© Ak Gazete 2015

“Çöpün kenarında vururlar” diyeni tahliye ettiler!

Ali Karahasanoğlu'nun köşe yazısı

Sivas mazlumları AK Parti’nin bir iyiliğini henüz göremediler ama..

Küçük yaşta evlilik yapanlar, henüz AK Parti’den, haksızlıkların giderilmesi yönünde bir adım göremediler ama..

Aile içi şiddet adı altında, “Kocam bana ruj parası vermedi, ekonomik şiddet uyguladı” denilerik, hakkında uzaklaştırma kararı verilen evin babaları, henüz AK Parti’nin kanun değişikliklerinden kendi hisselerine düşen bir yenilikle tanışamadılar ama..

Nafaka mağdurlarının durumlarını yeniden düzenleyen bir kanun, söz verilmiş olmasına rağmen, henüz çıkarılamadı ama..

Düşünceyi ifade hürriyeti ekseninde işlenen suçlarda, birçok solcunun yararlanacağı yeni düzenlemeler getirildi.

Solcuların işlediği suçlardan, Cumhurbaşkanı’na hakaret, kapsam içine alındı.

Devlete küfür, kapsam içine alındı.

Dine yönelik hakaretler, kapsam içine alındı.

Ama..

Atatürk aleyhine işlenen eleştiriler, kapsam içine alınmadı..

Cumhurbaşkanı’na küfür ediyorsanız..

Değişikliklerden, kanundaki yeniliklerden yararlanıyorsunuz..

Atatürk’e eleştiri getiriyorsanız, cızzz.. Yanıyorsunuz..

Ama bunlar daha bir şey değil..

Yargı içtihatları ile, daha önümüze neler gelecek, neler..

Onlara da hazırlanmamız gerekecek..

Bir cebinden faşist..

Bir cebinden devrimci kimlik çıkan örgütler bile, kanun değişikliklerinden yararlanır hale gelecek.

Kim gibi?

FETÖ gibi..

İşine gelirse PKK’lı olan..

İşine gelirse, PKK karşıtı gibi gözüken kimlikle karşımıza çıkanların adamlarının, yakında cezaevlerinden çıkacağını göreceğiz..

Cezaevindeki birçok adi suçlu ile birlikte, kimi FETÖ’cülerin, kimi PKK’lıların, kimi darbe tahrikçilerinin de çıkacağına şahit olacağız..

Nitekim çıkmaya başladılar da..

Eren Erdem’ler..

Cezaevinden çıkmasına şimdilik yetmese de, Selahattin Demirtaş’lar..

Ve daha niceleri..

Şimdi sıra..

Ahmet Altan’da..

Yargıtay bozması sonrasında, cezası 5 ile 10 yıl arasına kadar düşecek şekle dönüşmüş.

3 yıldır yattığına göre.

Onun da çıkması, yakındır..

Yakındır ki, dünkü duruşmada, efelenmiş de efelenmiş..

“Meydanlarda yakılmamı, çarmıha gerilmemi, derimin yüzülmesini de talep edecek misiniz?” diye başlamış söze..

“Türkiye’deki askeri darbelerin önünü açan gelişmeler her ne ise Erdoğan o yolları teker teker açıyor” diyen Ahmet Altan söylüyor bunu..

Darbeden bir gün önce..

Meşru hükümetin başındaki isimleri, Cumhurbaşkanı’nı tehdit et..

“Darbe geliyor” de..

“Asker darbe yapacak” de..

Darbeyi, günlük kahvaltı yapılması benzeri bir şey gibi anlat..

“Asker darbe yapacak olursa, hesabını öder” diye bir tek cümle kullanma..

“Darbe yapılacak olursa, yardımcı olan gazetecisinden askeri okul öğrencisine kadar, hepsi o darbenin hesabını ağır öder. Türkiye’de ne halk, ne de meşru hükümet, darbe yapılmasına izin vermez. Kimse bu ülkeye yazık etmesin. Kendisine yazık etmesin. Hülyalarla hareket etmesinler..” deme..

“Darbe yaparsınız yaparsınız ama.. Bu millet, darbe emrini vereni, alır götürür, bir çöpün kenarında vurur” diye bir söz sarfetme..

“Erdoğan’ı götürüp çöpün kenarında vururlar” tehdidinde bulun..

“Sonunda da Erdoğan’ın sarayını yerle bir ederler. Geriye paramparça kanlı bir çöl kalır!” de..

Sonra gel..

“Bana daha ne yapacaksınız, meydanlarda yakacak mısınız” diye, acındırmada bulun..

Dünkü savunmasında, daha ne demagojiler yapmış..

Ve..

“Beni hapiste tutmak istiyorsanız istediğiniz kadar tutabilirsiniz, hapishane beni korkutmaz” ile bitirmiş sözünü..

Eeee..

Devlet devletliğini yapmaz ise..

Meydan da, böylelerine kalır işte..

Ahmet Altan’ın, darbeye verdiği desteği, tek tek halka anlatmazsanız..

FETÖ’nün bu adama, nasıl gazete kurdurduğunu ayrıntıları ile anlatmazsanız..

O gazetede..

Bu solcuya, PKK güzellemeleri yaptırırken..

Milliyetçi geçinen bir başkasına da, aynı FETÖ’nün, nasıl tam zıddı propagandaları dillendirttiğini anlatmazsanız..

Çıkarlar duruşma salonuna..

“Derimi mi yüzeceksiniz” diye meydan okurlar..

Devlet anlatmıyor..

Biz kısaca anlatalım..

Daha FETÖ’nün, gerçek yüzünü göstermediği günlerdi..

Bizim muhafazakar adamlarımız bile, “Taraf şöyle gazetecilik yapıyor, böyle haberler veriyor” diye, algı oluşturdukları tarihte..

Bir yazı dikkatimi çekiyor:

Yazarı Ahmet Altan.

Tarihi: 29 Ağustos 2012

Başlığı “400 km.”

Hani bugünlerde, TSK’nın güneyimizdeki Suriye sınırında 444 km’ye hakim olmak için başlattığı operasyonu ve bu amaçla dünyanın iki devi ABD ve Rusya ile anlaşma yaptığını tartışıyoruz ya..

7 yıl önce..

FETÖ’nün emrindeki Ahmet Altan..

Bırakın sınır ötesinde, sınırın bu tarafında dahi, 400 km’de PKK’nın hakimiyet kurduğunu yazıyordu..

“Selahattin Demirtaş’ın cümlesi tarihe geçecek” diyerek..

“Çukurca-Şemdinli arasındaki 400 kilometre PKK’nın kontrolü altında” denildiğini, “Bu devletin bittiğini de ilan edebilirsiniz. 400 kilometrelik bölgeyi 700 kişilik bir güce kaybeden devlete ‘devlet’, orduya ‘ordu’ denmez çünkü” sözleri ile FETÖ’nün sol versiyonunun algısını oluşturuyordu..

Aynı FETÖ.. Sahibi olduğu muhafazakar medya organlarında ise, “Hükümet yanlış politikaları ile, güneydoğuyu PKK’ya teslim etti” algısını, tersinden bir söylem ile topluma empoze etmeye çalışıyordu..

Şimdi FETÖ’nün sol versiyonlu Ahmet Altan’ı, “Ben darbecilik yapmadım. Gazetecilik yaptım” diyor..

Olaylar ortada..

Kimin sözcülüğünü yaptığınız ortada..

“Bitti” dediğiniz devletin, bir çöpün kenarında cesedi bulunacağını ima ettiğiniz Tayyip Erdoğan liderliğinde 444 km’ye nasıl hakim olduğu ortada..

Ama ne yaparsınız..

Bu ülkede, reziller bile, halkın önüne çıkıp, meydan okumaktan çekinmiyorlar.

Çekinmiyorlar ve aldıkları cezalara rağmen, tahliye ediliyorlar.

Ahmet Altan’ın, tahliye kararı gibi..

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER