© Ak Gazete 2015

Heykel boyoz çiğdemle uyutmayı bırak! Paralar nerede?

Sayıştay CHP'nin Türkiye'nin çağdaş yönetimine örnek gösterdiği İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde ağır usulsüzlükler tespit etti. Sayıştay, Büyükşehir Belediyesinin mevzuata aykırı olarak Buca Belediyesi’ne tahsis edilen ve oradan da "cüzi bir rakamla" üçüncü kişilere cafe ve restoran olarak kiralanan gayrimenkullerin tahsislerinin derhal iptal edilmesini, buraya yapılan masrafların Buca Belediye’sinden tahsil edilmesini istedi.

Sayıştay'ın İzmir Büyükşehir Belediyesi için hazırladığı 2018 denetim raporunda Yedigöller tesislerinin cüzi fiyata usulsüz tahsis edildiği belirtildi.

Mülkiyeti büyükşehirde olan Buca Yedigöller Tesisleri önce Buca Belediyesi’ne tahsis edildi, Buca Belediyesi’nin de söz konusu taşınmazları üçüncü şahıslara kiraladı. "İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından Buca Belediyesi’ne yapılan tahsisin amacının kamu hizmetlerinin yerine getirilmesi amacı taşımadığı anlaşılmıştır" diyen Sayıştay, büyükşehir ile Buca Belediyesi arasında şu protokolün yapıldığını belirtti:

"SORUMLUKLAR: Yedigöller Rekreasyon Alanı içerisinde yer alan ve gelir getirici konumda olan restoran, kafeterya ve benzeri tesislerin kiralanması ve işletilmesine ilişkin her türlü yasal işlemler Buca Belediyesi tarafından yürütülecek olup, kiraya verilen tüm işletmelerin yıllık kira gelirinin %30’u Buca Belediyesi tarafından Büyükşehir’e yatırılacaktır. İşletmelerin kiraya verilmesi ve işletilmesi aşamasında meydana gelebilecek her türlü hukuki işlemlerde sorumluluk Buca Belediyesi’ne ait olacaktır.”

Sayıştay ardından usulsüzlüğü şöyle tespit etti:

"Protokolün amacı ve sorumlulukları değerlendirildiğinde tahsisin amacının kamu hizmetlerinin yerine getirilmesi olmadığı çok açıktır. Aslında amaç İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin gelir getirici mülklerinin Buca Belediyesi’ne, oradan da üçüncü kişilere aktarılmasıdır ve bu husus Kamu İdarelerine Ait Taşınmazların Tahsis ve Devri Hakkında Yönetmelik hükümlerine açıkça aykırıdır. Çünkü amaç kamu hizmeti değil mülklerin üçüncü şahıslara kullandırılmasıdır. Tahsise konu olan ve tahsis edilen Buca Belediyesi tarafından üçüncü kişilere kiraya verilen mülkler cafe ve restorandır. Yerinde yapılan incelemelerde restoranın da düğün salonu olarak işletildiği görülmüştür. Bu husus http://www.ruyavadisi.com/internet adresinden de açıkça görülecektir. Restoran kiralayan kişiler tarafından Rüya Vadisi ismi ile düğün salonu olarak kullanılmakta ve gelir elde edilmektedir. Buraya kadar yapılan açıklamalardan açıkça anlaşılacağı üzere İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından Buca Belediyesi’ne tahsis edilen mülklerin tahsisi mevzuata uyarlı bulunmamaktadır.

Kaldı ki 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 'Diğer kuruluşlarla ilişkiler' başlıklı 75 inci maddesinde aynen Kamu kurum ve kuruluşlarına belediyeler, bağlı kuruluşları ve belediye şirketlerince devir veya tahsis edilen taşınmazlar, kamu konutu ve sosyal tesis olarak kullanılamaz.' denilmektedir. Ancak İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından Buca Belediyesi’ne tahsis edilen cafe ve restoran sosyal tesis gibi işletilmenin de ötesine geçerek kiralanmak suretiyle faydası üçüncü kişilere aktarılmaktadır."

Tesisteki 103 bin 306 TL'lik çatı onarımının ise İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından karşılandığını belirten Sayıştay, "Oysaki yukarıda yer alan mevzuat hükmü uyarınca söz konusu masrafların restoran olarak tahsis edilen ancak düğün salonu olarak kullanılan gayrimenkulün tahsis edildiği Buca Belediyesi ve onun kiracısı konumunda olan firma tarafından karşılanması gerekmektedir" dedi.

Sayıştay tahsisin iptalini masrafların Buca Belediye’sinden tahsil edilmesini istedi.

"Çağdaş belediyecilik" kamuyu zarara uğratmış

Yapılan incelemede Büyükşehir Belediyesindeki yapım işleri ihalelerinde hazırlanan bazı yaklaşık maliyet metrajlarında çok büyük sapmalar ve işin projesinde bulunan iş kalemlerinde hatalar olduğu tespit edildi.

Soru işaretleri uyandıran yanlış maliyet hesaplamaları şöyle anlatıldı:

"Bazı iş kalemleri miktarlarının imalat içindeki paylarının çok düşük belirlendiği görülmüştür. Doğal olarak miktar çok düşük olunca ihale sonucunu etkilemesi de mümkün olmamaktadır. Söz konusu iş kalemlerine teklif edilen fiyatlar ihale sonucunu etkilemediği için piyasa rayiçlerinin 5-10 kat üzerinde olabilmektedir. Daha sonra yapılan iş artışları ile söz konusu iş kalemleri yaklaşık 400-600 kat artırılmaktadır. Bu miktarda bir artış yaklaşık maliyetin doğru ve özenli hazırlanmadığını gözler önüne sermektedir. İş kalemi miktarlarının gerçekçi ve özenli hazırlanması ihale sonuçlarını da değiştirebilmektedir. Dolayısıyla kamu kaynakları daha ekonomik veverimli kullanılır hale gelecektir. Bu durum nihai aşamada kamuyu zarara uğratma sonucu doğurmaktadır."

Yapılan incelemede, bir yapım işi içerisinde farklı boyutlarda 3 çeşit küp parke taşı döşenmesi iş kalemi belirlendi ve bütün boyutlar için aynı miktarda yapılması öngörüldtü. Belgelere bakıldığında iki çeşit küp taş için 1,00 TL fiyat, 3. küp taş için 388,00 TL fiyat verildiği görülmektedir. 1,00 TL fiyat verilen kalemler hiç yapılmazken ilk iki çeşit için belirlenmiş metrajlar da dahil olmak üzere bütün küp taşlar 388,00 TL (piyasa rayicinin 10 katı) fiyatı üzerinden yaptırıldı. Sebebi araştırıldığında, iş kalemleri içine ve yaklaşık maliyet hesabına alınmış olmasına rağmen 1,00 TL fiyat verilmiş kalemlerin işin projesinde bulunmadığı ve projede sadece 3. küp taşın bulunduğu tespit edildi. Aynı şekilde projede bulunmasına rağmen metrajlarının çok farklı hesaplanmasından dolayı birçok iş kalemine fahiş fiyatlar verilmesine, kamunun zarara uğratılmasına sebebiyet verildi.

Belediye sayı saymayı bilmiyor

Büyükşehir Belediyesindeki bazı mal alımı ihalelerinde hazırlanan yaklaşık maliyet iş kalemi miktarlarında mevzuata aykırılıklar olduğu da belirlendi. Yapılan incelemede, ihale edilen mal alımı işlerinde, '20-50 gram çikolata alımı (adet-paket), 200-300 gram kurabiye alımı (adet-paket)' kalemleri gibi birçok mal kalemi bulunduğu görüldü. 20 ile 50 gram arasında tam %150 oranında, 200 ile 300 gram arasında da %50 oranında miktar farkları bulunduğunu kaydeden Sayıştay, belediyeye bu kez matematik dersi verdi. Sayıştay, "Fiyatlar adet üzerinden teklif edilmiş olup, teslim edilen ürünlere bakıldığında çikolata 20 gram, kurabiye 200 gram olarak teslim edildiği görülmüştür. Yani yüklenici söz konusu mal kalemlerindeki en düşük miktarlarda teslimi gerçekleştirmiştir. Adet bazlı ürünlerde bu kadar yüksek marjlı gramaj belirlenmesi işin doğasına aykırıdır. Esasen adet olarak alınacak ürünlerin gramajının (miktarının) net olarak belirlenmiş olması gerekmektedir. Bu şekilde miktarlarında yüksek oranda farklılıklar içerecek şekilde yaklaşık maliyet belirlenmesi, mevzuata aykırı olmakla beraber, ayrıca kamunun zarara uğratılmasına da sebebiyet vermektedir" dedi.

Belediye usulsüz arazi tahsis etmiş

Sayıştay, mülkiyeti Büyükşehir Belediyesine ait olan Konak'taki Kültürpark Fuar Alanı üzerinde bulunan ve Kültürpark Şube Müdürlüğü tarafından kullanılmakta olan hizmet binasının, yeni kurulan İzmir Tınaztepe Üniversitesi’ne rektörlük ve akademik birimlerin eğitim hizmetlerinde kullanımı amacıyla 3 yıl süre ile tahsis edildiği tespit edilmesini usulsüz buldu.

Halkın kullanımında olan Kültürpark Fuar alanındaki kamu binasının özel bir üniversiteye tahsis edilmesinin mevzuata aykırılık teşkil ettiğini kaydeden Sayıştay, ayrıca söz konusu üniversitenin, hem YÖK kanununa hem de ilgili yönetmeliğe aykırı şekilde, kendisinin sağlaması gereken üniversite binasını sağlamadan eğitim öğretime başlamasının da bir başka yasal olmayan durumu ortaya çıkardığını kaydetti. Tahsisin iptali istendi.

Hallerde neler oluyor, gıda neden pahalı?

İzmir'de iki toptancı haline yönelik işlemlerin yetkisi olmadığı Menemen ve Selçuk ilçe belediyelerince yürütülmesini usulsüz bulan Sayıştay, hallerin Büyükşehire devredilmesini istedi.

Sayıştay, İzmir metrosunun duraklarında veya trenlerin içinde yer alan reklam maderyalleri ile ATM'lere ait yerlerin mevzuata aykırı olarak İzmir Metro A.Ş.'ye devredilmesine itiraz etti. Büyükşehir belediyesinin iştiraki olsa bile, metro duraklarında veya trenlerdeki reklam malzemesiyle ATM yerlerinin kiralanması hususunun üçüncü kişilere devredilemeyeceğini belirten Sayıştay, "Ayrıca, bunlar toplu ulaşım hizmetleri ile doğrudan ilişkili ve işletmenin yürütümü ile ilgili hususlar olmadığından, bu gelir getirici faaliyetlerin kiralanması işi 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine tabidir" diyerek çağdaş belediyecilik dersi verdi. Metro A.Ş.'nin 4.4 milyon TL gelir elde ettiğini kaydeden Sayıştay, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin bu gelirden mahrum kaldığını, paranın ödenmesini istedi.

Sayıştay, taşınmaz icmal (özet) cetvelleriyle taşınmazlara ilişkin muhasebe kayıtlarının uyuşmadığını saptadı. Taşınmazların toplam değeri 17.6 milyar TL iken muhasebe hesaplarında taşınmazların toplam değeri ise 8 milyon TL oldu, aradaki fark 9.5 milyar TL olarak saptandı. Sayıştay, cetvellerin güvenilir olmadığını bildirdi.

Çağdaş belediye ama verdiği arsaları kaydetmiyor

İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından 928 milyon TL tutarındaki arazi ve arsanın tahsise verildiği, ancak mevzuata aykırı olarak muhasebe kayıtlarının yapılmaması dolayısıyla kurumun mali tablolarında yer almadığı anlaşıldı. Sayıştay, arazi ve arsalar hesabının, kamu idarelerinin her türlü arazi ve arsaları ile bunlardan tahsise konu edilenlerin izlenmesi için kullanılacağı dersini verdi.

Kurumlara tahsis edilen köprü, menfez, baraj, tünel, iskele gibi yeraltı ve yerüstü varlıkların kayıtlarının tutulmadığını belirten Sayıştay, bir afet anında söz konusu yapıların kime ait olacağı konusunda karmaşa çıkacağına dikkat çekmiş oldu. 36 milyon TL tutarında varlık başka kurumlara tahsis edildi ancak muhasebe kayıtları tutulmadı. Aynı şekilde 18.5 milyon TL değerindeki binanın da başka kurumlara tahsis edilmesine rağmen muhasebede takip edilmediği belirtildi.

Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan mal alımlarında, alınan mallar kurum deposunda olmasına rağmen, taşınır giriş kaydı ile çıkış kayıtlarının aynı anda yapıldığı tespit edildi. Toplam 1.2 milyon TL tutarındaki madde ve malzemenin, malzemeler depoda olmasına rağmen, çıkış kayıtlarının giriş kayıtları ile aynı anda yapılmasından dolayı taşınır kayıtlarının hatalı olduğu kaydedildi.

"Yapım İşi" olarak ihale edilmesi gereken işlerin "Mal Alımı" olarak ihale edilmesini hatalı bulan Sayıştay, şu usulsüzlüğü buldu:

"Yapılan incelemede, 'prefabrik çelik sundurma alımı' adı altında mal alımı olarak ihale edilen iş incelendiğinde işin yapım işi olduğu görülmüştür. Söz konusu iş bir imalat olup, beton temele sahiptir. İşin yapım işi olarak ihale edilmeyip, mal alımı olarak ihale edilmesi ile alınması gerekenyapı ruhsatı, imar durumu vb. uygulamalar devre dışı bırakılmış olmaktadır. Söz konusu durum mevzuata aykırılık teşkil etmektedir.Buna göre, yapılacak ihalelerde işin nev’ine dikkat edilmelidir. Özel izin ve prosedürleriçeren yapım işlerinin mal alımı olarak ihale edilmemesi gerekmektedir. İlgili ihale birimi ve iç kontrol birimlerinin bu hususlara dikkat etmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER