© Ak Gazete 2015

Haydut ABD hainlik peşinde! Türkiye'ye karşı yine aynı taktik

Suriye iç savaşının başladığı 2011 yılından bu yana “müttefikim” dediği Türkiye’ye verdiği sözleri tutmayarak birçok defa yarı yolda bırakan ABD’nin anlaşmaya varılan "güvenli bölge" ile neyi amaçladığı merak ediliyor.

Suriye’nin kuzeyinde oluşturulması planlanan“güvenli bölge” konusunda mutabakata varılsa da belirsizlikler gündemdeki yerini koruyor. Bölge derinliğinin kaç kilometre olacağı, bölgeyi kimin kontrol edeceği ve terör örgütü PYD/YPG’nin elindeki ağır silahların akıbeti henüz netlik kazanmış değil. Suriye iç savaşının başladığı 2011 yılından bu yana “müttefikim” dediği Türkiye’yi birçok defa yarı yolda bırakan ABD’nin güvenli bölge konusunda neyi amaçladığı merak ediliyor.

Türkiye, oyalama taktiğine bu sefer izin vermek istemiyor. Uzmanlara göre, ABD ile güvenli bölge adımı Türkiye’nin sınır güvenliği açısından kısa vadede önemli bir adım ancak ABD’nin oyalama taktiklerine karşı temkinli olmak gerekiyor.

İşte Suriye krizden bugüne ABD’nin Türkiye’ye verdiği ve tutmadığı sözleri:

Eğit-donat fiyaskosu

Eğit-Donat programıyla DEAŞ’la mücadelede 1,5 yılda 15 bin muhalife eğitim vereceğini açıklayan ABD, muhalifler yerine terör örgütü PKK’yı eğitti, donattı ve tırlar dolusu silah yardımı yaptı. 500 milyon dolarlık proje kapsamında çok az sayıda muhalif asker eğitilirken buna karşılık Kobani, Haseke ve Afrin’de ABD’li eğitmenler tarafından sekiz binden fazla militan eğitilerek onlara profesyonel asker niteliği kazandırıldı. Eğit-donat programı kapsamında birçok muhalif grup, Suriye’de DEAŞ ve en-Nusra’nın güdümüne girdi.

Menbiç yalanı

Geçtiğimiz yıl Ankara- Washington arasında mutabık kalınan Menbiç yol haritasına göre, PKK/YPG bölgeden temizlenecek ve teröristlere verilen silahlar toplanacaktı. Ancak ABD, verdiği sözü yerine getirmedi. Menbiç yol haritasını onaylanmasından bu yana yaklaşık 1,5 sene geçti. Menbiç’te güvenliği Türk ve ABD güçlerinin birlikte sağlayacaklardı ancak mutabakat ABD’nin oyalamasıyla gerçekleşmedi. Aksine, Menbiç’te bulunan ABD askeri birlikleri PKK/YPG ile devriye faaliyeti gerçekleştirdi, görüntü verdi.

Astana’nın fişini çekelim

Suriye’deki krize siyasi çözüm bulmak yapılan Cenevre, Soçi, Astana, İstanbul ve Tahran gibi uluslararası toplantıları “olumlu” diye karşılayan ABD, sonrasında “sonuçları hüsran olur, Astana görüşmelerinin fişini çekmenin zamanı geldi” şeklinde açıklama yaptı. Açıklama ABD’nin Suriye Özel temsilcisi James Jeffrey’nin ABD Dışişleri Bakanlığında İngiltere, Fransa, Almanya, Ürdün, Mısır ve Suudi Arabistan temsilcileriyle yaptığı görüşme sonrasında yaptı.

ABD, DEAŞ karşıtı kara operasyonunda Türkiye’yi istemedi. Hava istihbarat paylaşımı konusunda da verdiği sözleri yerine getirmedi. Aksine “Birliklerimiz tehlikeye girecek” bahanesiyle uçuşa yasak bölge ilan etti.

PKK/YPG’ye “silah vermiyoruz” demişti

ABD, DEAŞ’la mücadele bahanesiyle tırlar dolusu silah ve mühimmatı bir başka terör örgütü PKK/YPG’ye gönderdi. Silahların geri toplanacağını ve silah dökümü çıkarılacağını söyledi ancak hiçbir şey yapmadı. Bu sevkiyatı her defasında inkâr etse de teröristler, “ABD bize Hejin operasyonu çerçevesinde silah kamyonları gönderdi. Toplamda 300 kamyon ulaştı. Bunların içinde uzun namlulu silahlar, roketler, havan topları ve zırhlı araçlar bulunuyor” diyerek yalanladı.

‘Çıkıyoruz’ dediler üs kurdular

ABD Başkanı Trump, daha önce birçok defa ‘DEAŞ’a karşı zafer’ açıklamaları yapmış ve Suriye’de bulunan ABD askerlerinin hemen hemen tamamını geri çekeceğini ilan etmişti. DEAŞ’ın bölgeden çıkarıldığı açıklamasına rağmen ABD’nin YPG’ye mühimmat sevkiyatı devam ederken Suriye kuzeyinde 26 askeri üssü olan ABD, Resulayn şehrinde yeni bir askerî hava üssü kurmak için çalışmalara başladı.

Esad’la müzakere yaptılar

Kimyasal silah kullanırsa Esad rejimine müdahale edileceği açıklandı. Esad, birçok bölgede kimyasal silaha başvurdu. Ancak hiçbir şey yapmadı. İsrail eliyle Suriye’deki İranlı milisleri ve mevzileri hedef aldı. Suriye’nin toprak bütünlüğünün önemli olduğunu vurguladı ancak Suriye’ye ait Golan Tepelerinin İsrail’e ait olduğunu kabul etti. Ayrıca CIA aracılığıyla Esad ile müzakereler yürüttüğü ve gizli anlaşmalar yaptığı da öne sürülüyor

ABD’nin gizli ajandasında ne var?

Prof. Dr. Mustafa Sıtkı Bilgin: ABD, Türkiye’yi oyalamak istiyor

ABD, bir taraftan Türkiye ile diğer taraftan PKK/YPG ile iş birliğini devam ettirmesi çelişkili tavrını ortaya koyuyor. Güvenli bölge mutabakatı Türkiye’ye orta ve uzun vadeli hedeflerini gerçekleştirmek için gerekirse askeri harekât yapma kapısını da açmış olacak. Çünkü Türkiye kısa vadede 30-40 kilometre derinlikte bir güveni bölge oluşturması ve mültecilerin buraya yerleştirilmesi düşünüyor. Büyük resme bakacak olursak ABD’nin burada Türkiyesiz hareket etmek istemediğini görüyoruz. ABD’nin son dakikada güvenli bölge mutabakatı kabul etmesi; Türkiye’ye olan ihtiyacını ortaya koyar. Öte yandan PKK/YPG kozunu oynayarak Türkiye’yi yönlendirmeye çalışıyor. Diğer taraftan da Türkiye ile bu mutabakatı yaparak Rusya’ya karşı bir koz elde etmeyi amaçlıyor.

Prof. Dr. Toğrul İsmayıl: ‘Güvenli bölge’de şüpheler bulunuyor

Her iki ülkenin bölgedeki çıkarları farklı. Türkiye başından beri Suriye sınırında güvenli bir bölge veya terörden arındırılmış bir bölge öneriyor. Sınır hattından 30-40 kilometre olarak düşünüyor. ABD ise güvenli bölge konusunda Türkiye’nin isteklerini değil de kendi çıkarları doğrultusunda bir şeyler yapmaya çalışıyor. Bu nedenle mutabakat meselesi biraz zor. ABD, Suriye meselesinde birçok konuda Türkiye’nin isteklerine birçok ters düşecek kararlar alıyor. Bu da tabii güvenli bölge konusunda da bir takım şüpheler uyandırıyor. Güvenli bölge meselesinde de bu şüpheler öne çıkıyor. ABD, belli konularda zaman kazanarak kendi çıkarları doğrultusunda bir şeyler koparmaya çalışıyor. Ancak diğer taraftan Türkiye önemli bir müttefik ve ABD, Türkiye’yi kaybetmek istemez.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER