Mehmet Metiner, CHP’nin İstanbul adayına fena yüklendi!

“CHP’nin İstanbul adayı kibirli, şımarık, küstah ve saldırgan.” olduğunu belirten Mehmet Metiner, “Belli ki şimdiden güç zehirlenmesi yaşıyor. Sorunlu bir psikolojisi var. Siyaseti de maskeli. Görünen yüzü ile gerçek yüzü uyumsuz. Gerçek yüzü ortaya çıktığında utanç duyduğunuz biri. Dili bozuk, ağzının ayarı yok, kural-kaide dinlemiyor.” şeklinde konuştu.

“Güler yüzü sadece bir maske”

CHP’nin İstanbul Adayı Ekrem İmamoğlu’nun “Kral benim!” havasında hareket ettiğine dikkat çeken Mehmet Metiner, şöyle konuştu:

“Görünür dili demokratik ve hoşgörülü ama gerçek dili diktatoryal ve yaralayıcı. Kaba ve nobran. Gerçek pratiği otoriter ve buyurgan. Güleryüzü ise sadece bir maske. Asıl tehlikeli olan da bu. Bu adamın eline sahici bir iktidar geçerse ne yapacağı şimdiden belli.”

“VIP yol geçen hanı değil”

“VIP yol geçen hanı değil. Orayı kimin kullanacağı belli.” diyen Mehmet Metiner, “CHP adayı bunu bildiği halde kendini imtiyazlı addediyor ki hakkı olmadığı halde oradan uçmak istiyor. Üstelik tek başına değil; 13 kişilik ekibiyle. Üstelik o ekipten hiç birinin de VIP’ten uçma hakkı yok.” şeklinde konuştu. 

“Hakkı olmadığını bildiği halde ekibiyle gidiyor”

CHP’nin İstanbul Adayı İmamoğlu’nun çirkin yüzünün bir kez daha ortaya çıktığına işaret eden Mehmet Metiner, şunları söyledi:

“Bu tür durumlarda yapılacak şey bellidir. Acil bir durumdan dolayı mülki amiri arar ricada bulunursunuz. Mülki amirler genellikle aciliyet ve önem kesbeden durumlarda kişinin konumunu da göz önünde bulundurarak izin verirler. Şimdi CHP adayı bunu yapmıyor. Hakkı olmadığını bildiği halde ekibiyle gidiyor. Kendisine VIP hizmetinden yararlanamayacağı hatırlatınca da zıvanadan çıkıyor. Bağırıp çağırıyor. Hakaret ediyor. Görevli polislere mukavemet ediyor. VIP bölümüne zorla giriyor. Terör estiriyor. Hızını alamayıp devletin valisine “it!” diyerek hadsizce ve hayasızca hakaretler ediyor.”

“Sen kimsin ya? Ayrıcalığın ne senin?”

PKK ve FETÖ’nün tüm kadrolarıyla destek verdiği Ekrem İmamoğlu’nu sert sözlerle eleştiren Mehmet Metiner, “Sen kimsin ya? Ayrıcalığın ne senin? Bir de kurnaz mı kurnaz? O esnada bile taktik yapıyor. Hem söz ve davranışlarıyla kendisiyle gelenleri tahrik ediyor sonra gelenlerin içinden daha hayasız sözler edenleri teskin etmeye çalışıyor. Burada da iki yüzlü davranıyor. Akabinde yalan haber üretiyorlar. Neymiş efendim CHP’li vekille uçmasına izin verilmedi filan...Ayıp ya!” şeklinde tepki gösterdi.

“Mertlik ve dürüstlük vadisinde yeri olmayan birinin İstanbul’u yönetmeye talip olması bile utanç vericidir”

CHP’li İmamoğlu’nun “mağduriyet oyunu” na dikkat çeken Mehmet metiner, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sonra da mağduriyet ayakları. Bu nasıl bir kişiliktir ya! Olayın üzerinden kaç gün geçmiş. Çıkıp konuşmuyor. ‘İt demedim’ demiyor. ‘Dedim’  demiyor. ‘İt dediğim için üzgünüm özür dilerim!’ demiyor. ‘Hayır asla öyle bir şey demedim. Dediğimi ispat etsinler adaylıktan çekilirim!’ deyip hodri meydan çekmiyor. İnsan mert ve dürüst olur. Bu lafı etmişse de etmememişse de çıkar bir açıklamada bulunur. Ya özür diler ya da sözlerinin arkasında durur. Mertlik ve dürüstlük vadisinde yeri olmayan birinin İstanbul’u yönetmeye talip olması bile utanç vericidir. Böylesine saldırgan ve hakaretamiz bir kişilik ne İstanbul’a yakışır ne de demokratik siyasete.”

Ordu Valisi Seddar Yavuz’a “O görüntüleri paylaşın” çağrısı!

AK Partieski Milletvekili Mehmet Metiner, sözlerini şöyle tamamladı:

“Benim bir üzüntüm de şu: Oradaki polisler kendilerine hadsizce mukavemet eden ve dahası devletin valisine edepsizce saldıran o kişi veya kişiler hakkında orada yapılması gereken neyse yapsalardı diyorum. Kanunen yapılması gereken neyse yapılmasını beklerdim. Hiç bir şey olmamış gibi ellerini kollarını sallayarak bir de hava atarak gitmeleri doğrusu ağrıma gitti. Haklarında henüz bir soruşturma açılmaması zoruma gitti. Sadece sadece adayı değil o terbiyesizce lafları eden ve görevli memurlara mukavemet eden herkesin acilen ifadeye çağrılması gerekiyor.Bir de değerli Ordu valimizden rica ediyorum: O görüntüleri paylaşsınlar! O gece orada tutulan resmî tutanaklar kamuoyu ile paylaşılsın! Hatta o gecenin hem tanığı hem mağduru olan polislerin konuşmaları sağlansın ki o adamın gerçek yüzü de, olayın gerçeği de anlaşılsın.”