Çek Ekrem Abi'me de ordan bol acılı bir suikast!
SİYASETİBB ekrem'in hakkında suç duyurusunda bulunduğu, ekrem'in tiyatrosunu ortaya çıkaran Fuat UĞUR'un bugünkü köşe yazısı
Bu soytarılığı servis edip sahneye koyan Karanlık Oda sitesi gibi görünse de asıl siparişi veren, İBB’nin içine ve başına çöreklenen Karanlık Odak.
Ben geçen hafta Kemal Kılıçdaroğlu’na kripto FETÖ’cü kamikazeler tarafından Türkiye’yi karıştırmak için suikast ihtimalini yazdığım(*) ve Hürriyet’ten Fuat Bol da ülkemizde terör örgütlerin birtakım üst düzey makamlara suikast hazırlıkları içinde olduğu ihtimalinden söz ettiği için, “Bir suikast da Ekrem Abi'mize neden olmasın, onun başı kel mi?” dediklerini, yayınladıkları o berbat asparagastan derhâl anlıyorsunuz.
İÇ SES:
“Benim neyim eksik Kemal Kılıçdaroğlu’ndan? O CHP’yi bile yönetemiyor, ben en azından 16 milyonluk İstanbul’u yönetiyorum. Ya da öyle sanıyorum, her neyse. Soner'ciğim bir güzellik yapar elbet.”
“Murat, şu Soner Abi'ne söyle de suikastlı bir şeyler yazsın benim için. İşler sıkışık, gündemden de düşüyoruz.”
Murat Ongun sağ kolu oluyor. Hani şu omzundaki el. Karanlık Oda’nın sahibi Soner Yalçın’ın yetiştirmesi. Ta Cem Radyo’dayken gözüne kestirip el verdiği “istikbal vadeden” acemi oğlan. Onu her yere tavsiye etti, iş buldu, referans oldu. Nihayet Ekrem Bey'in yanına soktu. Cin gibi, her yalanın altından başarıyla kalkmasını biliyor. Ekrem İmamoğlu ile de yakıştılar birbirlerine, tam tencere kapaklar.
Kemal Kılıçdaroğlu’ndan kurtulmak istedikleri, yerine Ekrem İmamoğlu’nu hazırladıkları o kadar aşikâr ki bunu sık sık belli ediyorlar. Yalnız değiller tabii. Bu minik karanlık odaların da üstünde bir Master Chef var küresel çapta. Bunlar icracı maşalar.
23 Kasım’da korumalar uyarılmış, sonradan bakanlık ve emniyet yetkilileri neler yapacaklarını istişare etmişler ve nihayetinde de eski bir İçişleri Bakanı da suikastı doğrulamış vs. vs...
Vee nihayet asparagas suikast haberinin kreşendosu:
Suikastçı IŞİD’liler yakalanmış!
Sonunda İçişleri Bakanlığı da, Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) de yazılanların tamamını yalanladı. Ne koruma artırma talebi, ne suikast ihbarı, ne de yakalanan bir suikastçı vardı. Ama Ekrem Bey'imizin beslemesi yayın organları üzerinde bol bol tepindiler bu kuyruklu yalanın.
EGM açıkladı ama ben biraz daha deşeledim. Emniyet birimlerine her gün yüzlerce tehdit başvurusu geliyor. Kamuoyunun gözü önünde bulunan, iş dünyasında, kamu kurumlarının başında ya da medyada görünür kişilere yönelik tehditler çoğunluğu oluşturuyor. İhbarların sayısı ortalama 1300’ü buluyor. Bunların çoğu sıkı bir incelemenin ardından eleniyor ve rakam değişse de yaklaşık 50-60’ı değerlendirmeye alınıyor. Aralarından bazıları ciddi bir tehlikeye işaret ediyorsa, tehdit edenle ilgili yakalama kararı çıkarılıyor ve durumun niteliğine göre hedefteki kişi de korumaya alınıyor.
KORUMA SAYISI 15 BİNDEN 5 BİNE İNDİRİLDİ
Şunu söyleyelim de iyice anlaşılsın. Türkiye’de son yıllarda korumasız gezen kimse yoktu neredeyse. Ve koruma sayısı 15 binden 5 bine indirildi. Devletin koruması deniz, tutmayan keriz muhabbetine dönmüştü iş. Önüne gelen koruma talep ediyordu. Çünkü korumayla gezmek bir statü sembolüydü. Misal Canan Kaftancıoğlu’nun da koruması var iyi mi? İnsanları Canan Kaftancıoğlu’ndan korumak için olsa gerek! Baksanıza CHP İstanbul teşkilatları birer “Tecavüzcü Coşkun” merkezine dönüştü. Partiye gelen kadınlar içeceklerine bile dikkat ediyor, neme lazım ilaç filan konulmuş olabilir diye. Neymiş efendim Canan Hanım'a DHKP-C’den tehdit gelmiş. Güldünüz değil mi, ben de sesli güldüm öğrenir öğrenmez. Benim bildiğim can yoldaşlar birbirini tehdit etmez. Ama tabii verilmiş yine de koruma eski İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan tarafından. Öğrendiğime göre önümüzdeki günlerde prosedür gereği bir tehdit değerlendirmesi yapılması gerekiyor. Bu korumayı verenler şunu düşünmez mi? Ya diğer il başkanları, parti yöneticileri de istemeye başlarsa.
İMAMOĞLU İSTANBULLULARA SUİKAST DÜZENLİYOR
Geldiğimiz yere bakın. Bir boş beleş suikast tiyatrosuyla gündemi meşgul eden bir işgalci var. İstanbul’u gasbeden bir işgalci. Üstelik iki yıldan beri bu güzelim şehre suikast üstüne suikast düzenliyor. Başarısızlığını ve içine düştüğü kötü durumu unutturmak için de böyle bir güldürü sahneye koyduruyor.
Sadece İstanbul değil, İstanbullulara da suikast düzenliyor İmamoğlu. Pandemide yolcu sayısı azaldı diye yüzlerce otobüs ve metro vagonunu garajlara çekerek insanlara balık istifi yolculuk yaptırmak, salgının daha da yayılmasına hizmet değil de nedir? Bunu aylardır sürdürüyor. İstanbul’un salgın merkezi olmasının, yüzlerce İstanbullunun hayatlarını kaybetmesinin mesulü ondan başkası değil.
Tekrar söylüyorum Cumhurbaşkanlığı makamına ve tüm bakanlara.
Ekrem İmamoğlu yüzünden binlerce İstanbullunun hayatını kaybettiğini göremiyor muyuz? Bu bir suikast değil de nedir?
İstanbullunun sağlığını, yani hayatımızı tehlikeye atarak güvenlik sorunu hâline gelen bir adama daha ne kadar yol vereceksiniz?
İlginizi Çekebilir