kemal : Ne diye gidip oraya oturuyorsun?
SİYASETCHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, terör örgütü PKK tarafından dağa kaçırılan çocukları için HDP Diyarbakır İl Binası önünde evlat nöbeti tutan ailelere destek ziyaretinde bulunan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya tepki gösterdi. Soylu'nun ziyaretini hazmedemeyen Kılıçdaroğlu, "Ne diye gidip oraya oturuyorsun? Senin görevin sorunu çözmek" dedi.
Partisinin Meclis toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, toplumun gündeminde evlatları için mücadele eden annelerin olduğunu belirterek, "Anneler arasında da bir ayrım yapılıyor. Cumartesi Anneleri, Diyarbakır Anneleri. Nasıl bir ayrım? İkisi de çocuklarını istiyor. Anneler arasında ayrım yapmak doğru değil. Hepsinin derdine çözüm üretmek gerek" ifadesini kullandı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun Diyarbakır'da evlat nöbeti tutan ailelere destek ziyaretini eleştiren Kılıçdaroğlu, "Sen bakansın. Çözeceksin sorunu. Acıyı çözmek. Yetki, imkan, güç, ordu, vali general sende. Diyarbakır Annesi'nin elinde sadece bir feryat var" dedi.
"Erdoğan benden kurtulmak istemiyor muydu?"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a seslenen Kılıçdaroğlu, "Bir ordunun silah fabrikası başka bir orduya peşkeş çekilemez. Dünyada örneği yoktur. Satılmayan bir silah fabrikalarıydı, şimdi onu da peşkeş çektiler. Ne için, 50 milyon dolar için. '50 milyon dolar para bulamadık, o nedenle.' Dedim ki, 50 milyon doları bir ay içinde bulamazsam siyaseti bırakacağım. Siz yeter ki Katar ordusu ile yaptığınız anlaşmayı bozun. Yok. Erdoğan, benden kurtulmak istemiyor muydu? Kurtulmak için sana bir yol gösteriyorum. Bozun anlaşmayı, 50 milyon doları sana 24 saatte bulacağım. Bulmazsam sen de benden kurtulacaksın" dedi.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"Türkiye'ye yeni bir siyaset anlayışıni getirmek istiyoruz"
Yeni bir siyaset anlayışını Türkiye’ye getirmek istiyoruz. Kavgadan uzak bir siyaset anlayışı. Herkesi kucaklayan, her insana saygı duyduğumuz bir siyaset anlayışı. Eleştiri yapacağız, bilgiye dayalı bir eleştiri anlayışı. CHP eleştiriyorsa bir şey olduğunu vatandaş bunu bilmeli. Kimin çıkarı için, bu ülkede yaşayanların çıkarı için. Kimseyi ötekileştirmeyeceğiz. Aynı vatanda yaşıyorsak niçin bir başkasını ötekileştirelim? Yeni siyaset felsefemizin özünde yatan budur. İktidar sahipleri bazen belirgin bir şekilde bu ayrımı yapıyorlar. Şehitler 82 milyonun onurudur. Hepimiz şehit yakınlarına sahip çıkıyoruz. Şehitleri ve şehit yakınlarını 15 Temmuz’da ve diğerleri diye ayırt edemezsiniz. Biz bunlara karşı çıkınca ‘siz 15 Temmuz’u destekliyorsunuz’ dediler. Hayır. şehitler arasında ayrım yapılmasına karşıyız dedik.
Toplumun gündeminde anneler var. Anne için evladın ne kadar değerli olduğunu ancak anneler bilir. Çocuk hastalandığında anne de hastadır. Hayatı bir anlamda çocuğuna bağlıdır. Kendisinden daha iyi bir yaşam standardı sağlamasını ister. Her çocuk annesinin turnasıdır. Anneler arasında da bir ayrım yapılıyor. Cumartesi Anneleri, Diyarbakır Anneleri. Nasıl bir ayrım? İkisi de çocuklarını istiyor. Bir anne Diyarbakır’da diyor ki, ‘Benim evladım geri gelmeyecek, sizin ki inşallah gelir.’ Bu tabloya baktığımızda annelerin hukukunu savunmak gerekmiyor mu? Cumartesi Anneleri 702 haftadır evlatlarının fotoğrafını taşıyarak kimseye bir söz söylemeden oturuyor. Evlatlarının mezarını istiyor. Diyarbakır Anneleri. Onların da evlatları var? Bu annenin acısı yok mu? Oda ister evladının gelmesini, üretmesini, alın terini dökmesini, evlat sahibi olmasını. Oğlunu askere vatan savunması için göndermiş. Ama terör örgütü kaçırmış. Bakanlarla görüştüler. Ben aktardım yetkililere. Bu çocukların kurtarılması lazım diye. Biz yetkili değiliz, elimizde güç yok. Yetki sahibi olanlar güç sahibi olanlar gitmiş annelerle oturuyor.
"Ne diye gidip oraya oturuyorsun"
Ne diye gidip oraya oturuyorsun? Sen acıyı, sorunu çözeceksin. Senin görevin sorunu çözmek. Sen bakansın. Çözeceksin sorunu. Yetki, imkan, güç, ordu, vali, general sende. Diyarbakır Annesi’nin elinde sadece bir feryat var. Şimdi anneleri de bölüyorlar. Yazık olan da bu. Anne annedir. İnsanlığın sürdürülebilirliğini sağlayan en önemli bir aktör. Acısını paylaşmak ortak görevimiz. Vatandaş oy veriyor. İktidara geliyorsunuz. Vatandaşı bölmeyecek, kutuplaştırmayacaksınız. Bölerseniz ne olur? Adaletin içini boşaltırsınız.
İlginizi Çekebilir