Neden susuyor?
GÜNDEMAhmet KEKEÇ'in köşe yazısı
NATO’daki skandala her kesimden, her siyasi her partiden, neredeyse temsil özelliği bulunan her kişiden tepki geldi; CHP’sinden MHP’sine, Vatan Partisi’nden İP’ine...
Skandalı yüksek sesle kınadılar ve asıl hedefin Cumhurbaşkanı Erdoğan değil, Türkiye olduğunu söylediler.
Gerçi bazı CHP’liler “skandal”ın Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kurgulandığını ve “kontrollü bir gerilim” olduğunu ima ettiler ama sonradan toparladılar.
Daha doğrusu, kamuoyu baskısından ürktükleri için tornistan ettiler.
Bir kişi konuşmadı.
Hükümetin dış siyasetini sıklıkla eleştiri konusu yapan, doğrudan konuşmak yerine “dolambaçlı” yolları seçen, mevzu AB olunca dayanamayıp bodoslamadan dalan Sayın eski Cumhurbaşkanımız.
Kendisi, sıklıkla, artık siyasi bir kişilik olmadığını, siyasi mahfillerden uzak durduğunu, bu nedenle partisinin davetlerine icabet etmediğini ve sadece “izlemeyi” tercih ettiğini söylese de, durum hiç de resmettiği gibi değil.
Konuşuyor.
İştahla konuşuyor hem de.
Neredeyse her konuda konuşuyor.
Bunun bir nakısa olduğunu söylemeye çalışmıyorum; “bilgisini ve birikimini ülkesi yararına sarf etme sözü” verdiği için, konuşması ve bazı kritik konularda açıklama yapması, ülkesi lehinde bir pozisyon alması beklenir.
NATO’daki skandalla ilgili de açıklama yapması, bu “aleni terbiyesizliği” kınaması beklenirdi ama üzerinden kaç gün geçti, hâlâ ses seda yok.
Eski Başbakanımız konuştu, hakkını teslim edelim.
Eski Cumhurbaşkanımız susuyor.
Neden?
İlginizi Çekebilir