© Ak Gazete 2015

MHP'den zehir zemberek açıklama .

MHP Genel Başkan Yardımcısı Edip Semih Yalçın, "Şimdiye kadar Genel Merkezimizin tasarrufu ile MHP'den ihraç edilenlerin sayısı 9'u geçmemiştir. Bunlar da belli isimlerdir. Üst kurul delegelerinden hiç kimse, sözde muhalefet için imza verdiği gerekçesiyle partimizden ihraç edilmemiştir." değerlendirmesinde bulundu. .

 

 Genel Başkan Yardımcısı Edip Semih Yalçın, "Şimdiye kadar Genel Merkezimizin tasarrufu ile MHP'den ihraç edilenlerin sayısı 9'u geçmemiştir. Bunlar da belli isimlerdir. Üst kurul delegelerinden hiç kimse, sözde muhalefet için imza verdiği gerekçesiyle partimizden ihraç edilmemiştir." değerlendirmesinde bulundu.

Yalçın, yaptığı yazılı açıklamada, 'nün devletin en hayati kurumlarına olan güveni zedelediğini, adalete olan inanç ve yargıya itimadı zayıflattığını, Türk devlet geleneğine ve demokrasiye en büyük hasarı verdiğini belirtti.

 

 

FETÖ'nün manipülasyonlarından dolayı temel müesseseler arasında en büyük zararı siyaset kurumunun gördüğünü ifade eden Yalçın, FETÖ'cü teröristlerin siyaseti aşındırması yüzünden politika kulvarında ilkesizliğin tavan yaptığını vurguladı.

Bazı ehliyetsiz ve liyakatsizlerin, 15 Temmuz öncesinde "Ben başbakan olacağım", "Ben genel başkan olacağım" hezeyanlarıyla sokağa fırladığı bir dönemin yaşandığını anımsatan Yalçın, 15 Temmuz darbe girişimine değindi.

Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihinde hiç karşılaşmadığı ölçüde ciddi bir parçalanma tehlikesi atlattığını kaydeden Yalçın, 15 Temmuz'dan sonra FETÖ'nün verdiği zararların telafisi için kolların sıvandığına işaret etti.

Bu tarihin ardından yok edilmek istenen ve kolonları dinamitlenen Türkiye için bir reorganizasyon dönemi olduğunu vurgulayan Yalçın, milletin var olma refleksini temsil eden MHP'nin, bu netameli dönemde tarihi sorumluluğunun gereğini yerine getirdiğini, yapıcı ve yol gösterici politikalarıyla meşru hükümetin yanında yer aldığını anımsattı.

Buna karşılık FETÖ, PKK ve DEAŞ gibi taşeron terör örgütlerini sevk ve idare eden küresel aktörlerin, taşeronlarına rolleri yeniden taksim etme çabasına girdiğini belirten Yalçın, şöyle devam etti:

"FETÖ'cülerin kripto ayaklarına, kendi yok ettikleri değerlerin faturasını MHP'ye ve iktidara yıkma görevi verilmiştir.
Bazı siyaset atıklarına da politika sahnesinde küçük roller dağıtılmıştır. Siyasi yancılık da bunlardan biridir.
Politika oyunlarının doğrudan içinde yer almadıkları ve hiçbir etkin gücü, fikriyatı ve akımı temsil etmedikleri halde taklitçi tavır sergileyen bu siyasi yancıların, bir süredir kuru gürültü çıkardığına şahit olunmaktadır.
Yetersizlik, hilekarlık ve düzenbazlıkları yüzünden oturdukları masalardan kovuldukları için başka masalara siyasi yancılık yapmak üzere tevzi edilen bu tipler, kendi başlarına hiçbir değer ifade etmedikleri halde sanki oyunun bir parçasıymış gibi davranmaktadır.
Suflörleri de kripto FETÖ'cülerdir.

Yancıların başını, MHP'den ayıklananlarla partimizle alakası kalmamış birtakım siyasi atıklar çekmektedir.
Bunlar, genellikle ana muhalefet partisi CHP'nin yancılığına soyunmuşlardır.
Yancılığı iyi yaptıkları için olsa gerek, bunların destekçileri de ekseriyetle CHP tabanından gelmektedir."

Bazı kamuoyu şirketlerince yapılan anketlerde, MHP'den atılanların kurmaya çalıştığı politik oluşumun büyük oranda CHP'liler tarafından desteklendiğinin ortaya çıktığına işaret eden Yalçın, CHP yanlısı bazı gazeteci ve köşe yazarlarının da MHP aleyhinde algı oluşturmak ve partinin üstlendiği tarihi işlevi baltalamak için siyasi yancıları hararetle desteklediğini savundu.

Bu gazeteci ve yazarların mesnetsiz tezlerle MHP'nin seçmenlerinin dörtte üçünü kaybettiğini ve oyunun düştüğünü öne sürdüğünü kaydeden Yalçın, değerlendirmelerine şöyle devam etti:

"MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin sözde muhalefetten herkesi ihraç ederek kurtulmaya çalıştığı yolundaki iddialar da aynı algı çabasının bir parçasıdır. Oysa şimdiye kadar Genel Merkezimizin tasarrufu ile MHP'den ihraç edilenlerin sayısı 9'u geçmemiştir.
Bunlar da belli isimlerdir. Üst kurul delegelerinden hiç kimse, sözde muhalefet için imza verdiği gerekçesiyle partimizden ihraç edilmemiştir.
Medyada istifa ettiklerine dair haberler çıkan bazı kimselerin de MHP ile yıllar öncesinden ilişkileri kesilmiştir. Hatta bunların bazıları MHP'ye üye bile değildir.
Gayeleri, MHP'de bir istifa dalgası olduğu izlenimini vermek, bahse konu oluşumu takviye etmektir. MHP'yi zayıflatmak, güçten düşürmektir."

"HAMİNNENİN YAMALI BOHÇASINDAN FARKSIZ"
CHP'nin ise "etrafını saran ve masadaki mezeleri tırtıklayan yancı oluşumu hoşgörüyle karşıladığını, hatta olabildiğince nasiplenmeleri için çerez tabaklarını sürekli dolu tuttuğunu" aktaran Yalçın, ana muhalefet partisinin siyasi yancıları "fındık" ve "fıstık" ile besleme planının arkasında 16 Nisan referandumu sırasında oluşan çok parçalı muhalefeti konsolide etme ve dağılmasını önleme çabasının saklı olduğunu savundu.

Referandum sürecinde ortaya çıkan muhalefetin, "haminnenin yamalı bohçası"ndan farksız olduğunu, ilk fırsatta da sandığa kaldırılacağını kaydeden Yalçın, siyasi yancıların, Türkiye'nin beka mücadelesi verdiği günlerde CHP'nin kamyonuna binerek kargaşa inşaatına taş taşıdığını ileri sürdü.

Yancıların iktidarın her icraatına, MHP'nin her hamlesine ateşli eleştiriler getirirken, CHP lerinin sözde insan haklarını bahane ederek, SİHA'lar üzerinden teröristleri kollamasına sessiz kaldığını kaydeden Yalçın, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

"İçinden ülkücü katillerinin yetiştiği ideolojik akımlar ve grupların masasında kendilerine siyasi gelecek arayan bahse konu ilkesizler, bunun utancıyla olmalı, kurmaya hazırlandıkları siyasi partide merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş'in resimlerinin ve bozkurt işaretinin kullanılmasına yasak getirmişlerdir. 
Türk düşmanı mahfillerle ortak çıkarlarda buluşmuşlardır.

MHP'yi zayıflatmak ve Genel Başkanımız Bahçeli'ye zarar vermek uğruna her türlü ahlaksızlık, ilkesizlik ve omurgasızlık mübah görülmüştür.
Camiamızın değerleri terk edilerek edep ve hayadan yoksun davranılmıştır.
Bu oluşumda toplanan bütün siyasi atıklar ve merdutlar, için söylenecek söz, 'oynadılar, güldüler, yerlerini buldular' deyimidir.
Siyasi yancıların ve sözde yeni oluşumcuların aşağı tükürse sakalı, yukarı tükürse bıyığı yoktur.
Aslında bunlar çaresizdir. 
15 Temmuz'dan önce bir bardak suda fırtına kopararak, MHP'yi karıştırmaya çalışmış ancak başaramayarak tasfiye edilmişlerdir. 
FETÖ'cü yargı mensupları yok olunca altlarındaki sandalyeler kayıp gitmiş, güvendikleri Pensilvanya'ya kar yağmıştır. 
MHP'de baş olma sevdaları hayal olmuştur.
Hayalleri suya düşmüştür.
Serüven başlamadan bitmiştir.
Artık iyi kötü bir siyasi parti kurmak bunlar için mecburi istikamettir. Geri dönmeleri adeta imkansız hale gelmiştir."

"ÜLKÜCÜ KELİMESİNİ AĞIZLARINA BİLE ALMAMALIDIRLAR"
Yeni oluşum peşindeki siyasi yancıların hemen hepsinin sınanmış kişiler olduğuna işaret eden Yalçın, milletin bunlara "çentik" attığını ve bir daha itibar etmediğini kaydetti.

"Dava partilerinden ayrılanların davaya bağlılıkları ve güvenilirlikleri daima sorgulanmakta, çoğunlukla ihanet ölçüsünde değerlendirilmektedir." ifadesini kullanan MHP'li Yalçın, açıklamasında şu görüşlerine yer verdi:

"Bahsettiğimiz siyasi yancılar, atıklar ve merdutlara son nasihatimiz de şudur:
Bundan böyle bırakınız ülkücülük iddiasında bulunmayı, ülkücü kelimesini ağızlarına bile almamalıdırlar.
Artık Deniz Gezmişlere, Hüseyin İnanlara Mahir Çayanlara, FETÖ elebaşına, bölücübaşı Öcalan'a, cennetmekan Fırat Çakıroğlu'nun katiline methiyeler ve mersiyeler dizmeli, onların masumiyetini savunarak bütün geçmişlerini fütur getirmeden inkar etmelidirler.
Çünkü onlarla aynı kulvarda koşmaktadırlar.
Onlarla aynı kazanda kaynamaktadırlar.
Onlarla aynı masada oturmakta, aynı amaç ve hedefte buluşmaktadırlar.
Yeni oluşumcularda, DYP ve ANAP gibi partilerde vaktiyle boy gösterenlerin, yarım kalan planlarını, özlem ve hayallerini hayata geçirme çabası da gözlemlenmektedir.
Bazı kimselerin bu vesileyle aslına rücu ettiği görülmektedir.
DYP ve ANAP gibi partilerde Türk milliyetçiliği ne kadar mesafe aldıysa bunlar da o kadar yol alacaktır.
Siyasette Türk milliyetçiliğinin yegane temsilcisi MHP'dir.
MHP'nin varlık sebebi sadece politikada Türk milliyetçiliğini temsilden ibaret değildir.
Aynı zamanda bu fikriyatı yeniden devlet felsefesi haline getirmektir.
MHP'nin bu konuda ki muvaffakiyeti her türlü takdirin üstündedir.
MHP, kamuoyunda oluşturulmak istenen algının aksine emin adımlarla iktidar yürüyüşüne devam etmektedir.
MHP kervanı, 2018'de gerçekleştireceği olağan kurultay ile yeni bir ivmeyle 2019 seçimlerine doğru yol alacaktır.
Milliyetçi-ülkücü hareketi bölmeye, MHP'yi etkisizleştirmeye hiçbir ayrılıkçı tertibin gücü yetmeyecektir. 
Milli birliğin çimentosu olan MHP'nin küçüldüğünü sanan veya bu görüşü yaymaya çabalayanlarsa hüsrana uğrayacaklardır."

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER