© Ak Gazete 2015

Sağlık Bakanlığı’ndan yerli insülin adımı

TİTCK, yerli insülin için harekete geçerek firmalara çağrıda bulundu. Yerli üretim ile dışa bağımlılığın azalacağı ve milyonlarca liranın yurt içinde kalacağı belirtildi.

Türkiye, sağlık endüstrileri alanındaki yatırımlarla büyük gelişim göstermeye devam ediyor…

Üretim ve ihracatın artırılması, teknolojinin geliştirilmesi amacıyla faaliyet gösteren Sağlık Endüstrileri Yönlendirme Komitesi, Türkiye için stratejik öneme haiz ürünler arasında değerlendirilen insülin üretimi için yakın zamanda proje duyurusuna çıktı.

AA’nın haberine göre,Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) tarafından yayınlanan duyuruda, ‘Hücreden İtibaren Yerli İnsülin Üretimi Projesi’ için istekli firmaların Komite tarafından değerlendirileceği bildirildi.

Yerli üretim ile milyonlarca liralık kayıp önlenecek

Bu proje ile Türkiye’nin yerli imkanlarla insülin üretimi olanağı sağlanacak Projenin tamamlanmasıyla hem diyabet hastaları hem bu ürünlerin yurt dışından tedarik edilmesi nedeniyle ortaya çıkan milyonlarca liralık kaybın önlenmesi açısından önem taşıyor.

 

“Dışa bağımlılığını azaltmak açısından tamamen yerli üretim büyük önem taşıyor”

Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti Üyesi, Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölüm Başkanı ve Farmakoloji Uzmanı Prof. Dr. İsmail Tayfun Uzbay, konuyla ilgili açıklamalar yaptı. Halihazırda Türkiye'de Koçak Farma tarafından yerli biyobenzer insülinin belli bir miktarda üretilebildiğini belirten Uzbay, şu ifadeleri kullandı:

“Şu an Türkiye'nin insüline dayalı faturası 10 milyar dolara yakın. Bu ekonomik açıdan ciddi bir yük. Ülkemizin bu konudaki dışa bağımlılığını azaltmak açısından tamamen yerli üretim büyük önem taşıyor."

“Hem dünyada hem de ülkemizde diyabetle ilgili risk faktörleri artıyor”

Uzbay, Türkiye'de 20-79 yaş arasında kayıtlı 8 milyon civarında diyabet hastasının bulunduğunu ve gerçek rakamın 10 milyon civarında olduğunu vurguladı. İnsülini mutlaka kullanmak zorunda olan yaklaşık 2 milyon tip 1 diyabet hastasının bulunduğunu, tip 2 diyabet hastalarının da hastalığın gidişatına göre insülin tedavisine ihtiyaç duyabildiğine dikkat çekti.

Uzbay, "Ayrıca hem dünyada hem de ülkemizde diyabetle ilgili risk faktörleri artıyor. Türkiye'nin 2045'te diyabetle başı dertte olan ilk 10 ülke arasında yer alacağı öngörülüyor." dedi.

Uzbay, Dünya Sağlık Örgütü'nün ihtiyaç duyulan en etkili ve güvenli ilaçlar listesinde yer alan ve hastalar için hayati önem taşıyan insülin üretiminin bu açıdan da çok önemli olduğunun altını çizdi.

İnsülin üretiminin çoğunluğu domuz ve sığır pankreasından

Uzbay, insülinin çoğunlukla domuz ve sığır pankreasından üretildiğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İnsülin üretim teknolojisi hızla gelişiyor. Rekombinant DNA teknolojisi ile biyosentetik insan insülinleri de üretilebiliyor. Projede hücreden itibaren yerli insülin üretiminin amaçlanması bu açıdan da çok kıymetli. Çünkü hücresel üretim aşamalarıyla daha etkili, insanın daha kolay tolere edebileceği fazla miktarda insülin üretmek mümkün olabilir. Bugünkü dünya teknolojisinde de bu tarz yöntemler daha fazla tercih ediliyor.

“Önemli bir harcama giderinin ülkemizde kalmasını sağlayacak”

Böylesine hayati önemi olan bir ilacın tamamen yerli bir sistem içerisinde üretilerek kendi ihtiyacımıza sunulması, önemli bir harcama giderinin ülkemizde kalmasını sağlayacak. Ayrıca yeterince kaliteli üretilebilmesi durumunda insülin, ithalat değeri de yüksek bir ürün. Ülkemizin kendi ihtiyacını karşılamanın ötesinde ekonomimize de ciddi katkı sağlayabiliriz. TİTCK'nin böyle bir duyuruya çıkarak endüstriyi motive etmesi ve bu projeleri değerlendirmeye almasını çok önemsiyorum. Bunu sadece insülin olarak düşünmemeliyiz. İyi bir altyapımız ve insan kaynağı profilimiz var. Dünyada geçerli birçok teknolojik yenilik ülkemizde de yapılabilir, yeter ki insan kaynağımızı ve bilimsel altyapımızı iyi değerlendirelim."

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER