© Ak Gazete 2015

Medyadaki İslam düşmanlığı masaya yatırılacak!

Diyanet İşleri Başkanlığınca, medyanın dini hayata yönelik etkisinin tartışılması amacıyla hazırlanan "Medya ve Din" programı başlayacak. Programda, medyanın İslam'ı nasıl hedef aldığı gözler önüne serilecek.

Diyanet İşleri Başkanlığınca, medyanın dini hayata yönelik etkisinin tartışılması amacıyla hazırlanan "Medya ve Din" programı, Diyanet TV ekranlarında yer almaya başlayacak.

Diyanet TV'de medyanın dini hayata etkisi tartışılacak

Medya, iletişim ve ilahiyat alanından uzmanların katılımıyla yazılı, işitsel, görsel ve yeni medyanın din ile ilişkisinin kapsamlı şekilde ele alınacağı program, yeni yayın döneminde 40 bölüm halinde yayımlanacak.

İlk bölümü 20 Eylül Cuma günü saat 21.30'da yayımlanacak program ile medyanın dini hayata olumlu ve olumsuz etkileri vatandaşlara bütün yönleriyle anlatılacak.

Diyanet İşleri Başkanlığı Dini Yayınlar Genel Müdürü Fatih Kurt, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Diyanet TV'nin yeni yayın döneminin 16 Eylül'de başladığını hatırlattı.

Toplumun bütün kesimlerini kuşatan ve herkese hitap eden yayın politikasını öncelediklerini söyleyen Kurt, kadın, aile, genç, çocuk ve engellilere yönelik programların yapıldığını kaydetti.

"Sinemada dini değerler hafif ve basit gösterildi"

Diyanet TV ekranlarında ilk kez bu yıl yayımlanacak "Medya ve Din" programında, medyanın dini hayata yönelik etkilerinin konuşulacağını bildiren Kurt, medyanın her dönemde topluma büyük etkisi olduğuna değindi.

Kurt, medyanın dini hayata dair etkisine bakıldığında çok güzel örneklerin bulunmadığına dikkati çekerek, sinema aracılığıyla eski yıllarda dinin, dini değerlerin ve din adamlarının hafif ve basit gösterildiği unsurların sergilendiği anımsattı.

Basılı medyada bilgi eksikliğinden kaynaklı yanlış haberlerin ve araştırılmadan verilen bilgilerin bulunduğunu vurgulayan Kurt, şöyle devam etti:

"Özel televizyonlar ile dini içerikli programların sayısında artış olmakla birlikte bu kez kontrolsüz, sağlıksız, yanlış, sahih olmayan dini bilgilerin insanımıza ulaştırılmasına yönelik sıkıntılar ve problemler var. Dinin, medyanın süreli, basılı ve televizyon ayağında ciddi anlamda istismar edildiğine dair örnekler var. Dolayısıyla medyanın olumlu örneklerinden ziyade, insanlık olumsuz örnekleriyle karşılaşmış durumda."

"Medyada hala bu olumsuzluklar var"

Fatih Kurt, yeni programda bu olumsuzluklara yönelik vatandaşların somut örneklerle bilgilendirileceğini kaydederek, şu bilgileri verdi:

"Bu olumsuzluklar tabii dün oldu, bitmiş değil. Bugün de bu tür olumsuzluk var. Medya vasıtasıyla dini ve dini değerleri insanımıza doğru ve sağlıklı bir şekilde nasıl veririzin derdi ve amacıyla tasarlanan ve 40 bölümde yayımlanacak programda, yazılı basında din algısı, medya, çocuk ve din eğitimi, karikatürlerde din algısı ve dinin yansıtılma biçimi, sosyal medya ve din ilişkisi, sinemada din adamı temsili, medya ve İslamofobi, internetten dini bilgi edinme, çizgi filmler ve din, medyada din istismarı ve radyoda dini anlatım gibi konular hem olumlu hem de olumsuz yönleriyle aktarılacak. Tabii bu tür olumsuzlukları yaşamış olmanın yanı sıra iyinin, doğrunun ulaştırılması noktasında da medyayı bir imkan ve güç olarak görüyoruz."

"Dini konular reyting amaçlı tartışma konusu yapılıyor"

Dini içerikli programlarda izlenme oranının artırılması için bazı dini değerlerin gözardı edildiğine işaret eden Kurt, şu değerlendirmede bulundu:

"Dini konuların reyting amaçlı tartışıldığı ve tartışma konusu yapıldığı gerçeği var. Konular işlenirken de temel amacın bilgilendirmeden ziyade, ekranı hareketli, canlı ve takip edilir tutmak için dini konuların tartışıldığını biliyoruz. Konuk seçiminde de bunun özenli olarak yapıldığını görüyoruz. Görüşleri ve fikirlerinin birbirine zıt olduğu düşünülen insanları aynı programda tartıştırıp ekranda bir hareketlilik meydana getirilerek izleyici tutma amacı var. Diyanet İşleri Başkanlığı ve Diyanet TV olarak bunu doğru bulmadığımız gibi yapmıyoruz. Dini konular bilgilendirme amacıyla insanlara sunulacak konulardır. Meselelerin ilmi ve akademik tartışmalarının yapılacağı mecra ekran önü değildir. Elbetteki bir ilmi konuda farklı görüşler olabilir ama bunun yapılacağı yer akademik ortam ve toplantılardır. Ekran, vatandaşı bilgilendirme vasıtası olarak kullanılmalıdır."

Türk sinema tarihi İslam'a hakaretlerle dolu

Yeşilçam filmleri başta olmak üzere Türk filmleri, kasti olarak İslam'ı kötüledi. Cumhuriyet tarihi boyunca yapılan filmlerin büyük bir kısmı İslam'ı hurafeler üzerinden hedef aldı. 

İşte onlardan bir kaçı:

Hristiyanlığı sempatik gösterip İslam'ı antipatik gösterdiler

Rahibelerin yetiştirdiği Feride isimli bir karakter üzerinden işlenen Çalıkuşu isimli filmde, Hristiyanlar sempatik gösterilirken Müslümanlar 'öcü' gibi gösteriliyor. Skandal sahnelerin yer aldığı filmde, çocuklar kabir azabı ve ölümle korkutularak İslam'a yönelik aşağılayıcı algı çalışmaları yapılıyor. Filmde bazı hurafeler İslam dinine yamanmaya çalışarak alçakça sahnelere başvuruluyor. Hristiyanları aydın gibi gösteren filmde, Müslümanlar cahil olarak lanse edilmesi büyük art niyeti gözler önüne seriyor. 

1966 yılında çekilen filmin 1986 ise dizisi yapıldı.

Abdest alırken rüşvet pazarlığı

Özellikle solcu kesimin 'sevgi pıtırcığı' olarak lanse ettiği Kemal Sunal'ın oynadığı çoğu filmde İslam'a hakaret sahnelerin yer alması dikkat çekiyor. 

Bunlardan biri Kibar Feyzo isimli filmde sahnelendi. Dini söylemlerde bulunan hoca karakteri en itici bir tiplemeden seçilirken birçok sahnede ise sahtekarlık yapması dikkat çekiyor. Abdest alırken bile Kemal Sunal'ın oynadığı Kibar Feyzo karakteriyle rüşvet pazarlığına girmesi pes dedirtiyor.

Mizah adı altında Allah'a hakaret!

Kibar Feyzo'nun tuvalet sahnesinde Allah'a hakaret edilmesi Müslüman vatandaşın hala tepkisini çekiyor. Kibar Feyzo rolündeki Kemal Sunal'ın Müslüman esnafın her gün kullandığı "Siftah senden, bereketi Allah'tan" tabirini çevirerek "Siftah senden bereketi b..tan" sözleriyle Allah'a büyük hakaret ediliyor.

“Mizah” adı altında İslam'a, Peygamber'e, Allah'a hakaret yağdırılması ve Müslümanların 'öcü' gibi gösterilmesi Yeşilçam filmlerinin ne kadar tehlikeli olduğunu gözler önüne seriyor.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER