FETÖ’cüler kendilerinden iğrendirtiyorlar!
TÜRKİYEAli Karahasanoğlu'nun köşe yazısı
17 Aralık’ta bir halt yediler..
Başaramayınca seslerini kesip, yerlerinde otursalar.. Belki millet kendilerini affedecekti..
Devam ettiler..
Yıllarca “Biz hizmet için varız. Bizim terörle, silahla, kanla, vurma-kırma ile ne işimiz olabilir” diye söylem geliştirdikleri halde..
15 Temmuz’da, ellerini silaha attılar. Kan da akıttılar.. Katil de oldular..
Tam bu noktada, “Bunun daha ötesi var mı?” diye kendi kendimize soruyorduk ki..
“Hizmet” diye yola çıkanların, kan akıtmanın da ötesinde hainliklerinin olabileceğini gördük..
Darbe yargılamalarında, FETÖ’cü sivil darbeciler “Askeri üsse tarla bakmaya gittim” veya “Belgesel çekmeye gitmiştim” türünden akla ziyan savunmalar yaparken..
Medyadaki uzantıları da..
En rezil anlatımlarla, kendilerinden iğrenmemiz için ellerinden geleni yapmaya başladılar..
Bir zamanlar Akın İpek’in prensi konumundaki Adem Yavuz Arslan olmalı..
Arman Yavuz müstearı ile, FETÖ’cü bir internet sitesinde yazmış..
“15 Temmuz gecesi, Erol Olçok’u Köprü’ye kim yöneltti?” diye soruyor..
15 Temmuz darbe gecesi oğlu ile birlikte, darbeciler tarafından vurulan Olçok’un abisi ve eşinin anlatımlarından bölümler alıp, aklınca bir fitne çıkartmaya çalışmış..
Neymiş?
Erol Olçok darbe gecesi önce Üsküdar’a gidiyormuş. Sonra fikir değiştirip Kısıklı’ya gitmek istemiş. Sonra tekrar fikir değiştirmiş, Köprü’ye yönelmiş ve orada oğlu ile birlikte öldürülmüş.
Eee?
Zoru görünce ABD’ye kaçan, “Gazetenin Vaşington temsilciliğine atandım”diye numara çeken Adem Yavuz Arslan’ın derdi ne, bu anlatımla?
Aklınca imalarda bulunuyor..
Birilerinin, Erol Olçok’u Köprü’ye yönlendirdiğini söylemeye çalışıyor..
“Erol ölüme yollandı” demeye getiriyor..
İnsanların “Bu kadar ahlaksızlık da olmaz” diyerek FETÖ’cülerden yüzyıllarca tiksinmesini sağlayacak rezalete imza atıyor..
“Tayyip Erdoğan’ın nerede olduğu, o saatte bilinmiyormuş” da..
“Binali Yıldırım kısa süre önce aynı köprüden geçip gitmiş ve onun da nerede olduğu bilinmiyormuş” da..
“Erol Olçok, o saatlerde kurşunlara hedef oluyor”muş.
Erol Olçok’u sevdiğinden falan değil..
Her şeyi istismar ettikleri için..Öldürdükleri Erol Olçok’un kanını da istismar etmek için..
“Olçok kurşunlara hedef olduğunda, devletin tepesindekilerin nerede olduğu bilinmiyordu” diyerek, fitne çıkartmaya çalışıyor..
Ulan köftehorlar..
Ulan ahlaksızlar..
Siz hainlik etmeseydiniz..
“Biz hizmet hareketiyiz. Bizim şiddetle işimiz olmaz” diyerek, insanları aldatmasaydınız..
PKK’lı teröristler gibi, elinizdeki silahlarla masum insanlara kurşun sıkmasaydınız..
Erol Olçok Üsküdar’a gitse ne olurdu, Kısıklı’ya gite ne olurdu, Köprü’ye gitse ne olurdu?
Darbeyi yapmaya kalkışan sizsiniz..
Silahı sıkan sizsiniz..
İnsanları acımasızca öldüren sizsiniz..
Sonra..
“Niye son dakikada fikir değiştirip de Köprü’ye gitti” diye, aklınızca insanların kafasında soru işaretleri oluşturmaya çalışıyorsunuz!
Varsayalım, Erol Olçok Köprü’ye gitmedi..
Erol Olçok’a sıkılan kurşunlar, bir başka vatandaşımızı öldürdü..
Ne değişecekti?
Bir başkası ölünce, darbe darbe olmaktan çıkacak mıydı?
Eminim, o zaman da.
FETÖ’cü ahlaksızlar..
Ekrem Dumanlı’sı ile.. Adem Yavuz Arslan’ı ile..
Şöyle yazacaklardı: “Darbenin tiyatro olduğu çok açık. Tayyip Erdoğan’ın yakınlarından hiç kimse ölmedi. Ölenler hep, sivil halktan insanlar. Hiçbir siyasetçinin yakın arkadaşı, kardeşi, yakını ölmedi.. Çünkü önceden kendilerine bilgi verilmişti.. Hiçbir şeyden habersiz saf halktan insanlar sokağa çıktılar ve öldüler..”
İyi de namussuz herifler..
Siz olmasanız..
Darbe yapmaya kalkmasanız..
Şakirtlerinize, “Acımayın, sıkın kurşunları” emri vermeseniz..
Saf halktan da..
Erdoğan’ın yakın çalışma arkadaşlarından da..
Hiç kimseye bir zarar gelmeyecekti..
Çıbanın başı sizsiniz..
Hainliği yapan sizsiniz..
Katil sürüsü sizsiniz..
Sonra ayak oyunları ile..
“Şöyle olsa idi, böyle olurdu” mavalı okuyarak....
“Böyle olsa idi, şu kurtulurdu” türünden söylemlerle..
Kendinizi temize çıkartıp..
Devirmeye çalıştığınız Tayyip Erdoğan ile diğer devlet yöneticilerini suçlamaya kalkıyorsunuz..
İğrençlikte zirve yapıyorsunuz..
¥
Sahi, Adem Yavuz Arslan, ne için gitmişti ABD’ye?
Bugün gazetesinin temsilcisi olmak için..
Bugün gazetesi kapandı mı? Kapandı..
Artık bu gazeteden maaş alma imkanı var mı, bu parlak çocuğun?
Yok..
Peki hâlâ, ABD’de niye kalıyor?
Kimden maaş alarak kalıyor?
Zimmetlerine geçirdikleri zekat paraları ile mi geçiniyor?
Topladıkları himmetlerle mi ABD’de kalıyor?
Kurban kesmek vaadi ile saf insanlardan cukkalanan paralarla mı?
Günü kurtaran açıklamalarla, “Ne yani, gazetenin temsilcisi olarak ABD’ye gittiğimizde, sizden izin mi alacağız” demek kolay..
Bugün gazetesi kapanalı iki sene oluyor..
Buyur açıklayın gerçeği.. Açıklayın da..
160 ülkede var olduğunu iddia ettiğiniz o gönüllüleriniz bilsin..
Hangi üçkağıtları yaptığınızı?
Hangi ahlaksızlıklara imza attığınızı..
İlginizi Çekebilir