© Ak Gazete 2015

Dilipak: Gül ve Akşener'i bir araya getirmeye çalışıyorlar

Abdurrahman Dilipak, bugünkü yazısında FETÖ'nün bir projesi olan Meral Akşener'in başarısız olacağı anlaşılınca, yeni bir hamle olarak Abdullah Gül ile ittifak arayışı içerisine girildiğini belirtti.

 

İŞTE O YAZI;

“Cilalı adam devri”dir yaşadığımız devir. “Taş adam”lar devri.

İnsanoğlu böyledir; “Putunu kendi yapar, kendi tapar”. Sevgi haddi aşınca sevdiğini “İdol/Put” edinir. Zira “aşk” ve “öfke” aklı zail eder. Aşk ve öfke ile sadece “kahramanlar” ve “hainler” üretirsiniz. İşin kötü yanı birinin kahramanı ötekinin hainidir. Sakın sevdiklerinizi (Bu dini bir önder, siyasi bir önder, bir sanatçı, bir kanaat önderi de olabilir) put edinmeyin. Onları mutlaklaştırmayın. Bilmediğiniz bir şeyin peşine düşmeyin. Hiçbir insan mutlak anlamda masum değildir, Peygamberler müstesna.

Mesela F. Gülen bir PUT’dur bugün! Daha onun gibi niceleri var. Birileri de “Allah aşkı”na bunların ağına takılıyor. “Sakın, Şeytan sizi Allah’la aldatmasın”. “Din büyüklerinizi İlah ve Rab edinmeyin” denmedi mi bize. Şeytan zaman olur, sarık sarar gelir yanınıza..

Geçen gün İstanbul AK Parti’nin 15 Temmuz’da darbeciler tarafından işgal girişimi ile ilgili davanın gerekçeli kararını okudum da, FETÖ’nün insanları nasıl manevi bir baskı ile mankurtlaştırdığı çok güzel özetlenmiş. Aslında işin bir tarihi arka planı, bir de esoterizmi var.. Bakın, “siyaset” insan öğüten bir değirmene dönüşür bazan. O peşinden koştuğumuz, servet, şöhret, makam da öyle. Herkesi içine çeken bir kara deliğe dönüşür.. O makam bir “ilahlık” ve “Rablik” makamına dönüşür. İnsanlar önce devleti kutsuyorlar, sonra da kendilerini “Tanrının gölgesi” olarak görmeye başlıyorlar. “Kutsal devlet” kıralın şahsında “kutsal kıral”a dönüşüyor.

Keşke siyaset adamları 1. Derece yakınlarını o işe fazla bulaştırmasalar. Bazı gerçekleri göremezler o zaman. Ama kendilerini çeken bir cazibe yanında onları merkeze iten bir çevre de vardır. Hani “Raina” demeyecektik, “Unzurna” diyecektik. Şimdi herkes yüzünü Ankara’ya döndü ve “Raina” diyor..

Geçenlerde İyi Partili Melda Yelda Doğan açtı ağzını, yumdu gözünü. Akşener’i yerden yere vurdu! Akşener ablamız “vatanı kurtaracaktı”. Herkesten fedakarlık istiyordu.. Barış, Demokrasi, Din, Milliyet, ne ararsan vardı söylemlerinde. “Demir Leydi”nin kendine güveni tavan yapmıştı. “Abla” diyince akan sular duruyordu. Doğan bu durumu şöyle anlatıyor: “Bir Abla miti yayılmıştı ülkeye; abla sözünün eridir, abla merhametlidir, abla dürüsttür, abla vefalıdır, abla insan sarrafıdır, abla vicdanlıdır, abla kültürlüdür, abla zekidir, abla milliyetçidir, abla ülkücüdür, abla laiktir, abla demokratiktir, abla Atatürkçüdür.... Yani abla her şeydir.” Hani “Şeyh uçmaz, mürid uçurur” derler ya, işte öyle. Hele arkanızda bir de CIA afsunlu Pensilvanya rüzgarı varsa. FETÖ MHP’yi istedi, Bahçeli vermeyince eline vurup partisini almaya kalktılar Bahçeli’nin. Bir “Proje” olarak “İYİ” parti doğdu. Görünen o ki, Akşener bu projenin sadece taşeronu. İş ortaya çıkınca şimdi “aceba” soruları gelmeye başladı. Toplanan kalabalıklar artık dağılıyorlar. Hem de bir oyuna / satışa geldiklerini düşünerek.

Şimdi o çevre şöyle düşünüyormuş: “Abla aslında hep aynı ablaydı da biz mi ona bir mitolojik kadın kahraman gibi davrandık? Yoksa O mitolojik kahraman özelliklerine sahipti de bir takım nedenlerle çok büyük bir hızla özelliklerini mi yitirdi? Ya da bizler boş bir hayalin peşinde koşan üç beş hayalperest miydik?”

Bana sorarsanız “Abla” projesi, yeni bir “Cem Uzan’ın Genç Parti”si vakasından başka bir şey değil. O sipariş edilen kamuoyu araştırmaları filan hikaye. Bir şey olduğu yok. İyi Parti sonuçta barajı aşamaz. CHP ve HDP’de oy kaybına sebeb olur ve bu iş AK Parti’nin işine gelir. Bu saatten sonra geri adım da atamazlar..

“Abla projesi” olmayınca (...)

...YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYIN...

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER