© Ak Gazete 2015

Bu rezilliğin hesabı sorulmalı

Zeytin Dalı Harekatı’nın akamete uğraması için elinden geleni yapan Kılıçdaroğlu, zaferden sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sanatçılarla sergilediği birlik ve beraberliği hedef aldı. Askeri üniforma CHP’liler tarafından alay konusu yapıldı.

 

 

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Mehmetçiğe moral ziyaretinde bulunmaları nedeniyle sanatçılara yönelik ‘reziller’ sözünün arkasında olduğunu açıklaması, ‘Az bile söyledim’ demesi ‘özür’ bekleyen sanatçıları isyan ettirdi. Kılıçdaroğlu’nun bu açıklamalarıyla aslında kendisini rezil ettiğini kaydeden sanatçılar, sözde demokrasi ve fikir özgürlüğünü savunan Kılıçdaroğlu’nun onunla aynı görüşte olmayan sanatçılara bugüne kadar görülmemiş bir mahalle baskısı ve mobbing (bezdiri) uyguladığını söyledi. Daha önce de Hatay’a giderek Mehmetçiğe destek veren sanatçıları o zaman eleştirmeyen  Kılıçdaroğlu’nun, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la birlikte gittiklerinde siyasi bir tavırla Erdoğan’ın Başkomutan üniforması üzerinden Türk askerine hakaret etmesi de tepki çekti. İlk kez 5 Mart’ta Hatay’a giden sanatçılar, Zeytin Dalı sürerken Türkiye-Suriye sınırındaki askerlere moral desteği verdi. Bu ziyarete dair CHP’den yorum gelmezken, bu hafta sonu aynı sanatçıların aynı ziyareti  Cumhurbaşkanı Erdoğan’la birlikte yapması, Kılıçdaroğlu ve CHP yönetiminin ikiyüzlü siyasetini bir kez daha gözler önüne serdi. Sanatçılar için ‘Reziller’ diyen Kılıçdaroğlu, sanatçılardan bu hakarete gelen tepkilerin hatırlatılması üzerine dün ‘Sözlerinin arkasında’ olduğunu söyledi. Sırf Erdoğan’la birlikte Mehmetçiğe moral ziyaretinde bulunduğu için sanatçıları hedef alan Kılıçdaroğlu, Başkomutan kıyafeti giyen Cumhurbaşkanının üniforması üzerinden Mehmetçiğe ve onun temsil ettiği değerlere de hakaret etti. 

 

İLK SKANDAL DEĞİL

Kılıçdaroğlu ve CHP’lilerin bu çıkışı, Türkiye düşmanlığına dair ilk skandal değildi. Hendek teröründe PKK’lılara ‘Arkadaşlar’, Mehmetçiğe kurşun sıkan YPG’lilere  ‘Terörist değil, vatanını koruyor’ diyen Kılıçdaroğlu, Zeytin Dalı öncesi yaptığı “Afrin, El Bab gibi değildir. El Bab’da uluslar arası uzlaşma vardı. 72 şehidimiz vardı” açıklamasıyla da Mehmetçiğin moralini bozdu. Kılıçdaroğlu’nun skandal açıklamalarını kurumsal olarak CHP Genel Başkan Yardımcıları ve milletvekileri de devam ettirdi. ABD sözcülüğünü yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, vatanını savunan Özgür Suriye Ordusu mensuplarını terör örgütü El Kaide ile bir tutarak TSK-ÖSO’nun ortak düzenlediği harekatı ve Mehmetçiği hedef aldı. CHP’li Selin Sayek Böke  PYD’ye terör örgütü diyebilmek için istihbari bilginin olması gerektiğini söyleyerek,  Mehmetçiğe kurşun sıkan YPG’nin terör örgütü olmadığını savundu. CHP’li Aytuğ Atıcı,  BM’nin Doğu Guta’ya yönelik Esad rejimi ve muhalifler arasındaki çatışmalar için aldığı ‘Ateşkes’ kararının Afrin içinde geçerli olduğunu iddia ederek harekatın durdurulmasını isteyerek PKK’ya zaman kazandırmaya çalıştı. CHP’li Engil Altay, Afrin kent merkezine Türk askerinin girmemesi gerektiğini iddia ederek “Afrin bubi tuzağı. Askeri tuzağa sokacağız.”  

 

BAŞKOMUTANLA ALAY 

Yine CHP’li Yılmaz Oğulpınar Karakolu’nu kamuflajla ziyaret eden Erdoğan’ın giydiği üniformayı çirkin ifadelerle aşağıladı. ‘Şeker Bayramı kıyafeti’, Kemal Sunal’ın ‘Şaban Askerde’ benzetmeleri yapan Yılmaz başta Başkomutan Atatürk olmak üzere askeri üniforma giyen tüm Mehmetçik’le aklınca dalga geçti. 

 

SANATÇILARDAN TEPKİ VAR 

SÖZ KONUSU VATANSA KILIÇDAROĞLU TEFERRUATTIR 

- Yavuz Bingöl: Kendisinden  bir özür beklerken “Sözlerimin arkasındayım az bile söyledim” demesine ne denir ki? Biz de askerimizin, devletimizin, milletin arkasındayız,  gönlündeyiz, kalbindeyiz. Dünyada sanatla sanatçıyla uğraşan hiçbir lider iflah olmamıştır. Kaybetmiştir. Kendisinden Deniz Baykal’ın nezaketini inceliğini beklemek hataymış. Canı sağolsun. 

 

- Emel Müftüoğlu: Atatürkçülükten bahseden birinin ülkesinin sanatçılarına rezil demesi ne kadar doğru? Demokrasiden bahseden bir siyasetçinin böyle bir şey söylemesi çok acıklı. Zaten bir muhalefet olarak, parayla tutsanız, herhalde özel olarak tutuldu böyle bir korkunç muhalefet olmaz diye düşünüyordum. Biz oraya, o evlatlarımıza teşekkür etmek için gittik. Bu olayı bu kadar çirkinleştirmesi bırakın politikacıya insan evladına yakışmıyor. Gördüğümüz en şiddetli mobbing buydu. Bir politikacının bizi ötekileştirmesi çok yanlış. O götürseydi onunla gitseydik. Kınıyorum. 

 

- Muazzez Ersoy: Dünyada geçmişteki birçok savaşta, ülkelerinin sanatçıları, askerlerinin yanına gidip moral konserleri verdi. Sayın Kılıçdaroğlu’nun böyle bir açıklama yapmasını anlayabilmiş değilim. 

 

- Serkan Çağrı: Moral vermek için elimde klarnet değil de silah mı olmalıydı? Bazıları öyle kin ve nefret dolu ki; vatanına, milletine saldıran düşmandan bile daha hain. Ötekileştirmek, suçlamak aciz insanların yapabildiği en kolay iştir. Sizin sanata ve sanatçıya verdiğiniz değeri de buradan anlamış olduk. 

 

- Alişan: Kılıçdaroğlu’nu muhatap almıyorum. Kılıçdaroğlu’nun bundan rahatsız olmasına anlam veremiyorum.   

 

- Erhan Yazıcoğlu: ‘Az bile söylemişim’ demiş, merak ediyorum bundan daha ne kadar ileri gidebilir. Söz konusu vatansa, Kılıçdaroğlu dahil gerisi teferruattır.  Biz particilik düşünmeden gittik. Kötü söz sahibine aittir. Hele hele Atatürk’ün partisinin başındaki bir kişinin bu sözlerini, şeddeli olarak iade ediyorum. Mehmetçikle buluşmak ne zaman buluşmak rezillik oldu. Çanakkale’de de tarihimizin her anında sanatçılar olarak hep askerimizin yanındaydık.   Kılıçdaroğlu, Mehmetçik’i siyasi malzeme yaptı. Kınıyorum. 

 

CHP LİDERİNE BİR DAVA DAHA 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu hakkında, 3 Nisan’da partisinin TBMM Grup Toplantısı’ndaki açıklamalarından dolayı 500 bin liralık tazminat davası açtı. Ankara Asliye Hukuk Mahkemesine verilen 15 sayfalık dava dilekçesinde, Kılıçdaroğlu’nun konuşmasında, Erdoğan’ın kişilik haklarını ihlal eden ve saldırı kastıyla ağır hakaretler içeren ifadeler kullandığı belirtildi. Kılıçdaroğlu’nun, Erdoğan’a yönelik haksız ve mesnetsiz ithamları ile üslubunun bir insana yakışmayacak ölçüde düzeysiz, seviyesiz ve ahlak dışı olduğu ifade edilen dilekçede şunlar kaydedildi: “Bu iddialarla ilgili daha önce çeşitli vesilelerle açıklama yapılmış, iddiaların haksız ve mesnetsiz olduğu vasat zekaya sahip bir kişinin anlayabileceği şekilde izah edilmiştir. Ancak aynı iddiaların tekrarlanmasından anlaşılacağı gibi davalı, gerçeklerle yüzleşmek yerine inandığı yalanların konforunda yaşamayı tercih etmektedir. Gerçeklerin bu ölçüde çarptırılması geçmişte örneklerini pek çok kez müşahede ettiğimiz bir FETÖ ahlakıdır. Bu ahlakın, ana muhalefet partisi liderinin şahsında tecessüm etmesi ülkemiz için kaygı vericidir.” 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER