Başkan Erdoğan'dan Fransız mallarına boykot çağrısı..!
GÜNDEMCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ben buradan milletime sesleniyorum; nasıl ki Fransa'da 'Türk markalı mal satın almayın' diyorsa, sakın Fransız markalara asla iltifat etmeyin bunlardan satın almayın." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde Mevlid-i Nebi Haftası Açılış Programı'nda konuştu. "Fransa'da Müslümanlara bir zulüm varsa hep birlikte biz oraya da sahip çıkalım diye buradan dünya liderlerine sesleniyorum. Müslümanlara ait iş yerleri, evler, okullar hemen her gün faşist grupların saldırısına uğruyor." diyen Erdoğan, "Ben buradan milletime sesleniyorum; nasıl ki Fransa'da 'Türk markalı mal satın almayın' diyorsa, sakın Fransız markalara asla iltifat etmeyin, bunlardan satın almayın" ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları;
"Bu muhabbet ikliminde gönüllerimizi buluşturan herkese, siz kıymetli misafirlerimize teşekkür ediyorum.
Bu haftanın hayırlara vesile olmasını, kalplerimizi yumuşatmasını Rabbimden niyaz ediyorum.
Milletimizin ve İslam aleminin Çarşamba'yı Perşembe'ye bağlayan gece idrak edeceğimiz Leyle-i Mevlid'ini şimdiden tebrik ediyorum.
Koronavirüs salgını
Bu sene Mevlid-i Nebi haftasını gerek tüm dünyayı etkileyen koronavirüs salgını gerekse bölgemizde yaşanan sıkıntılar nedeniyle ne yazık ki buruk yaşıyoruz.
Salgın dalgalar halinde yayılmaya devam ediyor. Vakitlice attığımız tedbirler sayesinde diğer ülkelere göre bu sağlık krizini hamd olsun daha hafif geçiriyoruz.
An be an durumu izliyor, bilgilendirmeleri alıyor ve gerekli talimatları veriyoruz.
Tüm dünyada hasta sayısının ürkütücü boyutlara ulaştığı bu dönemde milletimizden tedbirlere daha fazla hassasiyet göstermelerini rica ediyorum.
83 milyonun her birine burada görev düşüyor.
Bir süre daha sabredecek, kurallara uyacak ondan sonra inşallah felaha erişeceğiz.
O güzel günlere milletçe beraber kavuşacağız.
Fransız mallarına boykot çağrısı
Millet olarak bu dönemde hüznümüzü arttıran tek şey Korona salgınında yitirdiklerimizin acısı değil. Yüreklerimizi asıl dağlayan, başta gönül coğrafyamız olmak üzere, Müslümanların içinde bulunduğu ahvaldir.
Dinimiz ve peygamberimizce yasaklanan fiilin her gün her an işlendiği bir dönem içindeyiz.
Libya'nın zengin kaynakları darbeciler ve Batı'nın emperyalist güçleri tarafından talan edildi.
Filistin'de zulüm, Arakan'da şiddet, Irak ve Afganistan'da terör can almaya devam ediyor.
Her şeyden önce insanız. İnsan olarak bizim dinimizde Hıristiyan olmak suç değildir, biz ona da Museviye de sahip çıkıyoruz.
Fransa'da Müslümanlara bir zulüm varsa hep birlikte biz oraya da sahip çıkalım diye buradan dünya liderlerine sesleniyorum.
Avrupa ülkelerinde İslam ve Müslüman düşmanlığının adeta veba gibi toplumlara sirayet ettiğini görüyoruz.
Müslümanlara ait iş yerleri, evler, okullar hemen her gün faşist grupların saldırısına uğruyor.
Ben buradan milletime sesleniyorum; nasıl ki Fransa'da 'Türk markalı mal satın almayın' diyorsa, sakın Fransız markalara asla iltifat etmeyin bunlardan satın almayın.
"Hani sizde din özgürlüğü vardı"
Şansölye Merkel'e de sesleniyorum; hani sizde din özgürlüğü vardı, hani sizde din veya dinini yaşayanlara karşı devletinizin güvencesi vardı? Peki bir sabah namazında nasıl oluyor da 100'ü aşkın polis camiye saldırıyor? Bunların tam tersini siz bugüne kadar Türkiye'den duydunuz mu? Hayır. Niye, çünkü bizde gerçek din özgürlüğü var.
Gün geçmiyor ki Müslümanların inanç hürriyetlerini kısıtlayan bir uygulamayla karşılaşmayalım.
Fransa'nın akli noktada kontrole muhtaç olan liderinin teşvikiyle bu saldırılar yapılmaya başlandı.
Bugün lafa gelince demokrasiyi kimseye bırakmayan birçok Batılı devlette, Müslümanlara yönelik hukuksuzluklar adeta sıradan hale gelmiştir.
Kimi Avrupa ülkelerinde bizzat devlet başkanı seviyesinde teşvik edilen bir politika haline gelmiştir.
Buradan sesleniyorum... İşte siz gerçek manada faşistsiniz, siz gerçek manada Nazi'nin zincir halkalarından birisiniz.
"Müslümanlara yönelik kin ve nefret körüklenmektedir"
Irkçı terörizm, medya ve siyaset eliyle, çoğu zaman da güvenlik birimlerinin de göz yummasıyla toplumda yaygınlaşıyor.
FETÖ gibi örgütler en üst düzeyde korunurken, samimi müminler dışlanmakta, ötekileştirilmektedir.
Meşru zeminde faaliyet yürüten sivil toplum kuruluşları baskıya uğramaktadır.
DEAŞ gibi teröristlerin işlediği cinayetlerin faturaları dinimize ve müminlere kesimlere, Müslümanlara yönelik kin ve nefret körüklenmektedir.
Batı toplumları İslam'ı hedef alarak buradan çıkış yolu aramak gibi yanlışa düşmüşlerdir.
Koronavirüs salgınının sebep olduğu ekonomik sıkıntıların faturası bile Müslümanlara ve göçmenlere kesilmeye çalışılıyor.
Korkarım çok daha karanlık, çok daha sinsi planın çarkları işlemektedir.
Müslümanları düşmanlaştırarak elde edebileceğiniz hiçbir kazanım yoktur.
Çapsızlığınızı perdelemek için girdiğiniz bu yolun sonu felakettir.
İslam düşmanlığını görmezden gelemezsiniz. Ülkemizle ilgili olur olmaz konuda görüş bildiren Avrupa Parlementosu üç maymunu oynayarak bu konuyu geçiştiremez.
Avrupa'nın basiret, ahlak, vicdan sahibi liderleri korku duvarlarını yıkmalı, İslam ve Müslüman düşmanlığı hakkında konuşmaya başlamalıdır.
Avrupalı siyasetçiler, Macron'un başını çektiği nefret kampanyasına artık bir 'dur' demelidir.
Macron'un hoşuna gitmese de, önceki gün yaptığım çağrıyı tekrarlamak istiyorum; ırkçılık ve İslam düşmanlığı; görevi, konumu, makamı ne olursa olsun insanın akli ve vicdani melekelerini yok eden bir psikozdur.
"İmam hatip okullarımızın kapısına kilit vuruldu"
Camilerin emlak niyetine satıldığı, ibadethanelerin ahıra çevrildiği, Kur'an kurslarının kapatıldığı günlerimiz oldu. Kur'an-ı Kerim'in tren vagonlarında, ahırlarda, derme çatma binalarda gizli saklı şekilde öğretildiği günlerden geçtik.
Milletin desteğiyle kurulan Kur'an kursları, imam hatip okullarımızın kapısına kilit vuruldu.
Bu ülkede Allah ve ahlâk demenin yasak olduğu zorlu, utanç verici günler yaşadık.
Şuanda 1 milyon 300 bin öğrenci İmam Hatiplerde eğitim görmektedir."
Erdoğan'ın boykot çağrısına iş dünyasından ilk tepki
Fransa'da Peygamberimize yönelik çirkin saldırı sonrası Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın Fransız mallarına boykot çağrısına TESK'ten destek geldi.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Fransız mallarına boykot çağrısına ilk açıklama TESK'ten geldi.
Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın Fransız mallarının boykot edilmesi çağrısını desteklediklerini belirterek, "Halkımız, boykot kampanyasına katılım sağlamalı ve esnafımızdan Fransız menşeli ürünler talep etmemelidir." ifadesini kullandı.
Vatandaşların boykot konusunda duyarlılık göstermesi gerektiğini kaydeden Palandöken, "Halkımız, boykot kampanyasına katılım sağlamalı ve esnafımızdan Fransız menşeli ürünler talep etmemelidir. Boykota özen gösterilmesi ülkemizin menfaatleri bakımından çok önemli." değerlendirmesinde bulundu.
İŞTE FRANSIZ MARKALARI VE FRANSIZ ÜRÜNLERİ!
Benzin: Elf
Süpermarket: Gima, Dia Endi
Yoğurt: Yoplait
Şişe Suyu: Perrier, Evian
Oto Lastiği: Michelin, Uniroyal, Recamic
Oto Yedek Parça: Valeo
Otomobil: Peugeot, Citroen
Giyim: Lacoste , Givenchy, Pierre Cardin, Yves Saint Laurent, Etam, René Derby, Sonia Rykiel, Cacharel, Daniel Hechter
Çanta: Longchamps, Lancel, Louis Vuitton
Şampuan: L'Oreal, Studio Line, Lancome
Saç ürünleri: L'Oreal, Studio Line, Garnier, Kerastase
Bebek giyim, mama, oyuncak: Bledina, Mellin, Majorette, DPAM, Petit Bateau
Kozmetik: L'Oreal, La Roche Posay, Biotherm, Christian Dior, Clarins, Vichy
Parfüm: Chanel, Christian Dior, Clarins, Drakkar Noir, Fahrenheit, Lancome,Lavendar Harvest
Cilt Bakım ürünleri: Clarins, Guerlain, Avon, Avene
İnşaat: Ondulin Avrasya (Onduline -Bituline-Isoline), Lafarge, Chryso, Weber Markem
Seyahat: Air France, Club Med, Fransız Kültür Merkezi
Tıraş Bıçağı : BIC
Çakmak:BIC, Cartier
Kırtasiye: BIC, Sheaffer
Spor Ekipmanı: Le coq sportif
Motosiklet, Bisiklet: Peugeot
İlginizi Çekebilir