Oy hırsızları yargılanmalı
TÜRKİYEYSK’nın, oy hırsızlığını hukuki bir dille tescillemesi bile maşeri vicdanı rahatlatmaya yetmedi. Hukukçular, “oy kaydırma”, “kısıtlı seçmene oy kullandırma”, “sayım döküm cetvellerini boşa çıkarma”, “kanuna aykırı sandık kurulu üyesi atama” gibi usulsüzlüklere karışanların hesap vermesi gerektiğini söyledi.
Yüksek Seçim Kurulu’nun Türk siyasi tarihinin en büyük seçim yolsuzluğunu tek tek ifşa etmesi sonrası gözler yargıya çevrildi. AK Parti ve Cumhur İttifakı’nın İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkan adayı Binali Yıldırım’a ait 30 bin 281 oyu göz göre çalan sorumluların yargı önünde çıkarılması için toplumun genelinde büyük bir beklenti oluştu. 108 sandığın sayım döküm cetvelini iç eden, 754 sandık başkanının usule aykırı olarak atamasını yapan, ölülerin de aralarında bulunduğu 706 kısıtlı seçmenin oy kullanmasını sağlayan karanlık ellere adaletin kelepçesinin takılması yönünde çağrı geldi. Konu ile ilgili Akit’e konuşan duayen hukukçular, gerekçeli kararın açıklanmasının toplum vicdanını rahatlatmadığını, sorumluların mutlaka hesap vermesi gerektiğini beyan etti.
Sandık güvenliği için elzem
Avukat Necip Kumandan, YSK’nın hırsızlığı madde madde deşifre ettiğini belirterek, “AK Parti’nin seçimlerle ilgili dile getirdiği donelerin gerçekliği YSK’nın gerekçeli kararında bir kez daha deklare edildi. Halihazırda bir soruşturma devam ediyor. Lakin gerekçeli kararda belirtilen şeyler çok daha vahim” dedi.
Maşeri vicdanın rahatlaması için gerekçeli kararın tek başına yeterli olmadığını kaydeden Necip Kumandan, “Milli iradeyi sandıkta boğmaya çalışanların hesabı hukuk nezdinde mutlaka sorulmalı. Sandığa şaibe karıştırarak toplumsal kargaşa oluşturmak isteyenlerin yaptıkları yanlarına kâr kalmamalı. Milletin vicdanını tam olarak huzura kavuşması ve sandığa güvenin yeniden tesis için sorumluların yargılanması lazım” ifadelerini kullandı.
Yargı aşamasına geçilmeli
Avukat Ali Osman Bağırgan da sorumluların yargı önünde hesap vermesinin önemli olduğunu kaydederek, “YSK’nın gerekçeli kararında gördük ki akıl almaz bir yolsuzluk ve organize usulsüzlük dönmüş. 108 sandığın oy döküm cetvelinin buhar olması bile bu seçimde nasıl bir fırıldak döndüğünün kanıtı” dedi. Bu süreçte YSK’ya ve yargı organlarına büyük iş düştüğünü vurgulayan Bağırgan, “YSK, ‘ben gerekçeli kararı açıkladım kenara çekilirim’ dememeli. Asıl iş bundan sonra başlıyor. Demokrasi tecrübemize ve sandığımıza şüphe düşürenlere, miletin oylarını iç etmeye çalışanlara, bu işte organize bir şekilde yer alanlara devlet hesap sormalı. Maddi hatalar olur lakin görüyoruz ki organize bir usulsüzlük var. YSK’nın gerekçeli kararı tek başına yetmez. Ta ki sorumluların yargı önüne çıkarılana kadar” şeklinde konuştu.
İlginizi Çekebilir