© Ak Gazete 2015

Kuyruk kıyameti koparanları tanıyoruz.

Hükümet kararıyla İstanbul ve Ankara'nın birçok noktasında tanzim satış noktaları oluşturuldu. Ucuz fiyatlara halk büyük ilgi gösterirken, muhalif kesim buna da karşı çıktı. Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör, halkın ucuz alışveriş yapmasını sağlayan tanzim noktalarına tepki gösterenleri kaleme aldı.

Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör, bugünkü yazısında tanzim satış noktalarını hedef gösterenlere değindi. Serbest piyasa ve stokçuların yükselttiği fiyatları düşüren hükümeti eleştirenleri kaleme alan Dilek Güngör, "Kıyamet koparanları tanıyoruz" ifadelerini kullandı. İşte Dilek Güngör'ün bugünkü yazısı:

"KUYRUK KIYAMETİ KOPARANLARI TANIYORUZ"

Bir süredir market-pazar-Hal'de fahiş fiyata satılan sebze-meyve birilerinin yeni umut kapısı oldu. Malum çevre, "darbeyle, kumpasla, seçimle hükümet devrilmeyince meyve-sebzeyle başarabilir miyiz?" diye umutlandı.

Hükümet vatandaşı fırsatçıların eline bırakmamak için piyasaya sopa gösterip marketleri denetlemeye, Hal'leri disipline edecek yasal mevzuatı çıkarmaya hazırlanınca bu kez malum çevre, "serbest piyasaya müdahale ediliyor" diye bağırmaya başladı.

Devlet, markette, pazarda, Hal'de fiyatlar inmeyip, alternatif dağıtım kanalı açıp tanzim satışa başlayınca malum çevre yine durmadı.
"Eskiden tüp, yağ, ekmek kuyruğu vardı, şimdi domates kuyruğu var" diyerek algı operasyonu yapar oldu. Tanzim satış noktalarındaki kuyrukları 1970'lerdeki yokluk kuyruklarına benzettiler.

 

Halbuki, o dönemleri yaşayanlar bilir. O zaman ekmeği, yağı, tüpü mecburen kuyruğa girerek alıyordunuz.
Şimdi devlet zorla "Gelin tanzim satış noktalarında kuyruğa girin" demiyor ya… İsteyen gider tanzim satıştan alır, isteyen marketten, isteyen pazardan…

* * *

Tanzim satış işini şöyle görmek lazım… Devlet ilelebet manavcılık yapmayacak. Bir süreliğine piyasayı regüle edecek. Fiyatlar normale döndükten sonra da bu işi bırakacak.

Nitekim, tanzim satış noktalarında sebze-meyve satışı başlar başlamaz market zincirleri fiyatları aşağı çekmeye başladı.
Anlayacağınız, maksat hasıl oluyor...

Bu arada iki gündür kuyruk kıyameti koparanlara bakıyorum… Ya Atatürk'ü ticarileştirip 2.500 TL'ye pazarlayan adamın kitabı için saatlerce kuyruk bekleyenler… Ya eline yeni model iPhone almak için ABD'de mağaza önünde yatanlar… Ya bir Cafe Latte almak için 15 dakika Starbucks'un kasasında sıraya girenler… Ya 15 Temmuz'da darbe girişimi sırasında gece yarısı bankaların ATM'lerinden para çekmek için birbirini iteleyenler…

Valla, bana sorarsanız onların derdi kuyruk filan değil, kuyruk acısı… Malum çevre, 31 Mart'taki yerel seçim öncesinde yüksek sebze-meyve fiyatlarından nemalanacaklardı.
Buradan siyaset üreteceklerdi.
Ama gelin görün ki, kısmet olmadı.
Fiyatlar düşmeye başlayınca ellerindeki en büyük seçim argümanları çöpe gitti. Tüm muhalefetleri, bağırıp çağırmaları, eleştirileri de ondan…

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER