© Ak Gazete 2015

Bülent Arınç, Abdullah Gül…

Mehtap Yılmaz'ın köşe yazısı

 

Vur birini ötekine...

İkisini de samimi bulmuyorum.

İkisi de mert değil!

İkisi de yüze gülen, arkadan iş çevirenlerden...

İkisi de bencil...

İkisi de hep bana hep bana diyenlerden...

İkisi de “Ayna ayna güzel ayna...” diye dev aynasına bakıp her makama kendilerini layık görenlerden...

İkisi de sadakatsiz...

İkisi de vefasız...

İkisi de kadir kıymet bilmezlerden...

İkisi de muhteris...

İkisi de yerinde tanımlarım ve haklı eleştirilerim karşısında özeleştiri yapacaklarına, intikam için diş bileyenlerden...

Bu noktada Bülent Arınç’ın eline kimse su dökemez tabii... 

Bülent Arınç, “cüppe giyme”, sıkışınca ekranlardan “iftira atma” performansıyla “alanında” tek! 

Reis’in yüce gönüllülüğüne sığınıp, sonra da bana “acımadı kiii, acımadı kiii” diye gıcık verenlerden...

Orada burada...

Ona buna...

İlk fırsatta beni sürümmm sürüm süründüreceğini, yollarıma ataşlar salacağını, bir şey olmama fırsat vermeyeceğini, kalemimi kıracağını, ümitlerimi sinemde bırakacağını falan... Yani dolaylı ve müstear tehditler göndermesiyle de alanında tek, bu arada!

Daha profesyonel bir muhteris!

Abdullah Gül gibi düşünmesine rağmen twiti kendisi yazmamış mesela... Abdullah Gül’ün twitini paylaşarak kendisine manevra alanı bırakmış!

Bababababababa!

Bu rahmani bir zekâ mı sizce?

Rahmani bir yüksek manevra kabiliyeti mi?

Abdullah Gül, bu konuda Arınç’ın performansına sahip olmadığı için twiti elinde, sap gibi kalıverdi ortada...

Yalan mı?

Meşhur twitte parmak izi bırakan kim? Abdullah Gül!

Haliyle hepimizin atar yaptığı, esip gürlediği kim? Abdullah Gül!

Ellerini kirletmeden Erdoğan’a çakan kim? Bülent Arınç!

Bu siyaset mi şimdi?

Siyaset dediğin sinsilik mi?

Bu adamı millet bu yüzden sevmiyor işte!

Bu yüzden derkenar olunca AK Parti’de yaprak kımıldamadı!

Hep dipten muhalefet etse de “istidadı” aynı!

Ha şu hasta halimde yazayım da gözüm açık gitmeyeyim!

Dünya âlem bilsin ki bu adam mert değil, bu adam muhteris!

Utanmadan bir ara benim için de iftira üfürmüştü de tutturamamıştı ya hani...

Allah’tan korkmadan, gözümün içine baka baka yalan söylemişti!

Feto için giymediği cüppesini...

PKK için giymediği cüppesini...

Neredeyse benim için giyecekti!

Çok da tın, çok da fi fi...

Ben lafı eğip bükmem! Vallahi de Billahi de samimi olarak söylüyorum! Arınç gibi dostum olacağına, mert düşmanım olsun!

Şayet milli irade ise, millet de benim gibi düşünüyor!

Demem o ki...

Azıcık mert olsalar, canımı yesin bu muhteşem ikili!

Doğruya doğru... Ayrı dünyaların insanları da olsak, saygı duyabilirdim yani...

Ama ne o ruhu kabzedilmiş gibi mıy mıy mıy konuşmasına ne o ilkokul sıkıcılığındaki kompozisyonlarına, ne kurtlu çınarlığına, ne elini öptüğü şahıslara, ne de siyasi ve insani duruşuna zerre kadar saygı duymuyorum.

Ha bu da ona dert olsun...

*

Bizi kınayan, kınadığıyla sınanır ona göre!

Daha 15 Temmuz yangınının koru içimizde... Külü üstümüzde... Yası elimizde yüzümüzde!

Bizim, yanlışa tahammülümüz yok!

Kifayetsiz muhterislerin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a kastetmelerine geçit veremeyiz!

Suriyeli mülteciler için...

Myanmarlı Müslümanlar için...

Göz dikilen Katar için...

Kudüs için...

Filistin davası için...

Susan korkaklara değil, haykıran liderlere ihtiyacımız olduğu için...

Darbe gecesi KK gibi kaçacak yer arayanlara değil, meydanlara çıkan lidere ihtiyacımız olduğu için...

Vahşi Batı emperyalizmine karşı eğilen değil, dik duran bir lidere ihtiyacımız olduğu için...

Kendi ikbalimiz için değil, Türkiye, İslam alemi ve dünyanın geleceği için Reis “kırmızı çizgimiz!”

Çatlasalar da patlasalar da sahip çıkacağız arkadaş! 

 

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER