Hamburgerci tiplere ülke emanet edilir mi?
GÜNDEM''Pizzacı Gorbi, Hamburgerci Kemal'' Aydınlık Gazetesi yazarı Gaffar YAKINCA'nın bugünkü köşe yazısı
''Pizzacı Gorbi, Hamburgerci Kemal''
Adı hamburger ile anılan ilk siyasetçi Kemal Bey değil. Sovyetler Birliği’nin son lideri Mihail Gorbaçov da “iki Ronald’ın yakın dostu” diye tarihe geçmişti. Ronald’lardan biri, ABD başkanı Ronald Reagan, diğeri hamburger zinciri McDonalds’ın sembol palyaçosu Ronald McDonald’tır.
Gorbaçov’un 1987’de Reagan ile başlayan dostluğu, Batı dünyasında “soğuk savaşın bitişi” diye pazarlanıyordu, Gorbi’nin başında bulunduğu ülkeyi çökertmesinden kimseler söz etmiyordu. İşte o çöküşün önemli simgelerinden biri, diğer Ronald’ın lokantası McDonalds hamburgercisi oldu.
Sovyetler Birliği’nde ilk McDonalds, 31 Ocak 1990’da Moskova’nın Puşkin Meydanında açıldı. O zamanlar, Sovyetler’de ortalama ücret 150 Ruble idi ve bir hamburger 3,5 Ruble gibi astronomik bir fiyata satılıyordu. Buna rağmen, lokantanın dışında uzun kuyruklar oluştu, sadece ilk gün 30 bin hamburger satıldı. Bu sembolik günden yaklaşık iki yıl sonra, 25 Aralık 1991’de Sovyetler Birliği bütünü ile tarihe karıştı.
1985’te göreve gelen Gorbi, Batılıların cici çocuğu olmayı başarmıştı. Altı yıl gibi kısa bir sürede dünyanın en büyük ülkesini altın tepside Batılılara ikram etmişti, sevilmesi doğaldı. Ama söylediğimiz gibi, karakterli bir devlet başkanı olarak değil, daha çok bir “cici çocuk” olarak sevildi. Tıpkı 12 Eylül paşalarını “bizim çocuklar” diyerek sevmeleri gibi.
Nitekim Gorbi, hayatının geri kalanını küreselci elitlerin gösterilerinde bir tür sirk maymunu gibi sahne alarak geçirdi. Dünya faiz lobisinin irili ufaklı temsilcileri onu podyum podyum gezdirerek kapitalizmin ne kadar mübarek bir şey olduğunu anlattırdılar.
Gorbi’nin kariyerindeki en ilginç dönemeçlerden biri ise bir Amerikan pizzacısının reklamında oynamasıydı. McDonalds kadar ünlü olan Pizza Hut, Moskova’daki ilk mağazasını ondan birkaç ay sonra açmıştı. O da kapitalizmin simgesi sayılıyordu. 1998’de yayınlanan reklam filminde Gorbaçov torunu ile beraber oynadı. Filmin senaryosu da “Batı kapitalizminin büyük zaferini” anlatıyordu. Lokantada iki genç adam, “Gorbaçov iyi mi yaptı, kötü mü” diye tartışırken bir kadın geliyor “Gorbaçov size Pizza Hut’ı armağan etti, daha ne istiyorsunuz” diyordu.
Rusların Gorbaçov dönemine dair tartışmaları uzun süre devam etti. Tıkanmış sistemden şikayet etmiş, daha fazla demokrasi ve refah istemişlerdi. Ama işin sonunun ülkelerinin yağmalanmasına ve Batıya köleliğe varacağını beklemiyorlardı. Gorbaçov’dan birkaç yıl sonra Ruslar gerçek açlık, gerçek yoksulluk, gerçek yağma ve gerçek çürüme ile karşılaşmışlardı. 1997 yılı verilerine göre Rusların %70’i eski düzeni özlüyordu. Putin’in yükselişinin ve bu kadar çok sevilmesinin altında yatan sebep de ülkeyi bu utanç verici durumdan kurtarmış olmasıdır diyebiliriz.
Gorbi’nin Rus halkına “armağan ettiği” Amerikan lokantaları geçtiğimiz yıl itibarı ile ülkeyi terk etti ve doğrusu Ruslar bu işten pek de etkilenmediler. Hayatlarına kendi markaları ile devam ediyorlar. Gorbi, ülkesini yok ettiği tarihin üzerinden henüz otuz yıl geçmeden öldü. Batılıların arzuları doğrultusunda kurduğu düzen, kendisinden önce ölmüş, Ruslar kurtuluşu milli-manevi değerlerine dönmekte bulmuştu. Gorbi, bir devlet başkanına yakışmayacak denli düşük profilli bir törenle gömüldü. Putin cenazeye katılmayarak Rus halkının Gorbi’ye dair hislerine tercüman oldu.
Evet, bugün pek çok Rus Gorbaçov’u, “hamburgerci Conilere ülkeyi satan” bir zavallı olarak hatırlıyor. Gorbi, kendi benzerleri gibi tarihin utanç galerisinde yer alıyor.
Peki tüm bunların bizdeki hamburgerciler ile ne ilgisi var?
Şimdi bir an için Hamburgerci Kemal’in Türkiye’nin başına geçtiğini düşünün…. Gerisi sizin hayal gücünüze kalmış.
İlginizi Çekebilir