© Ak Gazete 2015

Bir zamanlar CHP'lilerin tecavüz ettiği kadınlara "yollu" diyen de kendisi! Fesat proje uçtu Can'cık algıya başladı

CHP'de yaşanan taviz ve tecavüz skandallarını mide bulandıran sözlerle aklamaya çalışan Can Ataklı, son olarak İstanbul Sözleşmesinin feshedilmesiyle birlikte kadınları dövmenin serbest olduğu hezeyanında bulundu.

CHP'de yaşanan taciz ve tecavüz skandallarını örtbas edip aklamaya çalışan TELE1 sunucusu ve Korkusuz gazetesi yazarı Can Ataklı, şimdi de LGBT lobisinin sığınağı haline gelen "İstanbul Sözleşmesi" adlı fesat projesini diline doladı.

CHP'li vekillerin tecavüz ettiği kadına "yollu" diyerek kokuşmuş zihniyetini ortaya koyan Ataklı, İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırılmasıyla birlikte artık kadınların dövmenin serbest olduğunu ileri sürerek algı operasyonu yaptı. CHP'li vekillerin tecavüz ettiği kadınları tahkir ederek aşağılayan Ataklı, "Artık kadın dövmek serbest" başlıklı yazısında şu ifadeleri kullandı:

Adam eve girdi ve patlattı karısının suratına tokadı sonra da “Çıktık artık, şimdi ne yapacaksın bakalım?” diye bağırdı kötü adam misali kahkaha atarak.

Kadının zaten feleği şaşmış, yediği tokattan “Nereden çıktık?” diyecek hali mi var? İkinci tokadı engellerim umuduyla dudağındaki kanı gizlemeye çalışarak, “İyi ki çıkmışız, aman ne sevinim” diye kekeledi.

Espri mi bu yani?

Yooo, ne münasebet.

Böyle bir konunun esprisi mi olurmuş?

Espri falan değil, bu bir gerçek.

Türkiye’de ruhu ilkel yüz binlerce erkek şimdi böyle düşünmüyorsa ben de ne olayım.

Genel kanaat şudur;

Zaten çok olmuşlardı.

Neydi o be sokaklara dökülüp de bağırıp çağırmalar, devletimizin polisine falan direnmeler.

Sağ olsun sayın başkanımız tak diye kesti önlerini.

Sahi, yazdım bunları ama peki ne için, onu belirtmeyi unutmuşum.

AKP Genel Başkanı, cuma gece yarısı bir kararname yayınlayarak “İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiğimizi” açıkladı.

İstanbul Sözleşmesi kadına yönelik şiddetin önlenmesi için yapılması gerekenleri anlatıyor.

Merak edenler için hemen yazayım, sözleşmenin adı İstanbul, çünkü bu sözleşmenin yapılmasını isteyen ülke Türkiye.

Türkiye dediysek Erdoğan öncesi Türkiye falan değil, bu sözleşmeyi isteyen ve dünya ülkelerini de razı ederek şu ana kadar 45 tanesinin imzalayıp onaylamasını sağlayan bizzat Erdoğan iktidarı.

Tabii bütün bunlar 2011 yılında oldu.

Yani Erdoğan’ın gücünü pekiştirmek, dünyaya da güzel görünmek için demokrasi ve hukuka, insan hak ve özgürlüklerine sahip çıkıyormuş gibi yaptığı yıllar.

AKP Genel Başkanı, sözleşmeyi 11 Mayıs 2011’de imzaladı. Konuyu hemen parlamentoya getirdi ve Meclis, 24 Kasım 2011’de bu uluslararası sözleşmeyi onayladı.

Böylelikle Türkiye, İstanbul Sözleşmesi’ni Meclis’inden de geçiren ilk ülke oldu.

Sonra ne oldu?

Erdoğan’ın gücü zirveye çıktı, artık tek adam olarak yönetmeye başladı ülkeyi ve gerek kalmadığı için demokrasi, hukuk, insan hakları treninden inildi.

Mesele bu kadar basittir.

Yani acayip tarafı falan yoktur konunun.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER