CHP Filistin'i satıp İsrail'in safına nasıl geçti?
SİYASETSakarya Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Ebubekir Sofuoğlu fikriyat.com’da yayınlanan bugünkü yazısında ibret verici tarihi bir gerçeği kaleme aldı. CHP yönetiminin Filistin’in safından İşgalcı İsrail devletinin safına geçişinin ilginç hikayesini anlatan Ebubekir Sofuoğlu “Hatta dahası, Filistine destek için gidenleri engellerken, iki ay sonra İsrail'le birlikte Türkiye'deki 10 binlerce Yahudi'yi Filistin'e taşıyarak onların nüfusunun (1920-1922 arası 25.000 gelmişti) 50.000'e çıkmasını sağlar. Böylece çok değil, 31 sene önce kendi toprağı olan Filistindeki işgalci Yahudi nüfusunu kendi elleriyle arttırır.” diyor. Bu nasıl mı oldu? Adım adım anlatalım.
SİYONİST İSRAİL İŞGALİNİN KİLOMETRE TAŞLARI
1. Bulundukları bölgelerin sürekli içişlerini karıştırıp fitne çıkaran İsrailoğulları, M.Ö.586 Babil Nebukadnazar, Roma İmparatorları M.Ö. 70'de Titus, M.S 132-135 arası Hadrianus tarafından bölgeden sürüldüler.
HAZRETİ ÖMER VE SELAHADDİN EYYUBİ KUDÜS'TE
2. 637'de Hz. Ömer (R.A.) zamanında Müslümanların eline geçen Kudüs, 1099'da Haçlılarca işgal edildikten sonra, önce Nureddin Mahmut Zengi'nin büyük gayretleri ve daha sonra Selahaddin Eyyubi'nin 1187'de fethiyle tekrar Müslümanların eline geçti.
İran'ın M.Ö.539'da buraya tekrar yerleştirmesinden ve İskender'in de M.Ö. 333'de aşama aşama sürmesinden sonra Yahudiler, Sultan II. Abdülhamid'i kanlı bir darbe ile deviren Enver Paşa'nın hamlesi sonucu Osmanlı'nın buradan çekilmesine kadar yaklaşık 1714 yıl buralara gelemediler.
3. En yakın arkadaşı Cemal Paşa'nın hatıralarına göre, Yahudilere Filistin'de yer vermeyen Sultan II. Abdülhamid'i deviren Enver Paşa, Ortadoğu Cephesi komutanı Cemal Paşa'nın aleyhteki tüm ısrarlarına rağmen, Kudüs Cephesi Komutanlığına, Fransızlarla yaptığı Verdun Savaşını kaybetmiş ve bu yüzden Almanlarca cezalandırılmış Falkenhayn'ı tayin eder. Falkenhayn da İngilizlerle yaptığı savaşı kasten kaybederek (Alman İmparatorunun da gizli talimatıyla) 1714 yıl aradan sonra Yahudilerin buraya yerleşmelerinin önünü açar.
MEHMET AKİF KUTLAMALARI GÖRÜNCE HAYRETLER İÇİNDE KALIR
Kudüs'ün I. Dünya Savaşında müttefikimiz Almanların eliyle İngilizlere teslimi üzerine Viyana'daki kutlamaları gören Mehmet Akif hayretler içinde kalır.
4. 9 Aralık 1917'de İngilizler Kudüs'e girmeden 1 ay önce, İngiltere Siyonist Dernekleri Başkanı Lord Rotschild'in bizzat kendisi, 2 Kasım 1917'de Filistin'de Yahudiler için bir vatan kurulmasını içeren meşhur deklarasyonu kaleme alır ve aynı deklarasyonu Lord Balfour tüm dünyaya duyurur.
5. Böylece Filistin'i Yahudlere vatan yapmanın yolu resmen de fiilen de 1714 yıl sonra yeniden açılır. Bölgeye yerleşen Yahudiler, İrgun, Haganah, Stern adlı terör örgütlerinin yapmış olduğu toplu katliamlarla Filistinlilerin toprakları boşaltmalarını sağlar. Bu terör örgütleri katliamı şöyle yapıyorlardı. Bir Filistin köyüne geldiklerinde, köy halkının tamamını köy meydanında topluyorlar ve burada köy halkının yarısını en vahşi usullerle diğer yarısının gözleri önünde işkenceler yapa yapa katlediyorlardı. Daha sonra katletmedikleri diğer köy halkını serbest bırakıyorlar, onlar da başlarına aynı katliam gelmesin diye rüzgar gibi kaçarken geçtikleri yerlerdeki Filistinli halklara gördükleri katliamı anlatıyorlar ve onların da kaçmalarını sağlıyorlardı. Böylece İsrail, bir taşla iki kuş vurmuş oluyordu. Hem katliam yapıyorlar, hem de ellerini bile sürmeye gerek kalmadan Filistin topraklarında hızla genişliyorlardı.
CHP BİR GECEDE FİLİSTİN'İN SAFINDAN İSRAİL'İN SAFINA GEÇER
6. Filistin topraklarında işgalini hızla genişleten İsrail 14 Mayıs 1948'de bağımsızlığını ilan eder. Güya iki kutuplu (dünyada, bu iki kutubun ikisi de) 11 dakika sonra ABD, 3 gün sonra da SSCB bu bağımsızlığı tanır. Bu bağımsızlık ilanıyla gerçekleşen başka bir işgal adımından sonra Mısır, Ürdün, Suriye, Irak orduları Filistin'e girerler. BM ateşkes sağlar ve 12 Aralık 1948'de Filistin Uzlaştırma Komisyonu kurar. Komisyonda, Fransa tarafsız olacak, İsrail'in bağımsızlığını 11 dk arayla tanıyan ABD Yahudilerin tarafını, Türkiye ise Filistin tarafını tutacaktı. Fakat Türkiye daha komisyon çalışmasına başlar başlamaz Filistin tarafını terk ederek İsrail tarafına geçer ve 30 Haziran 1948'de de İsrail'i devlet olarak bile tanır. Hatta Yahudilerin katliamlarına karşı Filistinlilere destek olmak için bölgeye gitmek isteyen Türk vatandaşlarına engel olunur. Hatta dahası, Filistine destek için gidenleri engellerken, iki ay sonra İsrail'le birlikte Türkiye'deki 10 binlerce Yahudi'yi Filistin'e taşıyarak onların nüfusunun (1920-1922 arası 25.000 gelmişti) 50.000'e çıkmasını sağlar. Böylece çok değil, 31 sene önce kendi toprağı olan Filistindeki işgalci Yahudi nüfusunu kendi elleriyle arttırır.
7. Bu savaştan önce BM, Filistin'de İsrail ve Filistin'den oluşmuş federatif bir devlet kurulmasını Kudüs'ün de uluslararası statüye sahip olmasını teklif ediyor. İsrail, her iki taraf buna karşı çıkıyor. Fakat İsrail bağımsızlığını ilan ediyor. Bunun üzerine yapılan 1948, 1956, 1967, 1973 savaşlarında İsrail muazzam sınırlara ulaşıyor.
8. Sina Yarımadası, Golan Tepeleri, Batı Şeria, Gazze'yi işgal ediyor ve başkentinin Kudüs olduğunu ilan ediyor. En son 1980'de yaptığı ilanı BM 1980 yılında aldığı 478 sayılı karara göre reddediyor.
9. BM'nin kararına aldırış etmeyen İsrail, Filistin topraklarında büyümeye devam ediyor. Tüm dünya bu büyümeleri sadece seyretmekle ve kınamakla yetiniyor. İfade yumuşatılarak yalan şekliyle Yahudi yerleşimciler denilen Yahudi İşgalciler, işgallerine devam ettiler.
10. 1967'deki 242 sayılı, 1980'deki 478 sayılı aleyhteki kararlara rağmen ABD Başkanı Donald Trump, hiçbir hukuki temele dayanmaksızın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıdığını ilan etti.
TÜRKİYE YENİDEN KUDÜS KONUSUNDA TARİH SAHNESİNE ÇIKIYOR
Buna karşılık Türkiye'nin İİT'yi toplayıp 48 ülke ile birlikte Kudüs'ü Filistin'in başkenti olarak tanıması bütün planları alt üst etti. ABD, bu karar karşısında hiçbir şey yapamadı. Hatta ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, İsrail'e yapacağı seyahati ertelemek zorunda kaldı.
Bu zamana kadar sürekli geri adım atan İslam Âlemi, Türkiye'nin inisiyatifiyle ABD'ye geri adım attırdı. Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıyan kararından iki gün sonra BMGK bu kararı tanımadı.
Bu adım da aslında Batı karşısında geri adım atmanın hiçbir fayda getirmediğini, haklı olunan yerde geri adım atanın değil atmayanın kazandığını gösteren açık bir örnektir.
İlginizi Çekebilir