© Ak Gazete 2015

BİR EKONOMİ NASIL GÜÇLENİR?

Ekonomik dalında bilimsel temelli bağlamda özel, genel teori ve uygulamalarını daha anlaşılır seviyede anlatımını sunmak adına araştırmacı, yazar ve siyasetçi Ömer ÜZEN'in fikir penceresinden kısa ve net şekilde siz değerli okurlarımıza sunma şansı veriyoruz.

Adına ne ekonomisi dersek diyelim; ister ev ekonomisi olsun, ister işletme ekonomisi olsun, isterse de ülke ekonomisi olsun, en kapsamlı ve temel dayanağı üretkenlik potansiyelinin devreye sokulması ve hiçbir üretilenin heba edilmemesi yani geri dönüşümsüz biçimde gerekçesi ne olursa olsun, hiçbir gerekçe noktalarına dayandırılmadan israf ekonomisine dayanağının olmaması ve bu risk olasılığının da tamamen ortadan kaldırılması ile büyük sürdürülebilinir bir artı yönlü ekonomik döngüsü oluşacağı öngörülen bir durumdur. Bu anahtar modellemelerden gidilirse ekonomik kalkınma hızlıca oluşur ve gelişir. Yaratılan bu etkisel dalgadan da istihdam sahaları yaratılır. Bu sayede ekonomik katma oranlarına işsiz vakaları eksi olarak eklenmemiş olacaktır. Finansal ve diğer ana hammadde  kaynakları da o denli kendiliğinden meydana gelme şansına ve imkânına sahip olmuş olur. Bu minvallerde güçlü ve kararlı bir irade sergilenirse en azından temelsel düzeylerde sağlam bir basamak inşasının oluşacağının netliği çok açıktır.

Her şey de olduğu gibi ekonomi alanında da temelin inşa basamağı çok büyük önem arz etmektedir. Dünyada Sanayi inkılabıyla ortaya çıkan üretim araçlarına dayalı üretim ekonomisi hala da ilk günkü gibi önemini ve etkisini hissettirmektedir. Bu konu doğrultularında anlatmak istediğim, bahsi geçen Sanayi devriminin orjin ata adresi İngiltere başta olmak üzere diğer batı, Avrupai ulus ve medeniyetlerinin bugünkü ekonomi damarlarına adeta can kaynağı olan bu üretim araçlarının üretimini gerçekleştirmeleridir. Neredeyse bu araçların yedek parçalarının bile ticari üretim ağlarını finansal ve teknik bünyelerinde tutmalarının diğer insanlara yani gelişmekte olan ve gelişmemiş ülkelere verdikleri mesajda saklı tutulmaktadır. Bu ise biz yoksak sizler de bu üretimden yoksun kalırsınızdan öte örtülü şantaj aracı değildir.

Yazımızın başındakilere giriş ana önermeleri diyerek ve varsayarak son görüşlerim paralelinde ise çıkarmamız gereken diğer ana önerme ise şartsız, koşulsuz çağa uygun adımlarla bilgiye dayalı ve hükümleri çerçevesinde üretkenliği(üretimi) sağlamaktır. Giriş ana önermemiz ise üretim, üretim, üretim…asla ve asla da israf alışkanlığına yakalanarak mikro ekonomiye, israf ekonomisi gibi bir kavrama yol açmamak.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER