Bu ilkesizlik ne uğruna, Kobani isyanının başbakanı!
SİYASETAli Karahasanoğlu'nun köşe yazısı
2014 yılındaki Kobani olayları yaşandığında, Başbakanlık koltuğunda, Ahmet Davutoğlu oturuyordu..
Kobani olaylarını çıkartanlar, onlarca insanımızın kanına giren katiller, aynı zamanda o dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu için de, suç duyurusunda bulunmuşlardı..
Kafaya bakın..
Hemen her gün, TSK mensuplarına saldırarak şehid edenler..
Suriye içindeki Kobani’de, TSK’dan yardım istiyorlar..
“Biz size sabah akşam kurşun sıkıyoruz ama. Siz gelin, bizi IŞİD’in elinden kurtarın” diyorlar..
Böyle bir tuzağa, TSK düşer mi?
Düşmedi..
Düşmeyince de, önce Kandil’den başladılar. Ardından HDP MYK’sı ile devam ettiler..
Halkı sokağa davet ettiler..
Şimdi utanmadan, “Biz sokağa demokratik gösteri yapmaları için çağırdık. Şiddet eylemleri için değil” diyorlar..
Bir anlığına, samimiyetlerine inanalım..
Olaylar 6 Ekim’de başlar başlamaz.
Hemen ardından ikinci bir açıklama yapıp..
“Biz demokratik gösteri dedik. Biz polise saldırın demedik. Biz kamu binalarına saldırın demedik. Biz Kürt vatandaşlarımıza saldırın demedik” açıklaması yaptılar mı?
Yapmadılar..
“Oh oh.. Ortalık karıştı.. Yansın her yer. Yakılsın binalar.. Vurulsun polisler” diyerek ellerini ovuşturdular..
Bunların hayatı, böyle tilkilikle geçmiştir..
Onlar demokratik gösteri çağrısı yaparlar.
Ardından polisler, askerler şehid edilir..
“Bize ne canım. Asker canını korusaydı. polis canını korusaydı. Biz mi onların canlarını koruyacağız” der, zeytinyağı gibi üste çıkarlar..
Ama artık o devir kapanıyor..
6 yıl sonra da olsa, yapılan tilkiliğin hesabının sorulduğunu görüyoruz..
Görüyoruz da..
Kobani olaylarının yaşandığı dönemde Başbakanlık koltuğuna oturan Ahmet Davutoğlu da..
Muhataplarının tilkiliğini kendisine örnek almış.
Biz tilkilik yapanların bu yanlıştan dönmelerini beklerken..
Üç kuruşluk koltuklar uğruna, bu mahallede meşhur olanların da, o tilkiliklere teşebbüs etmelerinin örneklerini yaşıyoruz..
Nedir o tilkilik?
Kobani olayları sırasında Başbakanlık koltuğunda oturan Ahmet Davutoğlu, önceki sabah başlayan Kobani operasyonu sonrasında, HDP’yi arayarak, kendilerine destek veriyor..
HDP Eşbaşkanı Mithat Sancar’ı arayıp, “Geçmiş olsun” diyor..
“2014-2015 tarihleri arasında yaşananlar çok boyutludur. 6-8 Ekim’deki olaylar da konuşulmalıdır. Ama yapılan hukuki değildir. Yaşananlar ülkeye zarar vermektedir. Türkiye’yi hukuk devletine götürecek adımlar atılmalıdır” diyor..
Affedersiniz, 2’si güvenlik görevlisi, 45 masum insanın öldürüldüğü Kobani isyanından kim sorumlu, söyler misiniz Davutoğlu?
O tarihte başbakan idiniz..
O cinayetlerden dolayı, kim, asli fail olarak, kim azmettirici olarak tespit edildi?
HDP’nin MYK toplantısında alınan kararın, bu ölümlerdeki rolü incelenip, sonuca bağlandı mı?
Hangi hakimler tarafından bağlandı, FETÖ’cüler mi, yoksa dürüst hakimler tarafından mı?
Bu tespitleri yapmayan Ahmet Davutoğlu, üç tane oy kendisine gelebilir diyerek, HDP’ye sahip çıkıyor, kendi başbakanlığı döneminde, HDP’lilerin kendisini suçladıkları bir olayda, şimdi HDP ile aynı safta yer alıyor..
Davutoğlu unutmuş olabilir, ben kendisine hatırlatayım:
2014’de bakın, kimler neler demiş, Davutoğlu için:
CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu’ndan başlıyorum:
“Davutoğlu beni hedef göstermiştir. Çağrılarımızda, gösterilerin demokratik çerçevenin dışına taşmaması gerektiğini ısrarla vurguladık ve bu çağrımızı yineliyoruz!”
Utanmazlığa bakar mısınız..
Gösteri çağrısı yapmış.
Velev ki, gösteri çağrısı yapmış olsun..
Gösteriler şiddete dönüşmüş, onlarca insan ölmüş.
Adam hâlâ utanmadan, “Çağrımızı yineliyoruz” diyor..
Ve bu adamla, bugün Ahmet Davutoğlu, yan yana duruyor..
Dün, Davutoğlu bu adamın, halkı sokağa çağırdığını söyleyerek, bunun suç olduğunu söylerken..
Aynı Davutoğlu, bugün üç tane oy alacağım diye, Tanrıkulu ile aynı safa geçiyor..
Bizim eleştirilerimiz, aslında bir tarafa gibi görünse de.. Aslında iki tarafa da.
Tanrıkulu’nun da ne kadar ilkesiz olduğu, bu vesile ile ortaya çıkıyor..
Bugün itibari ile bambaşka bir safa savrulan Davutoğlu’na cevap veremiyor: “O gün beni hedef göstermiştin.. Bugün bizim yanımızda ne işin var” diyemiyor.
Böylece..
İlkesizler, birbirlerini ağırlayıp, ilkeli siyaset yapanları devirmek için, kol kola mücadelelerini sürdürüyorlar..
Aynı Davutoğlu için, Kobani olayları sebebi ile, İzmir’de Çağdaş Hukukçular Derneği ve Özgürlükçü Hukukçular Derneği avukatları suç duyurusunda da bulunuyorlar..
“Yetkililer siyasal ve dini saiklerle toplumun bir kesimine karşı bir plan doğrultusunda sistemli olarak kasten adam öldürmeye azmettirme, kasten yaralamaya azmettirme ve kişi hürriyetinden yoksun bırakmaya azmettirme suçlarını işlemişlerdir.”
Hani Davutoğlu’nun, “ne oldu ne oldu? Üç büyük ilde, ikinci baroyu kuramadınız” diye nanik yaptığı ve destek verdiği avukatlar var ya. İşte o destek verilen avukatların İzmir ayağı, 2014’de Davutoğlu’nu böyle suçlamışlar..
Bitti mi?
Bitmedi.
Sırada, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu var..
O da, Kobani protestolarının hükümetin iddia ettiği gibi ‘kaos lobisinin’ işi olmadığını belirtip, Başbakan Davutoğlu’nun “şiddete misliyle karşılık verilecektir” uyarısına da, şöyle karşılık vermiş:
“Asıl vandalizm, Davutoğlu’nun bu tehdididir.”
Yani, Kılıçdaroğlu diyor ki; “45 kişinin ölümü önemli değil. Önemli olan, Davutoğlu’nun, ‘şiddete misliyle karşılık verileceği’ sözleridir.. Davutoğlu’nun sözleri, vandallıktır..”
HDP eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın da sözlerini aktaralım. Bakalım, dünün hangi düşmanları, bugün koltuk uğruna kol kola girmişler?
Demirtaş konuşuyor:
“Davutoğlu Dışişleri Bakanıyken ‘Suriye’de yaşananlara kayıtsız kalamayız, iç meselemiz’ dedi. Mesele Kobani olunca, ‘Başka bir ülkede yaşanan meseleye niye bizi karıştırıyorsunuz?’ dendi. Bunlar kırılma yaşattı.”
Haydi bakalım, ilkeli siyaset yapacağını iddia ederek yola çıkan Davutoğlu, bu ilkesizlikler için tek kelime etsin, biz de kendisine “ilkeli adam” diyelim..
Tek kelime edemez.
Çünkü, 2015’te milyonlara verdiği “Benden Erdoğan aleyhine bir söz işitemezsiniz” sözünü tutmayarak ilkesizliğini tescilledi. Artık sonrakiler, normalden sayılır!
İlginizi Çekebilir