© Ak Gazete 2015

MHP'yi karıştıran hakim, Savcı Sarıkaya'nın kuryesi çıktı!

FETÖ soruşturması kapsamında dikkatleri çeken bir bağlantıya ulaşıldı. Şemdinli iddianamesini hazırlayan Savcı Ferhat Sarıkaya'ya görevden ihraç edildiği dönemde FETÖ adına para taşıyan kişinin, MHP'li muhaliflere kongre yolunu açan ve partiyi karıştırmaya kalkışan FETÖ'cü hakim Burhan Yaz olduğu ortaya çıktı.

 

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) kurduğu ilk tertip olarak kabul edilen Şemdinli iddianamesini hazırlayan Savcı Ferhat Sarıkaya'ya, ihraç edildiği dönemde örgüt adına para götüren kişinin, MHP'li muhaliflere kongre yolunu açan eski hakim Burhan Yaz olduğu ortaya çıktı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, eski Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Üyesi Ömer Köroğlu hakkında FETÖ/PDY üyesi olduğu gerekçesiyle hazırlanan iddianamede, örgütün yargı alanındaki faaliyetleri gözler önüne serildi.

İddianamede, TSK'ya örgüt tarafından kurulan ilk tertip olarak kabul edilen Şemdinli iddianamesine de geniş yer verildi.

Buna göre, Sarıkaya, Van Cumhuriyet Savcısı olarak görev yaptığı dönemde, Şemdinli ilçesinde 9 Ekim 2005'te meydana gelen olayın soruşturmasıyla görevlendirildi.

 

 

Büyükanıt hakkında soruşturma başlattı

FETÖ üyeleri olan eski Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı İlhan Kaya, KOM Şube Müdürü Mustafa Uçkan ve TEM Şube Müdürü Haşim Yalçınkaya ile iş birliği içinde hareket eden Sarıkaya, örgütün talimatı doğrultusunda soruşturma dosyasıyla ilgisi olmamasına rağmen, olay tarihinde yürürlükteki Askeri Mahkemeler Kuruluş ve Yargılama Usulü Kanunu'nun ilgili maddelerine aykırı olarak dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt hakkında soruşturma başlattı.

Bu soruşturma nedeniyle açığa alınmasından sonra, terör örgütü üyesi olmaktan haklarında soruşturma yapılan İlhan Kaya, Burhan Yaz, Mustafa Uçkan, Haşim Yalçınkaya ve Yusuf Vurur, Sarıkaya ile yakından ilgilendi.

 

Gülen'den özel bütçe

Örgüt lideri Fetullah Gülen'in talimatları doğrultusunda Ferhat Sarıkaya'nın seyahat, konaklama başta olmak üzere her türlü ihtiyaçlarıyla ilgilenildi, maddi olarak da kendisine düzenli para ödemesi yapıldı.

Meslekten ihraç edilmesinden sonra Ankara'ya yerleşen Sarıkaya'nın, örgüt tarafından Güney Afrika ve Bosna'da eşi ve çocuklarıyla bir süre kalması sağlandı, çocukları da eğitimleri için bu yerlerdeki örgüte bağlı okullara yerleştirildi.

Sarıkaya'nın bu süre içerisinde tüm giderleri, savcı maaşı tutarı kadar aylık ödemeleri ve Şemdinli iddianamesinde isimlerinin zikredilmesi nedeniyle manevi hakları ihlal edilen kamu görevlilerinin açtığı davalar sonucu aleyhine hükmedilen tazminatlara ilişkin ödemeler de örgütün talimatı üzerine Gazi Üniversitesinde yönetici konumundaki Mehmet Saltan ile eski hakim Burhan Yaz tarafından bizzat gerçekleştirildi.

Ferhat Sarıkaya'nın tekrar mesleğe kabul edilmesinden sonra da örgüt tarafından 2014 yılına kadar Sarıkaya'ya ödeme yapılmaya devam edildi, tüm ihtiyaçları giderildi.

 

TSK'ya ilk tertip

Türkiye, Ferhat Sarıkaya'nın adını, 2005'te dönemin Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın hakkında "tarihi eser kaçakçılığı" ve "çete kurmak" suçlamasıyla hazırladığı iddianameyle duydu. Sarıkaya'nın yürüttüğü bu soruşturmada, üniversitenin Genel Sekreter Yardımcısı Enver Arpalı da gözaltına alındı. Tutuklanan Arpalı, 13 Kasım 2005'te intihar etti, Aşkın ise yargılandığı davada beraat etti.

Hakkari'nin Şemdinli ilçesindeki Umut Kitabevi, 9 Ekim 2005'te bombalandı. Saldırıda 2 kişi hayatını kaybetti. Dönemin Van Savcısı Sarıkaya, aynı yıl olayla ilgili "Şemdinli iddianamesi"ni hazırladı. "Türk Silahlı Kuvvetlerine yapılan ilk tertip" kabul edilen iddianamede, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Büyükanıt hakkında "Diyarbakır 7. Kolordu Komutanı olduğu dönemde suç işlemek için çete kurmak" suçlamaları yer aldı.

 

 

 

Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ı Şemdinli olaylarına ilişkin “çete kurmakla" suçlayan ve hakkında dosya hazırlayan dönemin Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Fethullah Gülen cemaati soruşturmasını yürüten savcı Serdar Coşkun'a giderek çarpıcı itiraflarda bulundu. Halen Ankara Cumhuriyet Savcısı olarak görev yapan ve tanık olarak ifadesi alınan Sarıkaya, Şemdinli iddianamesinin içerisine Yaşar Büyükanıt'ın adının cemaatçi hâkim ve polis şefinin yardımıyla eklediğini anlattı. Sarıkaya, darbe girişimi sonrasında tutuklanan Yargıtay üyesi İlhan Kaya'nın kendisine Hoca Efendi'nin, “böyle bir kahraman çıkmış, kendisine ve ailesine ölünceye kadar bakılacak, bu da size bir vasiyetimdir" dediğini söyledi. Sarıkaya'nın Cumhuriyet'in ulaştığı itirafları özetle şöyle:Sen çalışkansınŞemdinli'de Kasım 2005 günü olaylar patlak verdi. Yeni atanan başsavcı vekili İbrahim Özer de fezleke ile gelen bu soruşturmayı bana verdi. Sebebini sordum: Sen çalışkansın, altından ancak sen kalkabilirsin dedi. Soruşturmayı aldım ve KOM Müdürü Mustafa Uçkan ile bilgi toplama konusunda görüştüm.Hakim Kaya istediSonradan Yargıtay üyesi olan İlhan Kaya, o zaman Van'da 3. Ağır Ceza Mahkemesi başkanıydı. Şemdinli'deki olayla ilgili soruşturma bana verildikten sonra beni yönlendirmeye başladı. Özellikle Yaşar Büyükanıt üzerinde yoğunlaşmamı istedi. Büyükanıt'ın Genelkurmay Başkanı olacağı kesin gibiydi. Şemdinli'deki olayın içerisine özellikle Yaşar Büyükanıt'ı katmamı istiyordu. Şemdinli olaylarını araştırmak üzere Meclis'te bir komisyon kurulmuş. Bu komisyona Diyarbakırlı, bir oğlu PKK tarafından öldürülen, bir oğlu da intihar süsü verilerek ölen Mehmet Ali Altındağ ifade vermiş. Mahkeme Başkanı İlhan Kaya, o ifadeyi bulmamı özellikle istedi. Ben de onun istediği gibi dosyaya katkısı olacağını düşünerek bu ifadeyi isteyip soruşturma evrakı içerisine aldım.Büyükanıt darbe yapacakİlhan Kaya, Yaşar Büyükanıt'ın askeri bir darbe yapacağını, bunun engellenmesinin çok önemli olduğunu ifade etti. Fethullahçı örgütlenmenin neden Yaşar Büyükanıt'ı hedef aldığını şimdi anlamaya başladım. Bu yapılanma, TSK içerisinde örgütlenebilmek için başlattığı girişimi tamamlamak için onu hedef almıştır.İddianameyi polis getirdiŞemdinli olayının genel çerçevesi askeri bir vesayetin kurulmasını önlemek, seçilmiş, demokratik yoldan işbaşına gelen hükümetin korunmasını sağlamaktı. Bunu benden özellikle isteyen İlhan Kaya idi. KOM Müdürü Mustafa Uçkan'ın getirdiği bilgilerle iddianameyi yazmaya başladım. Getirilen bilgi ve belgeleri hukuki kısmını ben yazdım. Bir flash bellekle Mustafa Uçkan iddianamede yazılı bilgileri bana getirdi. Getirdiği bilgileri iddianameye kopyalayıp yapıştırdım.Hakim ekleme yaptıMahkeme başkanı iddianame taslağını hazırladıktan sonra görmek istedi. Ben de kendisine taslağı verdim. İlhan Kaya, bu taslak üzerine çalıştı. Birkaç paragrafını da kendisi yazdı. Yazdığı paragraflardaki iddialar çok ağırdı. Bunların içerisinde bulunmamasını istedim ancak “bir şey olmaz" dedi. Ben de bir askeri darbeye engel olacağımı düşünerek yazılanlara bir şey demedim. İlhan kaya, bu iddianamenin kendi mahkemesine düşmesini istiyordu. Bunu da sağladı. İki gün içerisinde iddianameyi kabul etti.Seferi Yılmaz'a ait Umut Kitabevi, 9 Kasım 2005'te bombalandı. Saldırıda bir kişi yaşamını yitirdi. Şemdinli davası nedir?Dönemin Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya, Şemdinli'de 9 Kasım 2005'te Seferi Yılmaz'a ait Umut Kitabevi'nin bombalanmasına ilişkin iddianame hazırladı. Astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile PKK itirafçısı Veysel Ateş'in sanık olduğu iddianamede, astsubay Ali Kaya için “Tanırım iyi çocuktur" diyen Yaşar Büyükanıt da çete kurmak ve yargıyı etkilemeye teşebbüsle suçlandı. Sarıkaya, Büyükanıt'ın dosyasını ayırarak dava açılması için Genelkurmay Askeri Savcılığı'na gönderdi. Başkanlığını İlhan Kaya'nın yaptığı Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi, astsubaylar ve PKK itirafçısına yargılama sonucunda 39 yıl 10 ay 27'şer gün hapis cezası verdi. Dönemin HSYK'si, Sarıkaya'yı 20 Nisan 2006'da meslekten attı. 12 Eylül 2010'da yapılan anayasa değişikliği sonrasında cemaatin etkili olduğu HSYK, Sarıkaya'yı 26 Nisan 2011'de tekrar mesleğe kabul etti ve Ankara Cumhuriyet Savcısı olarak görevlendirdi. Astsubaylar Ali Kaya, Özcan İldeniz ile PKK itirafçısı Veysel Ateş ise cezaevinde...Müfettişler de 'Gülenci'ydiİddianameyi Mart 2006'da mahkemeye vermiştim. Nisan ayında hakkımdaki soruşturma için bir başmüfettiş ve bir de müfettiş görevlendirildi. Başmüfettiş İbrahim Kır ve müfettiş Cevat Gül'ün de Fethullah Gülen cemaatinden olduğun sonradan öğrendim. Soruşturma sırasında görüştüm. Bana bir şey olmayacağını söylediler.Kasırga karşı çıktı: Soruşturma evrakı nisan ayında kurula sunuldu. Müsteşar Fahri Kasırga (Şu an Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri) dışındaki diğer üyeler, ihraç talep ediyordu. Yalnızca Fahri Kasırga kınama cezası verilmesi gerektiği yönünde oy kullanmıştı. Nisan 2006'da açığa aldılar beni. İtiraz ve yeniden inceleme taleplerini mahkeme başkanı İlhan Kaya ile birlikte yazdığımız dilekçeler ile yaptık.'Kahramana bakın' talimatıKasım 2006'ya kadar ben açığa alındığım için maaşımın 2/3'ünü alabiliyordum. Meslekten ihraç edildiğim haberini İlhan Kaya verdi. Bana her türlü yardımın yapılacağını, bütün ihtiyaçlarımın karşılanacağını söyledi. Hoca Efendi'nin, “böyle bir kahraman çıkmış, kendisine ve ailesine ölünceye kadar bakılacak, bu da size bir vasiyetimdir" dediğini söyledi. Eksik ödenen 1/3'ünü İlhan Kaya elden getirip veriyordu.Hâkimden 20 bin lira: Ankara'ya yarı yıl tatilinde (Ocak 2007) ailemle birlikte geldim. Hâkim Burhan Yaz (MHP davasında muhalifler lehine kongre kararı veren icra hâkimi) o tarihlerde müfettişti. Benimle irtibat kurdu. Hakkımda suikast iddiaları olduğunu, yurtdışına çıkmam gerektiğini söyledi. Jitem'in suikast yapacağını anlattı. Bir süre benimle Adalet Müfettişi Burhan Yaz ilgilendi. Bana yurtdışına gitmek için 15- 20 bin TL kadar para getirdi.Güney Afrika'da da destekVize istemeyen bir ülke olan Güney Afrika'ya 2007 Nisan ayında gittim. Güney Afrika'da çocukları bir okula yazdırdık. Masraflarını bu örgüt karşılıyordu. Benimle gerçek adını bilmediğim Tarık isimli birisi ilgileniyordu. Bu kişi Güney Afrika Cumhuriyeti'nin genel abisiymiş. Türkiye'ye dönmek istedim. Sonra hâkim Burhan Yaz da eşiyle birlikte geldi. Beni dönmemek için ikna etmeye çalıştı, öldürülebileceğimi söyledi. Döndükten sonra Ankara'da beni öğretmen Mehmet Saltan'a (Gazi Üniversitesi Genel Sekreter Yardımcısı) teslim etti. Mehmet Saltan, her ihtiyacımı karşılayacağını söyledi. Bana 2-3 ayda bir telefon getiriyordu. Eski telefonu kırıp atıyordum. Başkası adına kayıtlı hat da getiriyordu. Her ay bir hâkimin, savcının aldığı maaş kadar para getiriyordu.Generallere tazminat: Ergenekon davaları başlamıştı ve Türkiye'de bulunmamın sıkıntı olacağını söylemeye başladı. Emekli generaller açtığı davalarda aleyhime tazminata hükmedildi. Mehmet Saltan bu paraları ödedi. Bosna'ya 2008 yılının ocak ayında gittim. Çocuklarımı okullarına yazdırdım. Çocuklar Bosna'da ne isterlerse Saltan her ay Türkiye'de toplayıp geliyordu. Saltan bana HSYK yapısının ve yasasının değişeceğini, ortam yatıştığında mesleğe kabul edileceğimi anlatıyordu. 2009 haziran ayına kadar Bosna'da kaldım ve tekrar ülkeme döndüm. Mehmet Saltan masraflarımı karşılamaya devam etti. Ankara'da iken avukat Murat Araç'ın yanında sigortalı olarak çalışmış gibi gösterildim. Orhan isimli Fatih Hastanesi'nin avukatı da yurtdışına çıkış girişlerle ilgili bilgisayar kayıtlarımın silindiğini söyledi.Okur: Nereye istersin?: Referandum yapıldı ve HSYK yeniden oluşturuldu. Ben de başvuru yaptım. Yeni HSYK mesleğe kabul işlemini gerçekleştirdi. İbrahim Okur nereye atanmak istediğimi sordu. Ben de istedikleri bir görevi kabul edeceğimi söyledim. Beni Ankara Cumhuriyet Savcılığı'na atadıklarını söyledi.Hoca Efendi'nin vasiyeti dedilerMehmet Saltan mesleğe kabul işleminden sonra para getirmeye devam etti. Hoca Efendi'nin vasiyeti diyerek bana para veriyordu. Ben almak istemedim. Maaşım olduğunu söyledim. Toplu para da aldığımı söyledim. Ancak Hoca Efendi'nin vasiyeti bu para elimizde kalacak diyerek bana para vermeye devam etti. Çocuklarımın okul masrafının yarısını veya tamamını bana getirip ödüyordu. 2 yıl öncesine kadar Mehmet Saltan bu parayı getirip vermeye devam etti. Ben dini bir cemaat olarak gördüğüm Fethullah Gülen ve yapılanması ile 17-25 Aralık 2013 sonrasında irtibatımı kesmeye karar verdim. Bu yapının dini bir cemaat olmadığını, hukuka aykırı faaliyetlerde bulunduğunu sezmeye başladım. Mehmet Saltan ile irtibatımı kestim. 15 Temmuz günü gerçekleşen askeri darbeye teşebbüs olayından sonra vicdanen rahatsız oldum. Ailemle de görüştüm. Bütün bildiklerimi anlatmaya karar verdim.Büyükanıt'ın kanadını kırdınBen soruşturmayı vatan sevgisi, seçilmiş hükümetin askeri bir darbe ile işbaşından uzaklaştırılmasını önlemek için yapmıştım. İddianameyi yazdığım için Mehmet Saltan bana görüşmeler sırasında Yaşar Büyükanıt'ın kolunu kanadını kırdığımı, askeri bir darbe yapamaz hale getirdiğimi ve darbeyi deşifre ettiğimi söylüyordu.Yeni Asya grubundanımBenim okul hayatım (Nur cemaatinin) Yeni Nesil (Asya) grubu içerisinde geçti. Fethullah Gülen cemaati ile hiçbir zaman ilişkim olmadı. Benim içinde yetiştiğim grupla Fethullah Gülen grubu zihin olarak birbirine uymaz. Ben bu grubun evrimleşip silahlı bir terör örgütüne dönüşeceğine hiçbir zaman ihtimal vermiyordum. Mehmet Saltan, Gazi Üniversitesi Genel Sekreter Yardımcısıdır. Bu darbe olayından sonra İngiltere'ye gittiğini biliyorum. Kendisiyle whatsApp üzerinden beni araması üzerine konuştum. Bu alçak kalkışmadan haberi olup olmadığını sordum. O da bana 'Ne münasebet' dedi. Ben de 'Size lanet olsun Allah belanızı versin şerefsizler" diyerek telefonu kapattım.Cemaat istedi, eşim başını açtıBen Aksaray Güzelyurt ilçesinde cumhuriyet savcısıyken 1998 yılında aynı yerde görev yapan Fethullah Gülen grubundan olduğunu bildiğim Mehmet Hamza Çebi, (Poyrazköy davasında mahkeme üyesiydi) özellikle herkese göstererek içki içerdi. Mehmet Saltan ile tanışana kadar eşim tesettürlü idi. Mehmet Saltan Bosna'ya gitmeden önce eşimin tesettür kullanmamasını ve başını açmasını istedi. Eşim de tesettürü bıraktı.'Gülen'i tanımam' demiştiSavcıya verdiği ifadede eşi ve çocuklarıyla birlikte 2007 yılının Nisan ayında Güney Afrika Cumhuriyet'ine gittiğini söyleyen Ferhat Sarıkaya, 2010 yılında Vatan gazetesinde yayımlanan röportajında yurtdışına çıkıp çıkmadığıyla ilgili bir soruya “Hayır. Benim pasaportum bile yok" yanıtını vermişti. Sarıkaya, “Fethullah Gülen'le görüştünüz mü? Cemaat bağlantılarınızdan söz ediliyor" şeklindeki soruyu ise “Öyle bir şey yok. Kendisini tanımıyorum bile" diye yanıtlamıştı.

 

2010 sonrası HSYK Sarıkaya'yı mesleğe geri aldı

HSYK, Şemdinli olaylarıyla ilgili iddianameyi hazırlayan Van Cumhuriyet Savcısı Sarıkaya'yı 20 Nisan 2006'da Hakimler ve Savcılar Kanunu'nun 69. maddesinin son fıkrasına göre 1'e karşı 6 üyenin oyuyla meslekten ihraç etti ancak Anayasa değişikliğine ilişkin 2010'daki referandumla hakim ve savcılara mesleğe dönüş yolu açıldı.

Bu referandumla yeniden şekillenen HSYK Genel Kurulu da Sarıkaya hakkındaki ihraç kararını kaldırdı. Ferhat Sarıkaya, 2011'de mesleğe yeniden kabul edildi ve Ankara Cumhuriyet Savcılığına atandı.

FETÖ'nün darbe girişiminin ardından Sarıkaya, bu kez itirafçı olarak kamuoyunun gündemini meşgul etti. Şemdinli iddianamesine Yaşar Büyükanıt'ın adını, cemaatçi hakim ve polis müdürünün isteğiyle eklediğini kaydeden Sarıkaya, "Meslekten ihracımdan sonra hakim İlhan Kaya, 'Hocaefendi (Böyle bir kahraman çıkmış, kendisine ve ailesine ölünceye kadar bakılacak, bu da size bir vasiyetimdir.) dediğini' söyledi. Anlattığına göre Fetullah Gülen cemaati benim bütün ihtiyaçlarımı giderecek, aileme bakacak ve benimle ilgilenecekti. Açığa alındığım dönem boyunca bütün maaşımı almış gibi mali hiçbir kaybım olmadan hayatıma devam ettim." şeklinde ifade vermişti.

 

6 yıl sonra tekrar görevden uzaklaştırıldı

Bu itirafların ardından Sarıkaya hakkında, HSYK'ya suç duyurusunda bulunuldu, meslekte kalmasının sakıncalı olacağı iddia edildi.

Suç duyurularını ele alan HSYK tarafından Sarıkaya hakkında soruşturma başlatıldı. HSYK 2. Dairesince, hakkındaki soruşturma tamamlanana kadar Sarıkaya'nın geçici olarak meslekten uzaklaştırılmasına karar verildi.

Burhan Yaz ise Ankara 2. İcra Mahkemesi hakimiyken, MHP'li muhaliflerin 18 Haziran 2016'da topladıkları olağanüstü kurultay hakkında verilen tedbir kararını kaldırarak, kurultayın yapılabileceği yönünde karar vermişti.

MHP yönetimi tarafından HSYK'ye şikayet edilen Yaz, meslekten ihraç edilerek, FETÖ'nün darbe girişiminin ardından tutuklandı.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER