Erdoğan'ın 500 bin liralık davasına karşılık Kılıçdaroğlu'ndan büyük kepazelik!
SİYASETCumhurbaşkanı Erdoğan'ı "FETÖ'nün siyasi ayağı" olmakla suçlayan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu haddini iyice aştı. Erdoğan'ın açtığı 500 bin liralık tazminat davasına karşılık büyük bir kepazelik örneğine imza atan Kılıçdaroğlu 5 kuruşluk karşı dava açtı.
26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un 28 Ocak'ta FETÖ'yle ilgili sarf ettiği sözlerin yankıları sürüyor. Başbuğ katıldığı bir canlı yayında "26 Haziran 2009'da askeri şahısların, askeri mahalde işlediği suçlarda dahil özel yetkili mahkemelerde yargılanmasının önünü açan yasa teklifi getiriliyor. Bunu kim hazırladı? Tamamen FETÖ ile ilgili, bu araştırılsın" ifadeleri sonrası tartışmada söz alan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "FETÖ'nün siyasi ayağı Recep Tayyip Erdoğan'dır" iddiasında bulundu.
'FETÖ'nün siyasi ayağı Kılıçdaroğlu'
Kılıçdaroğlu'ndan bir gün sonra parti grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu'na zehir zemberek ifadeler kullanarak CHP'nin FETÖ'yle mücadeleye ket vurduğunu ve siyasi ayağın CHP Lideri Kılıçdaroğlu olduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu'ndan sulandırma
Erdoğan, grup konuşmasının ardından avukatları aracılığı ile CHP Lideri'ne 500 bin liralık tazminat davası açtı. Kılıçdaroğlu ise bu davaya karşı hamle olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 5 kuruşluk tazminat davası açtı.
Kılıçdaroğlu ne demişti?
Kılıçdaroğlu, CHP Grup Toplantısında şu ifadeleri kullanmıştı:
Burada 'FETÖ'nün siyasi ayağını açıklayacağım' dedim. Kim bu adam? Bilal'e anlatır gibi anlatıyorum, herkes dinlesin. Devletin en mahrem yerlerine FETÖ'nün elemanlarını yerleştirenlere FETÖ'nün siyasi ayağı diyoruz. Çünkü bu yetkiyi ancak belli kişiler kullanabilir. O nedenle devletin kılcal damarlarına FETÖ'nün elemanlarını yerleştirenlere FETÖ'nün siyasi ayağı denir.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı bir iddianameden bir bölüm okuyacağım: Örgüt yani FETÖ TSK komuta kademesinin tamamını ele geçirmek maksadıyla generalliğe terfi için albaylıkta bekleme süresini 4 yıla indirerek henüz şura sırası gelmeyen mensuplarını terfi havuzuna dahil etmiştir. Generallikte beklemek süresi 4 yıldan 3 yıla indirilerek yandaşı olmayan generalleri daha kısa sürede TSK dışına çıkarmaya çalışmıştır. Son olarak kendisine müzahir elemanların az bulunduğu 1988 ve daha önceki yıllardaki mezun olmuş subayları TSK'den tasviye etmek için üç devreyi birden toplu olarak emekli edecek ve hizmet süresini 28 yıla indirecek kanuni düzenlemeleri siyasi otoriteye yaptırabilmiştir. Bunları ben demiyorum. Devletin savcısı diyor. Siyasi otoriteye yaptırabilmiştir! O siyasi otorite FETÖ'nün siyasi ayağıdır. Onun başındaki kişi de FETÖ'nün siyasi ayağıdır. Devleti FETÖ terör örgütüne teslim eden kişinin adı Recep Tayyip Erdoğan'dır!
Erdoğan cevap verdi
Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun sözlerine şu şekilde cevap vermişti:
Türkiye'nin en büyük sorunlardan birinin anamuhalefet ve onun başındaki zat olduğunu söylemekten dilimizde tüy bitti. Bu şahıs son günlerde "FETÖ'nün siyasi ayağı" diye esip gürlemeye başladı. Madem bu kadar istiyor, öyleyse işte bugün burada FETÖ'nün siyasi ayağını açıklıyorum. Rus edebiyatının ünlü ismi Tolstoy'un dediği gibi; "birine çamur atmadan önce iyi düşün ve sakın unutma, önce senin ellerin kirlenecek." Kılıçdaroğlu bize çamur atmaya çalışırken, elinde çamurla yakalanmıştır. Çünkü bu ülkede FETÖ'nün en önemli siyasi ayağı, bizatihi Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisi ve ekibidir.
Şimdi niçin böyle olduğunu sizlere ve tüm milletime, tüm delilleriyle anlatacağım. FETÖ denilen yapı, ülkemizde uzunca bir süre hayır, eğitim, dayanışma faaliyeti yürüten bir sivil toplum yapısı görüntüsüyle varlık göstermiştir. Ülkemizdeki tüm siyasi iktidarlar, pek çok benzer yapı gibi, FETÖ'nün faaliyetlerini de, ihtiyatlı ve aynı zamanda müsamahakâr bir şekilde takip etmiştir. Hatta, diğer yapılara karşı oldukça hoyrat olan CHP iktidarları, darbe yönetimleri ve cunta yapılanmaları zamanında dahi, FETÖ aynı müsamahayı görmeyi sürdürebilecek ilişkiler kurabilmiştir. Ne zamanki bu yapı doğrudan milleti ve devleti hedef almıştır, milli iradeyi devirerek ülkeyi teslim almaya kalmıştır, işte o vakit durum değişmiştir.
Bizim FETÖ'yle davamız asla kişisel değildir. Bizim davamız, ülkemizin ve milletimizin hakkını, hukukunu, geleceğini koruma davasıdır. Geçmişte irticayla mücadele bahanesiyle bu ülkenin ve milletin değerlerine yönelen saldırılara nasıl karşı çıktıysak, FETÖ tehdidi ortaya çıktıktan sonra da bu yapıya karşı aynı kararlılıkla mücadele ettik. Daha önce CHP güdümlü vesayete eyvallah etmediğimiz gibi, ardından gelen FETÖ vesayetine de teslim olmadık. Bu yapıyı suç örgütü olarak ilan eden, kapsamlı idari ve hukuki soruşturmalar başlatan, milletimize gerçekleri anlatan AK Parti iktidarı ile Başbakan ve Cumhurbaşkanı sıfatıyla şahsım olmuştur. FETÖ'yü temsil eden kişi ve kuruluşların şahsımıza, hükümetlerimize ve partimize karşı başlattığı saldırılara ve sürdürdüğü savaşa herkes şahittir.
İlginizi Çekebilir