi cephe alarak kaybeden bir Macron ortaya çıkıyor."

Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül de yaptığı değerlendirmede, Macron'un Rusya ziyaretinin hazırlanmış bir şey değil, apar topar yapılmış bir girişim olduğunu ifade etti.

Erdoğan'ın Ukrayna Devlet Başkanı Zelensky ile yaptığı görüşmeye ve Putin'e yaptığı davete işaret eden Karagül, "Oralardan iyi sinyaller gelmesinden önce bunlardan hiç böyle bir niyet yoktu. Nihayetinde Türkiye Ukrayna krizini bir şekilde dondurabilirse olağanüstü bir diplomatik güce dönüşecek bundan endişe ediyorlar" diye konuştu.

"Putin 'siz bir hiçsiniz' dedi"

Karagül, "Putin adamı gömdü. Avrupa'yı Batı'yı gömdü aslında sadece Fransa'yı değil. Yani siz bir hiçsiniz dedi. Sizin benim üzerimde yaptırım, diplomasi gücünüz yok dedi. Burada Amerika'ya da Avrupa'ya da meydan okudu" dedi.

Bu aşamadan sonra Türkiye'nin rolünün çok daha fazla öne çıktığını belirten Karagül, şöyle devam etti:

"Çünkü Putin Çin ziyaretinden sonra Türkiye'ye geleceğini söyledi. Türkiye, Putin ve Zelensky'yi Ankara'da buluşursa olağanüstü bir güce dönüşür. Bunu ABD yapamadı, Avrupa yapamadı. Amerika sadece kışkırtıyor. Onların orada hesapları başka. Ama Zelensky ve Putin Türkiye'ye gelirse dünya diplomasisi için olağanüstü bir güç göstergesi olur."

"Batı Türkiye'yi Ortadoğu ve Afrika'da tehdit olarak algılıyor"

Karagül'e göre Türkiye bu savaşı durdurmak zorunda, çünkü bu sadece Ukrayna değil aynı zamanda Karadeniz meselesi. Karagül, "Bu adamlar Ukrayna'da savaş çıkarıp Karadeniz'e yerleşmeye çalışıyor Avrupa ve ABD. Bunun nihayetinde Türkiye'yi Rusya karşısına dikmeye çalışacaklar. Ukrayna'dan sonraki ikinci adımda vahim bir senaryo var. O da Türk-Rus savaşıdır. Suriye'de bunu yapmaya çalıştılar uçak düşürmeyle FETÖ eliyle. Türkiye Rusya'yı kapıştırmaya çalıştılar. İki ülke kapışırsa yorgun düşecek. Şu anda Türkiye'yi de Batı müttefik olmasına rağmen Asya'da, Ortadoğu'da ve Afrika'da bir tehdit olarak algılıyor" görüşünü dile getirdi.

Ferhat Pirinççi: Diplomasi tarihine geçecek bir görüntü

SETA Kıdemli Araştırmacısı ve Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ferhat Pirinççi, Macron'un bu ziyareti Fransa'nın ABD ile ayrıştığını göstermek için gerçekleştirdiği görüşünde.

"Bir şekilde bu krize Avrupa adına farklı bir çözüm bulabileceğini gösteriyordu" diyen Pirinççi, şöyle devam etti:

"Böyle bir ihtimal de vardı çünkü Putin zaten Avrupa'nın homojen bir bütün olmadığını göstermek için zaman zaman bu tarz hamlelerde bulunuyordu. Putin'in kabul etmesi bu yönde bir işaret. Ama sembolik olarak kameralara yansıyan görüntülere bakıldığında Putin net bir şekilde Macron'u karşı tarafa yerleşirdi. Diyalog kurulabilecek, kolaylaştırıcı ve ortak paydada buluşulabilecek bir muhatap olarak değil de tam tersine rekabet ve gerginliği yansıtacak bir şekilde ağırladı. Dolayısıyla bir şey çıkmayacağı belliydi ama görsellerle bunun ortaya çıkarılması, özellikle Fransa açısından diplomasi tarihine örnek olarak verilebilecek görsellerden bir tanesi oldu."

"Türkiye hiçbir NATO ülkesinin vermediği desteği veriyor"

Erdoğan'ın girişimi ile Macron'un ziyareti arasındaki farka dikkat çeken Pirinççi, "Türkiye'nin Ukrayna merkezlemesine yaklaşımı bir yönden Rusya ile Ukrayna'yı ayrıştırarak, ama diğer taraftan uluslararası hukuk ve stratejik ilişkiler açısından da pozisyon olarak. Şimdi Ukrayna'ya bir yandan savunma sanayii ürünleri gönderiyoruz, aynı zamanda diğer alanlarda stratejik ilişkilerimiz var. Ama aynı ilişkiler ve benzeri ilişkiler Rusya ile de devam ediyor. Ama örneğin Türkiye'nin Kırım'ın ilhakı konusunda net bir şekilde karşı durması itibarıyla Ukrayna'ya belki de hiçbir Batı ve NATO ülkesinin vermediği desteği veriyor" diye konuştu.

"Ama aynı Cumhurbaşkanımız bu meselede arabulucu olma konusunda üzerine düşen rol varsa yapmaktan kaçınmayacağımızı ifade ederek ve aynı zamanda bölgede tansiyonun düşürülmesi gerektiğini ifade ederek diğer aktörlerden farklılaşıyor" diyen Pirinççi, sözlerine şöyle devam etti.

"Bu nedenle zaten Ukrayna tarafından Cumhurbaşkanımızın girişimi destek buldu. Benzeri şey de Putin'in her ne kadar ikili ilişkiler bağlanında ziyaret edeceği olmakla beraber Türkiye'nin böyle bir girişimi reddetmeyeceğini ifade etmesi de önemli. Macron'un Türkiye ile yaklaşımının aynı olacağını düşünmüyorum. Ama şu bir gerçek tavır, Putin, boşluğu doldurmak isteyen Fransa'ya çok ağır bir şekilde yanıt verdi. Macron bunu hem Avrupa'daki o güç dengesinde ön plana geçmek için yapmıştı, hem de ABD'ye rağmen böyle bir şeye girişmişti, hem de iç politikada kazanım elde etmek için yapmıştı."

Macron'un çok ciddi bir prestij darbesi yediğini söyleyen Pirinççi, "Şu anda da Fransa da gündem bu; bir Fransız Devlet Başkanı'nın uğradığı bir muamele..." diyerek sözlerini tamamladı.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER