© Ak Gazete 2015

İşte Asena’nın yol haritası! Amerikancı ülkücü nasıl olunur?

Yeni Akit Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ali İhsan Karahasanoğlu, kendisini ülkücü olarak tanıtan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in Amerikancı politikasını eleştirdi.

 

Ülkücü çizgide hareket ettiğini iddia eden İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşı siyasi fırsata çevirmeye kalkıştı. Ancak Akşener'in Amerikancı bir tavır takınması ağızları açık bıraktı. Twitter hesabı üzerinden açıklama yapan İYİ Parti lideri, “Türkiye, Rusya ile kurduğu asimetrik ilişki modelinden sıyrılmalı, kendisini kırılgan hale getiren S400'lerden acilen kurtulmalı, Akkuyu nükleer santralini derhal millileştirmeli, bölgesel istikrara risk oluşturabilecek Kanal İstanbul projesini durdurmalıdır.” ifadelerini kullandı. Akşener'in açıklamaları büyük tepki çekti.

Amerikancı ülkücü nasıl olunur?

Ülkücü okurlarımız kızacak.

Amacım onları kızdırmak değil.

Çelişkiyi gündeme taşımak istiyorum..

Yanlışlığa dikkat çekmek istiyorum..

Biz kabul etsek de etmesek de..

Samimi ülkücü okurlarımız kabul etse de etmese de..

İyi Partililer kendilerini ülkücü diye takdim ediyor..

Meral Akşener, kendisini ülkücü olarak tanıtıyor..

Bizim de amacımız, ülkücü okurlarımıza saygısızlık değil..

Tam aksine, ülkücü okurlarımıza saygımızdan dolayı, “Amerikancılığı kendisine politika olarak seçenlerin, ülkücü olamayacaklarını” gözler önüne sermek..

Olayımız ne?

Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırısının hemen sonrasında, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, Türkiye’ye çizdiği yol haritası..

Kendisini ülkücü olarak tanıtan bir partinin genel başkanının, Karadeniz’den kıyıdaşımız olan iki ülkenin kavgasında..

İkisiyle de hem turizm açısından, hem ticaret açısından göz ardı edilemeyecek büyüklükte ilişkilerimiz var iken..

Beklentimiz; savaşın sonlanması, sorunun diyalogla çözülmesi ve bunun için de eden gelenin yapılması iken..

Asena’mız, durumdan vazife çıkartıp, hemen Amerikancılığını sahneliyor..

Ne diyor?

Madde madde sıralayalım..

Meral Akşener’den alıntılıyorum:

1) “Türkiye ise Rusya ile kurduğu asimetrik ilişki modelinden sıyrılmalı.”

Bu genel bir değerlendirme olduğu için, cevaplamayalım.. Somut önerileri masaya yatıralım..

2) “(Türkiye) kendisini kırılgan hale getiren S400’lerden acilen kurtulmalı.”

S400’ler ne idi?

ABD’nin önceki Başkanı Trump’ın bile “Türkiye bu konuda haklı” dediği bir süreç sonrasında, parası ile alacağımız Patriot’ların verilmemesi üzerine, mecburen Rusya’dan aldığımız hava savunma sistemi..

Türkiye, “S400’den daha zayıf” diye tanımlanan Patriot’u alma konusunda irade göstermiş mi?

Göstermiş..

Bunu parası ile alacak mıyız?

Evet, parası ile alacağız..

ABD, parası ile satacağı Patriot konusunda mırın kırın etmiş mi?

Etmiş.

İlaveten..

Patriot’lar, S400’lere göre, ABD’nin yazılımı bize vermemesi sebebi ile dezavantajlı mı?

Evet..

Düşünebiliyor musunuz..

Milyarlarca dolar verip, hava savunma sistemi alıyorsunuz..

Ama yazılımı sizde değil..

Yani, adamlar ABD füzesini dost kuvvet diye tanımladığı an, sizin milyarlarca dolarlık hava savunma sisteminiz çöp oluyor..

Bu süreçte, Türkiye Rusya’dan, yazılımını da alarak, S400’ü temin etti..

Şimdi ülkücü geçinen Meral Akşener, bir çırpıda diyor ki: “S400’ü geri verelim.”

Verdik..

Yerine ne alacağız?

Havamızı..

Çünkü Patriot’ları vermiyorlar..

İlaveten, verseler bile, yazılımını vermiyorlar..

Buna rağmen, bir ülkücü, “Amerika’nın malı olsun da.. Yazılımsız olsun.. Amerika’nın olsun da, geç olsun, bekleriz” diyorsa..

Kusura bakmasın..

Yaptığı Amerikancılıktır.

Akşener’in yol haritasını vermeye devam edelim:

3) “Akkuyu nükleer santralini derhal millileştirmeli.”

Akkuyu nükleer santrali nedir?

Kısa teknik bilgi vereyim.

ABD’den başlayın, Fransa, Çin, Rusya, Güney Kore’ye kadar birçok ülkede, onlarca nükleer santral var.

Bizde mi?

Bir tane olacak da..

Milliyetçi geçinen Meral Akşener, “Olmasın, istemiyoruz” diyor..

“ ‘Amerikancı’ diyorsun. Ama bak, ABD’de olan nükleer santrali istemiyor. Demek ki, Amerikancı değil, haksızlık ediyorsun” itirazlarına hemen cevap vereyim.

Asena’mızın derdi, aslında nükleer santral karşıtlığı değil..

Santrali Rusya’nın yapması.

Hani, nükleer santrali biz yapabiliyor oluruz..

Mesela..

Otoyollarımızı bizim müteahhitler yapabiliyor.

Biz de türk müteahhitlere veriyoruz o işleri.

Asena, ona da karşı çıkıyor ama, o durumu es geçelim..

Türk şirketler, şu an nükleer santral yapamadığı için için, mecburen bu konuda tecrübeli olan Rusya ile bir anlaşma yapılmış..

Elektrik fiyatlarının anormal oranda artmasından şikayetçi olduğumuz bir süreçte..

“Bu faturalar ödenemez” denilen bir ortamda..

Türkiye’nin 2023 elektrik tüketiminin % 9’unu karşılayacak bir santralin sekteye uğraması için millileştirme adı altında engel çıkartmaya kalkışmak..

Nasıl bir ülkücülüktür?

“Millileştirdiğimizde, İyi Partili iş adamları, teknik kapasitesi ile, nükleer santrali yapıp bitirmeye taliptir” deseler..

Canım kurban.

“Elin Rus’u yapacağına..

Elin Rus’u para kazanacağına..

İyi Partili de olsa, Türkler yapsın, Türkler kazansın” diyeceğim.

Ama böyle bir kapasitemiz yok.

Bu durumda Meral Hanım’ın “Millileştirelim” sözünün anlamı, “Kapatalım gitsin”den ibaret.

O zaman elektriğe gelen zamlarda da, faturayı sana yollarız Meral Hanım, olur mu?

Her yıl elektrik tüketiminin % 5 arttığı gerçeği karşısında, yakında elektrik kesintileri başlarsa..

İyi Parti’nin kapısına dayanalım mı, Meral Hanım?

Hani Türkiye’de yabancı hiçbir devletin yatırımı yoktur..

Olmasını da İyi Parti istemiyordur..

O kapsamda, “Nükleer santral ile işe başlayalım” denilebilir..

Ama, iki günde bir ABD elçisi ile görüşen ülkücü Meral Hanım’ın, Akkuyu nükleer santraline karşı çıkışının arka planında, olsa olsa Amerikancılık damarının kabarması yatıyordur.

Komşumuz Rusya’ya “Hayır” deyip..

Amerikan elçisi ile iki günde bir konuşursanız..

Bunun adı milliyetçilik değil, Amerikancılıktır..

Hele he..

Bir de Rusya’nın pek hazzetmediği Kanal İstanbul da araya sıkıştırılırsa..

Meral Akşener’den aktarıyorum:

4) Bölgesel istikrara risk oluşturabilecek Kanal İstanbul projesini durdurmalıdır.

Ülkücü hanımefendiye, “Bölgesel istikrar ne ola ki?” demeyeceğim..

Ama “Sağında, solunda, ortasında, hiçbir yerinde Rusya olmadığı halde, Kanal İstanbul’a niye karşı çıkıyorsun ki?” diye sorup, cevap beklemeden hatırlatmamız gerekir:

“Amerikancılığı da boşverdik. Türkiye düşmanlığınız mı, size bunu dedirtiyor?”

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER