© Ak Gazete 2015

O ülkenin dışişleri bakanı bu cümleyi kurdu: Mekanizma harekete geçti

Telekom'u işgal girişimi davasında açıklanan esas hakkındaki mütalaaya karşı TBMM Başkanlığı'ndan mahkemeye görüş bildirildi. Yazıda, eski ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin darbe girişiminin başladığı sıralarda Moskova’da Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'la yaptığı görüşmede “mechanism launched” (mekanizma harekete geçti)” sözüne dikkat çekildi.

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı, '15 Temmuz'da Türk Telekom'u işgal girişimi' davasında açıklanan esas hakkındaki mütalaaya karşı görüşünü mahkemeye sundu. Avukat Faik Işık tarafından Meclis Başkanlığı adına hazırlanan 14 sayfalık açıklamada, ABD'li üst düzey yetkililerin darbedeki işbirliğini ortaya koyan ifadelerine dikkat çekilerek,'Cunta konseyinin enternasyonal bağları fazlasıyla somuttur' denildi. Açıklamada, “Başarısız olacaklarını anladıklarında geride kalanları yem olarak bırakıp kaçan ve kaçırılanlara sığınma hakkı ve gizlenme, saklanma imkanları sağlayanların da darbe kalkışmasında sanık olmaları gerektiği” vurgulandı. Ayrıca birliğini ve kendisine emanet edilen asker ve silahları koruyamayan ve 'hareketsiz kalan' kişilerin de cezalandırılmaları istendi.

FETÖ'nün darbe girişimi sırasında, Gayrettepe'deki Türk Telekom binasını ele geçirmeye çalışan 5'i tutuklu 13 askerin yargılandığı davada savcılık geçen 23 Haziran'da esas hakkındaki mütalaasını açıklamıştı. Davaya müdahil olan TBMM Başkanlığı adına avukat Faik Işık, esas hakkındaki mütalaaya karşı görüş yazısını önceki gün İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesine sundu.

Yazıda, darbe kalkışmasının “ani bir karar ile icra edilmiş sıradan bir suç” olmadığı belirtilerek, ciddi ve uzun süreli bir hazırlık aşamasından sonra icra aşamasına geçildiği kaydedildi.

'ENTERNASYONAL BAĞLAR SOMUT'

Yazıda, eski ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin darbe girişiminin başladığı sıralarda Moskova’da Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'la yaptığı görüşmede “mechanism launched” (mekanizma harekete geçti)” sözüne ve ABD Merkez Kuvvetler Komutanı Joseph Votel ile ABD Ulusal İstihbarat Direktörü James R. Clapper'ın tutuklanan darbecilerle ilgili kaygılarını içeren ifadelerine dikkat çekildi. Açıklamada, şöyle denildi:

“Cunta konseyinin harekete geçmesi esnasında 'Mechanism Launched' sözleriyle işbirliğini ortaya koyanların, 'İyi ilişki içinde olduğumuz (Yurtta Sulh Konseyi) askeri liderler tutuklandı' diye hayıflananların, 'Türkiye'de neler olup bittiğinden haberdar olanların', başarılı olacak zannıyla kalkışmanın ilk saatlerinde internette mesajlar yayınların, uluslararası kamuoyunun kabul görmesi için gazeteci / bilim adamı / araştırmacı / aktivist kimliklerine bürünmüş değişik grupların; başarısız olacaklarını anladıklarında geride kalanları yem olarak bırakıp kaçan ve kaçırılanlara sığınma hakkı ve gizlenme, saklama imkanları sağlayanların da darbe kalkışmasında sanık olmalarını gerektiren cunta konseyi, enternasyonal bağları da dahil olmak üzere fazlasıyla somuttur.”

'KINALI KUZULAR DEĞİL, KORUYAMAYANLAR CEZA ALMALI'

Açıklamada, esas hakkındaki mütalaaya itiraz edilen hususlar da sıralandı. Kalkışmanın icrası için harekete geçen silah ve askeri araç, gereç, teçhizat ile donatılmış sanıkların çoğunun “suç üstü” yakalandığından 'suçüstü yargısına tabi oldukları' belirtildi. Sanıkların ayrıca kamu ve özel mala zarar vermekten dolayı da cezalandırılmaları istendi. Darbe kalkışmasından haberdar olan askeri ve sivil şahıslardan ihbar ve önleme yükümlülüğü olanların “Ben hiçbir girişimde bulunmadım, silah dahi elime almadım”gibi ifadelerle “ceza almaktan kurtulamayacakları” görüşü savunuldu. Yazıda, şöyle denildi: “MEBS alayında silahlardan, araçlardan, kendilerine emanet vatani görevi için koşup gelen askerlerden sorumlu kişiler arasında, darbeyi önlemeye yönelik olarak mücadeleleri olmayanların veya kendisi katılmasa da katılanları seyredenlerin, yardımcı olup kendisi kışla dışına çıkmayanların veya görevli olduğu halde lojmanından birliğine dönmeyenlerin sorgulanmamaları, yargılanmamaları veya beraat etmeleri bizce mümkün değildir.”

Mütalaaya ilişkin görüş yazısının sonuç bölümünde, “Vatan savunması için ana babalarının ellerine kına yakarak gönderdikleri, uzman çavuştan astsubaya, subay, kurmay subay ve generallere emanet edilmiş vatan evlatları hariç, birliğini, kendisine emanet edilen asker ve silahları koruyamayan” kişilerin cezalandırılmaları talep edildi.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER