© Ak Gazete 2015

Orgeneral Güler'den bomba ifade .

Genelkurmay Çatı Davası'nda ifade veren Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Güler, darbe girişimi sırasında Akın Öztürk'ün kendisine yalvardığını söyledi. .

 

Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Güler, 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili Genelkurmay "çatı" davasında verdiği ifadede, "Hain darbe girişimi içinde bulunanlar başta olmak üzere şahsıma karşı eylemde bulunan herkesten şikayetçiyim, davaya katılmak istiyorum." dedi.

Yaşar Güler, "çatı" davasını gören Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesinde verdiği ifadede darbe girişimi gecesinde neler yaşandığını analttı. Darbe girişimi sırasında Genelkurmay 2. Başkanı olan Güler, şunları anlattı;

"15 Temmuz saat 14.00'te başlayan bir toplantı sırasında bir personelin toplantı odasına gelerek, MİT Müsteşarının benimle görüşmek istediğini söylemesi üzerine toplantıdan çıkarak, MİT Müsteşarı Hakan Fidan Bey ile görüştüm. Kendisi bana bir subayın MİT'e giderek önemli şeylerden bahsettiğini, yardımcısını bana göndermek istediğini söyledi. Genelkurmay Başkanı, MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ı arayarak Karargaha davet etti. Saat 18.15 sıralarında Hakan Fidan Karargaha geldi, makam odasının bitişiğindeki çalışma odasına birlikte geçtik. MİT Müsteşarı durumu tekrar anlattı, bu mevzunun daha büyük bir olayın parçası olabileceğini söyledi."

 

 

SAAT 18.30'DA UÇAŞ YASAĞI İLAN EDİLDİ
Genelkurmay Başkanı Akar'ın 15 Temmuz 2016 saat 18.30 sıralarında Tuğgeneral İlhan Kırtıl'ı arayarak "Türk Hava sahasını her türlü askeri uçuşa yasaklıyorum." dediğini aktaran Güler, "Bu esnada MİT Müsteşarı, Cumhurbaşkanımızın Koruma Müdürü Muhsin Bey'i aradı, Cumhurbaşkanını istedi. Arkasından da, 'Saldırı olursa yeterince personelin ve silahın var mı?' dedi, karşıdan gelen cevabı duymadım. Arkasından Genelkurmay Başkanı, yan odada bulunan Kara Kuvvetleri Komutanını çağırarak, İlhan Paşa'yı ve gerekirse Adli Müşaviri de alarak Kara Kuvvetleri Komutanlığına gitmesini, orayı kontrol etmesini, gerekirse tutuklama yapmasını emretti." ifadelerini kullandı.

 

BENİ SÜRÜKLEYEREK VE HIRPALAYARAK...
Eski Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak'ın emri alarak odadan çıktığını belirten Güler, saat 21.25 sıralarında orasının kapısının açıldığını "Yat, yere yat" diye bağırmaya başladıklarını belirterek sonrasını şöyle anlattı:

"10 kişiye kadar silahlı ve teçhizatlı personeli gördüm. Silahlarını bana doğrultmuşlardı. Üzerime atıldılar. Ben direndim. Zorla beni yere yatırdılar. Birisi ayağı ile başıma bastı, ellerimi arkadan bağladılar, ağzımı bantladılar, başıma maske geçirdiler. Bu esnada sivil kıyafetli olarak emir subayı Mehmet Akkurt'u gördüm. Bana dalga geçer bir edayla, 'Komutanım merak etmeyin, bu bir tatbikat' dedi. Beni sürükleyerek ve hırpalayarak binadan dışarı çıkardılar, bir araca bindirdiler."

YERDE DİZLERİMİN ÜZERİNDE SÜRÜKLEYEREK...
Güler, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı istikametindeki nizamiyeden çıkarken Akkurt ile nizamiye görevlileri arasında tartışma çıktığını bildirdi. Akkurt'un araçtan indiğini, silah sesleri geldiğini belirten Güler, araca mermi isabet ettiğini, bu esnada yanında oturanlardan birinin araçtan indiğini anlattı. Sol tarafında oturanı sert şekilde ittiğini, arkasından kendisini araçtan çıkardıklarını kaydeden Güler, "Yerde, dizlerimin üstünde sürükleyerek beni başka bir araca götürdüler. İki üç dakika sonra anladığım kadarıyla bir ambulansa bindirdiler. Yine çekiştirerek, aynı kışla içinde bir başka binaya götürdüler" dedi.

Bu binada uzunca bir süre beklediklerini, arkasından iki kişinin bir helikoptere bindirdiğini aktaran Güler, bir süre uçtuktan sonra helikopterden inerek, bir araca bindirdiklerini kaydetti. Etrafta jet uçağı sesi duyduğu için buranın Akıncı Üssü olduğunu anladığını söyleyen Güler, karanlık bir odaya alındığını, yanında helikopterdeki iki kişinin bulunduğunu, bunların birinin sert, birinin yumuşak davrandığını anlattı.

AKIN ÖZTÜRK ODAYA GİRDİ : YAV YAŞAR...
Kendisine sert davranan kişinin ayaklarının ve dizlerinin altına da plastik kelepçe taktığını aktaran Güler, şöyle devam etti:

"Uzun bir zaman sonra F-16 olmadığını, F-4 olduğunu değerlendirdiğim uçak sesleri ile makinalı top atışı sesi duydum. Aynı zamanda odaya giren çıkan şahıs sayısı arttı. Bir süre sonra sessizlik oldu. Arkasından Akın Öztürk odaya girdi, 'Yav Yaşar, sen burada ne geziyorsun? Senin burada olduğundan haberim yok' dedi ve gözlerimi açtı, ellerimi ve ayaklarımdaki plastik kelepçeleri keserek çözdü, çay, su, çerez getirmelerini söyledi.

EVİMİ ARATIP EŞİME HABER VERDİ
Kendi astsubayı olduğunu söylediği sivil giyimli birine evimi aratarak, eşime benim iyi olduğumu söylemesini istedi. Arkasından da dışarıda silahlı nöbetçiler olduğunu, bunların manyak olduğunu,saat 23.00'ten beri bunları ikna etmeye çalıştığını söyledi,odadan çıktı. Bu esnada duvardaki saatin 11.15 olduğunu gördüm.

Silahlı nöbetçi olduğunu bildiğimden odadan dışarı çıkamadım. Saat 15.30-16.00 sıralarında evimi aradım. Konuttaki görevliye eşime iyi olduğumu söylemesini bildirdim.

ZEKAİ AKSAKALLI'YA ARAMASINI SÖYLEDİM ARADI VE...
Arkasından Zekai Paşa'yı aramasını, konuştuğum telefon üzerinde yazılı olan telefon numarasını söyleyerek, üç defa zilin çalmasına müteakip telefon açacağımı söylemesini istedim. Bir süre sonra telefon çaldı. Üçüncü çalmayı müteakip telefonu açtım. Arayan kişi Zekai Paşa idi. Kendisine durumu anlattım. Bulunduğum odayı anlasınlar diye oda pencerelerinden yere yakın olanı açık bırakacağımı söyledim.

ÖZEL KUVVETLER BENİ ALMAYA GELİNCE AKIN ÖZTÜRK YALVARDI
Bir süre sonra Akın Öztürk gelerek, televizyonda arandığını söylediklerini, haberim olup olmadığını sordu. Haberim olmadığını bildirdim. Bir süre sonra Akın Öztürk tekrar geldi, oradakilerin teslim olmaya karar verdiklerini söyledi. Saat 18.00 sıralarında Yıldırım Güvenç ile birlikte Özel Kuvvetler Komutanlığından bir ekip geldi, beni aldılar. Bu esnada Akın Öztürk yalvararak, 'Ben de sizinle geleyim' dedi. Bu esnada Yıldırım Güvenç ile Akın Öztürk başka rehinelerin de bulunduğunu ancak nerede olduklarını bilmediklerini söylediler.

7-8 REHİNEYİ KURTARDIK VE...
Bir araca binerek, 141. Filo yazan binaya gittik. Burada Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal Paşa ile iki havacı generali de bularak, yanımıza aldık. Arkasından bilmediğim bir yerden 7-8 rehineyi daha kurtardık, bunlar yüz üstü yatağa yatırılmış vaziyetteydiler. Elleri ve ayakları bağlıydı, bu arkadaşları da kurtardık. Dört araçla Akıncı Üssünden ayrıldık, Hava Kuvvetleri Komutanlığında Akın Öztürk'ü ve havacı general arkadaşları bıraktık, ben saat 19.15 sıralarında eve ulaştım. Hain darbe girişimi içinde bulunanlar başta olmak üzere şahsıma karşı eylemde bulunan herkesten şikayetçiyim, davaya katılmak istiyorum."

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER