© Ak Gazete 2015

Çakma liderin çakma kurultayı

ENGİN ARDIÇ'ın köşe yazısı

Bir yürüyüş yaptılar. Amaç bir yandan parti içi muhalefeti susturmak, bir yandan da Enis Berberoğlu'nu "gördüğün gibi seni kurtarmaya çalışıyoruz, dilini tut, sakın konuşma" diye oyalamaktı...
Şimdi bir de kurultay düzenleyecekler.


Yapacaklarına dense dense bir "forum" denebilir, kurultay nereden çıkıyor? Kurultay "kongre" demektir. Ucunda seçim mi var bunun?
Ama kurultay lafını seviyorlar.


Pek moda oldu ya, bir de "çalıştay" var. Bir zamanlar denizaltı gemilerimize böyle tuhaf isimler konurdu: Saldıray, Batıray, Yıldıray falan gibi.


Acaba denizcilerimiz "genellikle Karadenizli" oldukları için mi onların ağzı kullanılıyordu? Peki "Finduk fırkateyni" neredeydi?
Bu çakma kurultayda gene adalet kavramı işlenecekmiş.
Konu başlıkları: Devlette adalet, yaşamda adalet, mahkemede adalet, seçimde adalet, geçimde adalet, medyada adalet, eğitimde adalet, inançta adalet...


Aklına geleni sırala gitsin... Niçin sporda adalet, sanatta adalet, sağlıkta adalet, eğitimde adalet, tarım ve hayvancılıkta adalet, köy işlerinde adalet, bayındırlıkta adalet, ulaştırmada adalet, enerjide adalet falan yok?
Bu yaptıklarını muhalefet sanıyorlar. Eylem sanıyorlar.
Birileri çıkıp abuk sabuk konuşacak, muhalif basın da bunlara çarşaf çarşaf yer verecek. Ee? Sonra ne olacak? Geçen sefer Kılıçdaroğlu'nun ayakkabıları Koç Müzesi'ne kalkmıştı, bu sefer nesi kalkacak, atlet fanilası mı?
Anıt da dikeceklermiş. Görkemli olacakmış.


Adalet anıtı tabii.
Bu memlekette öyle her isteyenin "kafasına göre" anıt dikmesi serbest demek ki...
Ben şimdi sokağın ortasına anıt diksem belediye gelir kaldırır, bir de "işgaliyecezası" keserler...
Kim oluyorsun da sağa sola anıt dikiyorsun hemşerim? Bana da sorarlar, ben de CHP'ye sorarım.
İktidara gelirsen bol bol saçma sapan anıtlar dikersin oraya buraya, belediye parkı yapar gibi: Demokrasi anıtı, eşitlik anıtı, özgürlük anıtı, katılımcılık anıtı... Şimdi iktidarda değilsin. Böyle bir yetkin yok.
Ama bizi İzmir'den denize dökmeyi planlayan, "İzmir ayrılsın da kendi başınaAvrupa Birliği'ne girsin" diyebilecek kadar zırvalayan kafa, anıt da diker tüy de diker üstüne.


Vallahi bu adalet kurultayı bizi kesmez. Eylem, daha başka "adalet etkinlikleriyle" de sürdürülmelidir.
Mesela bir "adalet sünnet düğünü"...
Mesela bir "adalet altın günü"...
Mesela bir "adalet Zekeriya Sofrası"...
Mesela bir "adalet kına gecesi"...
Mesela bir "adalet oturak âlemi"...
Niçin bir de "adalet müzik şenliği" yapmıyorsunuz?
Atatürk'ün sevdiği şarkıları çalarsınız.
Zülfü Livaneli besteleri de idare eder.

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER