© Ak Gazete 2015

S-400 füzeleri mutlaka alınmalı

Rusya’dan alınması düşünülen S-400 füzeleri ABD’nin, NATO’nun ve bir kısım Türk medyasının uykularını kaçırıyor.

Füzelerin gerekliliğini sorgulayanlardan tutun, NATO sistemi ile uyumlu olmayacağına ve Batı bloku ile ilişkilerin bozulacağına dair birçok eleştiride bulunuluyor. Bilhassa Amerika endişelerini üst düzeyde belirtmekten çekinmiyor. Ancak ABD’nin endişeleri Türk otoritelerinde kararını gözden geçirmek yerine şedid bir kızgınlığa neden oluyor.

Nasıl olmasın ki? Hem Türkiye’nin Rusya’dan silah almasına kızacaksın, hem de gözünün içine baka baka baş düşmanı PKK/YPG’ye yüzlerce TIR dolusu silah vereceksin. Hem Türkiye’nin yaptığını NATO üyeliği ile bağdaştırmayacaksın, hem de teröristlerin Amerikan silahlarıyla Türk halkını öldürmesine sesini çıkarmayacaksın. Hem NATO ittifakını kendin bozacaksın, hem de dışlandığı için Rusya’nın kapılarına dayanan Türkiye’yi uyumu bozmakla suçlayacaksın. Hem Patriot füzelerini vermeyeceksin, hem de başka yerden füze alımına izin vermeyeceksin. Rus uçağı düşürüldüğünde “suçlu Türkiye” deyip Türkiye’yi korumayacağını ima edeceksin, hem de birlikten, ittifaktan bahsedeceksin. 

NATO, ortak savunma için kurulmuş bir örgütse ortak üretim yapmak kadar doğal bir talep olabilir mi? Ancak gelin görün ki ortak üretime soğuk bakan taraf Rusya değil, bizzat ABD ve Avrupa ülkeleridir. Rusya, kendi teknolojisinin S-400’lerin Türkiye’ye satışı yoluyla NATO’nun eline geçmesinden korkmazken, NATO üyeleri sistem entegrasyonu bahanesiyle satın almaya karşı çıkıyorlar. Yunanlılarda 20 yıldır S-300’ler bulunmakta ve imalı şekilde Türk uçaklarını bu füzelerle tehdit edebilmektedirler. Yunanistan S-300’leri aldığında bu kadar sesleri çıkmamıştı. Diğer yandan; Fransa gibi birçok NATO ülkesi Rusya’ya silah satıyor. Bir NATO üyesi çıkıp da satışların Rusya’yı güçlendirmesinden endişe duyduğunu söylemedi.

Ancak Türkiye, hava sahasını korumak için füze almak istediğinde akıllarına birden Türkiye’nin NATO üyeliği geliyor. NATO’ya üye olmanın soğuk savaş döneminde Rus işgaline engel olup olmadığı tartışılabilir ama Türk savunma sanayisinin gelişimine engel olduğu tartışılmaz bir gerçektir. Askeri gücü ile nam salmış bir ülke düşünün ki 1453’te toplarla İstanbul’u fethederken, NATO şemsiyesi altına girmesinden sonra bir piyade tüfeği bile üretemedi. Türkiye’nin bilgisi ve gücü mü yetmiyordu? Yetiyordu. Fakat NATO’nun teamülleri gereği Türkiye’nin üretici ülkelere müşteri olması gerekiyordu. Bu yüzden üretemedi.

Halen gizli veya açıktan hamlelerle yerli üretim sabote edilmeye çalışılıyor. Mesela Altay tankının motoru için gerekli “know how”u Avusturya vermedi. Çünkü Almanlardan ve diğer ülkelerden baskı gördü. Bu yüzden Altay tankının seri üretimine geçildiğinde motoru yabancı menşeli olacak. Tabi motoru para ile satmalarına rağmen ne tür tavizler isteyecekleri henüz belli değil. Ayrıca ATAK helikopterinin ihracatına da engel olmaya çalışıyorlar. Diyelim ki yabancı bir ülkeden 20 adet helikopter siparişi alındı. Motor üreticisi firmadan 20 adet motor istendiğinde “yok” cevabı alınacaktır. Çünkü ATAK’ın satılması engellenirse Sikorsky, Bell, Boeing, Airbus ya da Augusta alıcı ülkeye helikopter satabilecektir. 

S-400’leri satın almak, yıllardır devam edegelen şantajın ve uygulanan üretim ambargosuna son vermek ve dost kazığından kurtulmaktır. Bazı ülkelerde görülen endişenin asıl sebebi Türkiye’nin güdümlerinden çıkmasıdır. Menzilini tam bağımsızlık olarak seçen Türkiye’nin, öncelikle savunma sanayisinin bağımsız olması gerekir. S-400 füzelerini almak silah sanayisinin özgürleşmesi için büyük bir adımdır. Bu yüzden mutlaka alınmalıdırlar. 

Şu uyarıda da bulunalım ki; şayet S-400’ler Amerika ile sadece pazarlık için kullanılıyorlarsa hükümete olan güven pek kötü sarsılır. ABD vereceği her tavizin rövanşını mutlaka alır. Ancak S-400’ler envantere girdikten sonra Türkiye ile olan ilişkilerini bir üst seviyede devam ettirmek durumunda kalır. Dolayısıyla S-400 almak her türlü tavizden daha kazançlıdır.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER