‘Kapalı kapılar ardında yapılan hesaplar açığa çıktı’
SİYASETMahmut Övür bugünkü yazısında muhalefetin ve 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 2019 Başkanlık seçimi hesaplarını kaleme aldı. “Artık geri adım atması zor gibi görünüyor” diyen Mahmut Övür yazısını şu sözlerle bitiriyor: “Bütün bunlar muhalefetin adayı olmak ya da yeni bir parti için mi yoksa AK Parti'yle pazarlık yapmak için mi yapılıyor? Bu çalışmada kimler yer alıyor?“
MAHMUT ÖVÜR'ÜN YAZISINDAN BAŞLIKLAR
AK Parti'nin kuruluşundan itibaren Cumhurbaşkanı Erdoğan'la eski Cumhurbaşkanı Gül arasında birbirini besleyen bir ilişki vardı. İlk başlarda kendi içlerinde yaşadıkları rekabet ve gerilim dışarıya yansımadı. Siyasette örnek ikili olarak gösteriliyorlardı. Şimdi geriye dönüp yaşananlara bakınca, bunun pek de göründüğü gibi olmadığı anlaşılıyor. Gül'ün 2003'te başbakanlık koltuğunu bıraktığı günlere kadar uzanan adı konmamış gizli bir rekabetten, farklı siyasi yaklaşımdan söz etmek mümkün.
Hatta daha o günlerde bazı araştırmacıların Gül'e "Başbakanlıkta kalmalısınız" önerisi getirdiği bile söyleniyor. 2007'deki cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili de çok şey yazılıp söylendi. Ama asıl kırılma 2014'te cumhurbaşkanlığı seçimine gidilirken yaşandı. O günlerde bugünkü adıyla FETÖ'nün 7 Şubat 2012 MİT darbesi ve şike operasyonu karşısında aldıkları tutum, ayrılık zillerinin çaldığını gösteriyordu.
Gezi kalkışmasında Gül'ün "mesajı aldık" yaklaşımı ise kopuşun ilk işaretiydi. Sonra bu makas giderek daha da açıldı. En serti 17-25 Aralık darbesinden sonra yaşandı. FETÖ'nün dinlemeleriyle ilgili Başbakan Erdoğan şöyle diyordu: "Başbakanlık makamına ve evimize dinleme cihazı koymuşlar. Hatta Cumhurbaşkanımızı bile dinlemişler." Gül'ün buna cevabı sadece Erdoğan'da değil AK Parti tabanında da hayal kırıklığı yarattı: "Bizim utanılacak bir şeyimiz yok ki dinlesinler."
İlginizi Çekebilir