O 'sefer' dedi Allah 'zafer' verdi!
GÜNDEMOkuduğu bir şiir nedeniyle cezaevine girerken, "Bu şarkı burada bitmez" diyerek vesayetçilere meydan okuyan Recep Tayyip Erdoğan, 1994’ten bu yana girdiği 15 seçimde zaferle ayrıldı. 24 Haziran'da yüzde 52.6 oyla Devlet Başkanı seçilen Erdoğan, Türkiye’nin yönetim biçimini değiştirebilen ilk secilmiş lider olarak adını dünya siyasi tarihine yazdırdı.
1994 yılında aldığı yüzde 25 oy oranıyla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ilklere imza atacağı siyasi serüveninin ilk başarısını da kazanmış oldu. 3 Kasım 2002’de girdiği erken genel seçimlerde yüzde 34 oy alarak tek başına iktidar olan Erdoğan, o günden sonra 6 genel, 3 yerel, 3 referandum ve 1 Cumhurbaşkanlığı seçimini de açık ara farkla kazandı. Son olarak 24 Haziran da gerçekleşen seçimlerde de yüzde 52.6 gibi tarihi bir oy oranıyla ilk turda seçilen Erdoğan, yeni yönetim sisteminin de 1. Cumhurbaşkanı oldu. Erdoğan, demokratik sınırlar içerisinde kalarak, hükümet sistemini değiştiren seçilmiş ilk lider olma özelliğiyle de dünya siyaset tarihine geçti.
“BU ŞARKI BURADA BİTMEZ”
Dünyanın en büyük ülkeleri “Lider” sıkıntısı çekerken, Avrupa koalisyon hükümetleriyle ayakta durmaya çalışırken, birçok ülke darbecilerin postalları altında ezilirken; Türkiye son 16 yıldır güçlü ve milli iradeye saygılı bir liderin yönetiminde güvenle yoluna devam ediyor. İlk olarak 1994 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak seçimlere giren Recep Tayyip Erdoğan, aldığı yüzde 25 oyla ilk seçim başarısını da kazanmış oldu. Siirt’te okuduğu bir şiir bahane edilerek cezaevine konulan Erdoğan’ın, “Bu şarkı burada bitmez” sözleri inanan yüreklerin dillerinde adeta marş oldu. 3 Kasım 2002’de girdiği erken genel seçimlerden yüzde 34 oy alarak tek başına iktidar olan Erdoğan, Türkiye’nin makus talihini değiştirdi.
HER SEÇİMİ KAZANDI
Dünyada eşi benzeri görülmemiş bir şekilde halkın teveccühüne mazhar olan Erdoğan girdiği her seçimi büyük bir farkla kazandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan önderliğindeki AK Parti, 2004’te yapılan yerel seçimlerde oy oranını yüzde 42’ye yükselterek İstanbul ve Ankara gibi önemli şehirlerde belediye başkanlıklarını kazandı. Milletiyle sarsılmaz bir gönül köprüsü kuran Erdoğan 22 Temmuz 2007’de yapılan genel seçimlerinde yüzde 46.58 oy oranıyla yeniden tek başına iktidar oldu. 21 Ekim 2007’de yapılan referandumdan halkın yüzde 69’unun desteğini aldı. 2009’daki yerel seçimlerde AK Parti’nin oyları yüzde 39’a gerilese de en yakın rakiplerine fark attı ve önemli şehirleri elinde tuttu.
MİLLETİYLE GÖNÜL KÖPRÜSÜ
12 Eylül 2010’da yapılan referandum da halkın yüzde 58’inin desteğiyle kabul edildi. 12 Haziran 2011’de gerçekleştirilen genel seçimlerde de yüzde 49.83 oy oranıyla tek başına iktidar oldu. 30 Mart 2014 yerel seçimlerinde yüzde 45 oy alarak birinci çıktı. 10 Ağustos 2014’te yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de oyların yüzde 51.65’ini alan Erdoğan, halkın seçtiği ilk cumhurbaşkanı oldu. 1 Kasım 2015’de yapılan genel seçimlerde de partisi yüzde 50’ye yakın bir oy oranıyla rekor kırdı. 24 Haziran ise gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği genel seçimlerinde de yüzde 52.6 gibi tarihi bir oy oranıyla birinci çıkan Erdoğan, yeni hükümet sisteminin ilk Cumhurbaşkanı oldu. Dünya tarihinde ilk defa demokratik sınırlar içerisinde kalarak yönetim sistemini değiştiren tek lider Erdoğan oldu.
YUSUF MİSALİ ZİNDANLARDA
12 Aralık 1997’de Siirt’te Ziya Gökalp’e ait, “‘Minareler süngü, kubbeler miğfer; camiler kışlamız, mü’minler asker” şiirini okudu. Akabinde hakkında açılan dava sonucunda 10 ay hapis ve 860 bin TL para cezasına çarptırıldı. Siyaset yasağı konuldu. 26 Mart 1999’da Kırklareli Pınarhisar Cezaevi’ne girdi. İnfaz yasasından dolayı 10 aylık hapis cezası 4 aya indi, 120 gün kaldığı cezaevinden 24 Temmuz 1999’da tahliye edildi. Hakkında konulan siyaset yasağının kaldırılması sonrasında Siirt’e gerçekleştirilen ara seçimle önce milletvekili sonra da başbakan oldu.
MUHTIRALARA BOYUN EĞMEDİ
Türk siyasi tarihine e muhtıra olarak geçen ve dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt tarafından kaleme alınan bildiriye karşı da en sert tepkiyi Erdoğan verdi. Muhtıraya karşı Erdoğan şu cevabı verdi: “Başbakanlığı bağlı bir kurum olan Genelkurmay Başkanlığı’nın herhangi bir konuda Hükümete karşı bir ifade kullanması demokratik hukuk devletinde düşünülemez. Genelkurmay Başkanlığı, Hükümet’in emrinde görevleri anayasa ve ilgili yasalarla tayin edilmiş bir kurumdur. Anayasamıza göre Genelkurmay Başkanı, görev yetkilerinden dolayı Başbakan’a karşı sorumludur.”
FETÖ’NÜN HAİN KALKIŞMASI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz 2016’da asker üniforması giymiş FETÖ’cü hainlerin darbe girişimini de göğüsledi. Teşebbüsün en kritik saatlerinde “biz ölümüne” diyerek halkı sokaklara çağıran Erdoğan, milli iradeye kast eden alçaklara unutulmaz bir ders verdi.
ZORLUKLARA RAĞMEN BAŞARDI
Erdoğan bütün bu ilkleri türlü zorluklara rağmen başardı. Kumpasları, darbe girişimlerini, vesayet odaklarının sistemi kitleme çabalarını, terör örgütlerinin alçak saldırılarını milletinden aldığı güçle tek başına göğüsledi. Parlamenter sistemin hantallığına, bürokratik oligarşinin prangalarına rağmen Türkiye’nin çehresini değiştirdi. Ülkemiz parlamenter hükümet sisteminden, Cumhurbaşkanlığı yönetim modeline geçti. Dünya siyasi tarihinde ilk defa bir devrim, hiçbir zorlama ve baskı olmadan demokratik bir şölen içerisinde gerçekleşti.
DUVARLARIN DİLİ OLSA...
28 Şubat’ın en büyük mağduru Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin en büyük kenti İstanbul’un Büyükşehir Belediye Başkanı iken sırf geçmişte okuduğu bir şiir bahanesiyle görevden alındı ve 1999 yılında 4 ay 10 gün Pınarhisar Cezaevi’nde hapis yattı. O dönemde çekilen bu fotoğraf eski Türkiye’nin karanlık günlerini anlatmak için yeter de artar da...
Türkiye Cumhuriyetinin ilk Başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan, benzersiz mücadelesini şu cümlelerle özetliyor:
"‘La tahzen innallâhe meanâ’’...
Korkma, çekinme, üzülme, hüzünlenme,
Ye’se kapılma, Allah (cc) bizimle beraberdir.
Hiçbir zaman üzülmedik,
Hiçbir zaman ye’se, ümitsizliğe kapılmadık,
Karamsar olmadık,
Merhametlilerin en merhametlisinden ümidimizi asla kesmedik,
‘’Kaderin üstünde mutlaka bir kader vardır’’ dedik.
Direndik mücadele ettik,
Hiçbir şey yapamadığımız zamanlarda seccadelerimize sığındık,
Ellerimizi göğe açıp dualarla yol arkadaşlığı yaptık,
Biz sabırsızlardan olmadık,
Tahammülsüzlerden olmadık,
Bütün tahriklere rağmen; eline silah alanlardan
Şiddeti bir çözüm yolu olarak görenlerden olmadık,
Yerin üstü varken,
Siyaset varken, meşru mücadele yöntemleri varken
Yerin altını tercih edenlerden, gizlenenlerden
Sinsi bir virüs gibi bünyeyi işgal etmeye çalışanlardan olmadık.
Biz bu toprakların bu vatanın evladı,
Biz bu ecdadın, aziz şehitlerin torunlarıyız.
76 milyon biz hep birlikte bu ülkenin sahipleriyiz.
Bu toprak bizim toprağımız,
Bu vatan bizim vatanımız, bu şanlı bayrak bizim bayrağımızdır.
Biz kendi toprağında,
Kendi vatanında, kendi milletine karşı şiddete tevessül edenlerden,
Asla olmayız bunu asla onaylamayız.
Şunu herkesin bilmesini istiyorum;
Bizim mücadelemiz hak mücadelesidir.
Bizim mücadelemiz adalet mücadelesi, hukuk mücadelesi,
Bizim mücadelemiz milletin değerlerini yüceltme,
Milletin kutsallarını yaşatma mücadelesidir.
Bizim mücadelemiz Türkiye mücadelesi,
Yeni Türkiye, büyük Türkiye mücadelesidir.
Kardeşlerim, sevgili yavrular!
Bize gelen emir son derece açıktır;
‘’Festekim kemâ ümirte’’...
‘’Emrolunduğun gibi dosdoğru ol’’...
Ancak doğru olursan kazanırsın,
Ancak dik durursan kazanırsın,
Rüzgara göre eğilen, rüzgara göre yön değiştiren,
Kalıba göre şekil alan, ilke tanımayan, çizgi tanımayan,
Ahlak ve edep tanımayan hiçbir mücadele zafer kazanamaz,
Başarı sağlayamaz, menzile ulaşamaz.
İlginizi Çekebilir