© Ak Gazete 2015

Bu Kılıçdaroğlu, şehit cenazesine hangi yüzle katılır?

Ali Karahasanoğlu'nun köşe yazısı

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, NATO toplantısında, batılı sahtekarların yüzüne yüzüne, teröristlere verdikleri desteği vuruyor..

Aynı saatlerde, YPG’nin avukatlığına soyunan CHP, grup toplantısında Kemal Kılıçdaroğlu’nun ağzından, Erdoğan’a saldırıyor.

Evet, CHP her Salı günü grup toplantısı yapıyor..

Dolayısı ile, tam da NATO toplantısı yapıldığı gün, özellikle grup toplantısı yapılmış değil.

Ama muhalefet partisinin eleştirebileceği onlarca konu var iken..

Daha önce de dillendirdiğiniz ve mahkum olduğunuz, bazı bel altı iddialar üzerinden Tayip Erdoğan’a saldırıyorsanız..

“Bu saldırının arkasında, Erdoğan’ın YPG’ye karşı dik duruşu olmasın” sorusunu yöneltmek de, bizim boynumuza borç olur. 

Fransa’sı, Yunanıstan’ı, Amerika’sı..

Hepsi birlik olmuşlar..

Türkiye’ye saldıran YPG’nin terör örgütü olmadığını iddia ediyorlar..

Üye ülkelere saldırı olduğunda, hep birlikte savunmak üzere kurulmuş NATO çatısı altında, kendi müttefiklerini değil, YPG’yi savunur hale gelmişler..

Türkiye Cumhuriyeti’nin başkanı, tüm emperyal devletlere “Hodri meydan” demiş, restini çekmiş..

O terör örgütüne verilen silahların çetelesini çıkartıp, ABD’den hesap soruyor..

“Hani bu silahları, DAEŞ ile mücadele için vermiştiniz, mücadele bitince geri toplayacaktınız? Niye şimdi toplamıyorsunuz?” diye muhataplarını köşeye sıkıştırmış, nakavt etmek üzere yumruklarını indiriyor..

Türkiye’deki onlarca sivil insanımızın ölümüne sebep olan YPG’nin, NATO ülkeleri tarafından da terör örgütü listesine alınması için çaba sarfediyor..

Yüzlerce askerimizi şehit eden YPG’yi, NATO üyeleri nezdinde yalnızlaştırmak için canını dişine takıp, bir mücadele veriyor..

Bizim Kemal efendi, açıktan açığa, “YPG’nin terör örgütü olduğunu biz de kabul etmiyoruz. ABD’nin YPG’ye silah vermesini destekliyoruz” diyemediği için..

Erdoğan NATO üyelerine meydan okuduğu gün..

Kılıçdaroğlu da, Erdoğan’a meydan okuyor..

“Dokunma benim YPG’me” demek istiyor..

“Zor duruma düşürme, benim NATO üyesi abilerimi” dercesine..

“Niçin tarihe not düşüyorsun? Niçin ABD’nin terör örgütüne verdiği silahları, yüzüne vuruyorsun?” der gibi..

Emperyalist devletlerin elini güçlendirmek için, Türkiye içinden Erdoğan’a saldırıyor..

Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un, “Türkiye’ye baktığım zaman şunu görüyorum: Şimdi bizimle beraber çalışanlara karşı savaşıyorlar. Aynı zamanda bazen de IŞİD’le bağlantılı gruplarla beraber çalışıyorlar” iftirası ile Türkiye’ye saldırdığı anlarda..

Biz daha Macron’a hakettiği cevabı vermeden..

Aynı söylemle bir de CHP genel başkanı karşımıza çıkıyor..

Başkan Erdoğan, Yunanistan’ın hokkabazlarını, Akdeniz’de sergiledikleri rezilliklerini hatırlatırken..

ABD’nin Suriye’de sahneye koyduğu riyakarlıkları yüzlerine vururken..

Kılıçdaroğlu, Macron’la yan yana, Yunan’la birlikte, ABD’yi destekleyerek, Erdoğan’a saldırıyor..

Sonra da CHP’nin ulusalcı isimleri, “Tam bağımsız Türkiye” diye karşımıza çıkıyorlar.

“1968 kuşağı” diye böbürlenip, “Kemal Kılıçdaroğlu da, Deniz Gezmiş ile aynı kuşaktandır.. Yaşasın tam bağımsız Türkiye” diyorlar..

Ulan sizin nereniz, bağımsız Türkiye istiyor?

Siz bütün Türkiye düşmanları ile birlik olmuşsunuz, Türkiye’yi emperyal devletlere pazar yapmaya çalışıyorsunuz..

Öyle ki..

Bunlara hakettikleri cevabı vermekte biraz gecikince..

Utanmadan, sıkılmadan akılları sıra bizi açığa düşürdüklerini sanarak, kışkırtmada bile bulunuyorlar:

“Kapatsanıza. Kapatsanıza.. NATO’nun üslerini kapatsanıza. İncirlik Üssü’nü kapatsanıza..”

Bre ahlaksızlar..

NATO’nun üslerini, ABD’nin üslerini kapatmaya kalkıştığımızda, ilk karşı çıkacak olan sizin partiniz değil mi?

NATO’da o görüşmeler yapılırken, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun dünkü grup konuşmasının başka ne anlamı olabilir mi?

Bu ne rezil bir politikadır?

Ne ahlaksızca bir tavırdır?

Erdoğan, NATO üyelerine YPG terör örgütü hakkında bilgilendirme yapıp, destek istediği bir saat diliminde, CHP Genel Başkanı’nın bel altı vuruşla, aylar öncesinde dillendirdiği Man Adaları eksenli bir iftirayı, tekrar gündeme getirmesi bir yana..

Yine dünkü grup konuşmasında..

Kılıçdaroğlu, PKK’ya açık destek veren Selahattin Demirtaş için de bakın neler söylemiş:

“Demirtaş beraat ediyor. Başka bir davadan hapsetmeye devam ediyorsunuz. Selahattin Bey rahatsızlanmış ve gecikilerek hastaneye kaldırılmış. Acil şifalar diliyorum.”

Kılıcdaroğlu, tam da bu sözleri sarfettiği saatlerde, yine PKK-YPG terör örgütlerinin şehit ettiği iki askerimizin cenaze namazı kılınıyordu..

PKK’ya destek çıkan, PKK’nın elebaşının heykelini dikeceğini söyleyen Selahattin Demirtaş’a “Geçmiş olsun” denilirken..

O PKK’nın şehit ettiği iki askerimiz için, CHP’liler bir başsağlığı bile dilemiyordu..

Veli Ağbaba’larını, Selahattin Demirtaş’ın rahatsızlığını incelemek üzere cezaevine gönderiyorlardı..

CHP işte bu..

Kemal Kılıçdaroğlu işte bu..

Ulusalcıların hali işte bu..

Yıllarca TSK’dan maaş alıp, emekli oldukları gün CHP’ye kapağı atan emekli generallerin, amirallerin, subayların hali işte bu..

Seçim öncesinde iseniz..

Kemal Kılıçdaroğlu, Çubuk’a gelir, şehit cenazesine katılmaya kalkışır..

Provokasyonu bir de şehit cenazesinde yapar..

Bir yandan askeri şehit edenlere destek verir.

Diğer taraftan şehitlerin cenazesine gelip, onlardan destek toplamaya kalkışır..

Şehit yakınları, bu Kemal’e tepki verdiğinde de..

Suçlu onlar olur..

Söyleyin, insaf sahipleri..

Selahattin Demirtaş’a geçmiş olsun dileği için yırtınan bu adam, çocuğu şehit olmuş bir babaya başsağlığı dileyebilir mi?

YPG’nin dünyada tek gündem konusu olduğu bir konjonktürde, Başkan Erdoğan’a rezilce hakaretleri yapan bir adam, Türk siyasetçisi olabilir mi?

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER