© Ak Gazete 2015

Halkı isyana çağıranların cezası ne olsun?

Ali Karahasanoğlu'nun köşe yazısı

Televizyon ekranlarından halkı isyana çağıranların cezaları ne olsun?

Metin Akpınar’ın dediği gibi, biz onları ayaklarından sallandırmayalım..

Onlar, halkın % 53 oyu ile başkan seçilen Tayyip Erdoğan’ı kastediyorlar ama..

Allah’ın izni ile, o hevesleri kursaklarında her daim kalacaktır ama..

Yetki bizde iken.

Güç bizde iken..

Onların, ima ettikleri türden misilleme ile, biz onları “mahzenlerde zehirleyerek öldürmeyelim..”

Onlar bize reva görüyorlar ama..

Biz onları, bizim elimizle yaşayacakları “kötü son”lara muhatap etmeyelim..

Dahası..

Dün RTÜK’ün karar verdiği üzere..

Metin Akpınar’ın ayaklanma çağrısı sebebi ile Halk TV’ye..

Fatih Portakal’ın sokağa çağrı alçaklığı sebebi ile Fox TV’ye uygulanacak olan para cezasını da..

Ve ona ilaveten, yayın durdurma cezası ile de bunları müyyedilendirmeyelim....

Her ne kadar onlar, Akit TV için her seferinde ellerine tokmağı alıp, RTÜK üyelerinin kulağının dibinde “Ceza isterüz.. Ceza isterüz” diye tempo tutuyorlarsa da..

Onlar her seferinde, Akit TV’ye en ağır cezanın verilmesi için, ellerine kılıçları alıp, tamtam dansı yapıyorlarsa da..

Biz onların despotluklarını tekrarlamayalım..

Peki ne yapalım?

En pratik, en caydırıcı cezayı verelim..

Yani?

Hangi ekrandan yalan haber yapılmış ise..

Yalan haberin doğrusu ne ise..

Doğrusunu tekrar tekrar o ekranda tekrarlanması cezası verelim..

Zoru görünce, kendilerinin de savcıda verdikleri savunma ne ise..

Onu, ekranlardan tekrarlattıralım..

Somut örnekte, halkı isyana çağıranlar, ne savunma yapıyorlar?

“Biz, demokrasiye bağlıyız.. Sandık dışında iktidarın değişmesini kabul etmiyoruz.”

Bunu, kendi ağızlarından tekrar tekrar söylettirelim..

Devamında..

Aynen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yaptığı gibi..

Ayağından sallandırılan dünya genelinde kim var ise..

O somut örnekler gösterilip..

Uğur Dündar gibi moderatör aracılığı ile değil..

Gerekirse tarafsız bir gazeteci moderatörlüğünde..

Gerekirse bir savcının moderatörlüğünde..

Gerekirse, RTÜK’ten belirlenecek bir uzmanın moderatörlüğünde..

Canlı yayında muhatapları tekrar ekrana çıkartıp soralım..

“Metin bey, ayağından sallandırma derken, Mussolini’yi mi kastetmiştiniz? Mussolini’nin üzerinden, Türkiye Cumhuriyeti Başkanı Tayyip Erdoğan’a mı gönderme yapmıştınız?” 

Cevabını alalım..

Milyonlara seyrettirelim..

Bizim kimseden korkumuz yok..

Bizleri tehdit edenlerden korkumuz yok..

Tehdit ettikleri Tayyip Erdoğan, daha önceki gün ne dedi?

“Biz şehadete inanırız” dedi..

Gerçekten de..

Eğer biz kendimize güveniyor isek..

Yanlış yolda olmadığımıza inanıyorsak..

Bunların tehditlerine de pabuç bırakmayız. 

Sonuçta biz hesabı, bunlara değil, Allah’a vereceğiz..

Allah nezdinde haklı isek, bunlardan niye korkalım ki?

“Oynat Uğurcuğum” deriz..

“Kimi kastettin Metinciğim” deriz..

Kafasının arkasındaki planı, ekran önünde deşifre ettiririz..

**

Bunların tıynetleri hep budur..

Meydanı biraz boş bulurlarsa..

İtalya’dan örnek verme yerine..

Türkiye’den örnek verirler..

Adnan Menderes’i hatırlatırlar..

Bir yandan halkı ayaklanmaya çağırıp..

Bir yandan da..

Halkın ayaklanarak devirmesini istedikleri lidere tehditlerini savururlar:

“Direnme.. Sonun, Menderes gibi olur.”

Çok şükür ki..

Bunu açıktan yaptıkları günler geride kaldı..

Üstü kapalı yaptıkları dönemler de geride kaldı..

Şimdi..

Metin Akpınar’ın yaptığı gibi..

Başka ülkelerden örnekler vererek, aynı sonuca ulaşmayı hedefliyorlar..

“Ayağından sallandırma” örneğini, onun için veriyorlar..

Sıkışınca..

Akılları sıra, “Türkiye’de ayağından sallandırılan kimse yok ki?” diyecekler..

Biz de “He.. he.... Laf olsun diye böyle bir şey söylemiş” deyip, konuyu kapatacağız..

Geçti beyler, o devirler.. 

Artık kim halkı sokağa çağırıyorsa..

Hesabını verecek..

“Konuşmak da mı yasak” mavalını bırakın..

İstediğiniz kadar konuşabilirsiniz..

Ama, halkı isyana çağıramazsınız..

Liderleri, sandıktan aldıkları neticeyi etkisiz bırakacak suç niteliğindeki saldırılarla tehdit edemezsiniz..

Varsa bir gücünüz..

Sandıkta gösterin..

2014 Mart ayında mahalli seçimler yapılmış..

Boyunuzun ölçüsünü almışsınız.

2014 Ağustos’unda cumhurbaşkanlığı seçimi yapılmış. Boyunuzun ölçüsünü almışsınız.

2015’de iki defa milletvekili seçimi yapılmış..

Ardından 2017’de referandum yapılmış..

Ardından 2018’in 24 Haziran’ında milletvekili ve Cumhurbaşkanı seçimi yapılmış. 

Hepsinde boyunuzun ölçüsünü almışsınız..

Önümüzde 31 Mart 2019 mahalli seçimleri var iken.

Sandıktan çıkmaya aklınız yatmadı diye..

“Ayaktan sallandırma” ile tehdit ederseniz..

Bunun cezasız kalacağını kimse düşünmesin..

Bunun cezası olur..

Olmalı..

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER