Sinan Aygün CHP'deki yolsuzluk çarkını Akit'e anlattı: 25 milyonluk rüşvetten Kemal Bey de haberdar
SİYASETAnkara’daki büyük rüşvet çarkının perde arkasını CHP 24. Dönem Ankara Milletvekili ve eski Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, gazetemiz Akit’e anlattı. Aygün, Kılıçdaroğlu’nun ABB’deki 25 milyonluk rüşvetten bilgisi olduğunu söyledi. Aygün, savcılığa yaptığı başvurunun dilekçesini ilk olarak Kılıçdaroğlu’na gösterdiğini ancak Mansur Yavaş hakkında işlem yapmak yerine “Bu dursun, savcılığa verme. Beni bekle” diyerek kendisine engel olmaya çalıştığını aktardı.
CHP’nin 25 yıl aradan sonra ele geçirdiği Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde (ABB) dönen rüşvet çarkı ortalığa saçılmaya devam ediyor. ABB Başkanı Mansur Yavaş ve CHP’li iki belediye meclis üyesinin adının karıştığı 25 milyonluk rüşvet skandalını kamuoyuna duyuran CHP 24. Dönem Ankara Milletvekili ve eski Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da haberinin olduğu, kapalı kapılar ardında kendisinden talep edilen rüşvetin ayrıntılarını Akit’e anlattı.
Kılıçdaroğlu haberdar
ABB Başkanı Mansur Yavaş ve CHP lideri Kılıçdaroğlu’na sert sözlerle yüklenen Sinan Aygün, Kılıçdaroğlu’nun ABB’deki 25 milyonluk rüşvetten bilgisi olduğunu söyledi. Aygün, savcılığa yaptığı başvurunun dilekçesini ilk olarak Kılıçdaroğlu’na gösterdiğini ancak Mansur Yavaş hakkında işlem yapmak yerine “Bu dursun, savcılığa verme. Beni bekle” diyerek kendisine engel olmaya çalıştığını aktardı.
Aygün, kendisine rüşvet için Ankara Büyükşehir’in CHP’li Belediye Meclis Üyesi Berkay Gökçınar ile Haydar Demir’in geldiğini, 25 milyonluk rüşveti Gökçınar’ın istediğini belirterek, “Buradan çıktıktan sonra da Mansur Yavaş’ın odasına gitmişler” dedi.
25 milyonluk rüşvet talebine ilişkin ses kaydını savcılığa teslim ettiğini ve bu kaydın soruşturma birimleri tarafından çözümlendiğini söyleyen Aygün, “Ben elimdeki ses kaydını savcılığa teslim ettim. Rüşvet talebinin ispatı bu ses kaydıdır. Savcılık ses kaydının çözümünü yaptı. ABB Meclis Üyeleri Berkay Gökçınar ile Haydar Demir’in nasıl geldiği bu sayede anlaşılacak. Bir gerçek var ki, rüşveti alan da suçludur veren de suçludur. Göreceksiniz bu mesele çok daha ilginç yerlere gidecek” şeklinde konuştu.
Satır satır rüşvet skandalı
‘İmar izni’ Ankara Büyükşehir’deki rüşvet sarmalına takılan TOGO kuleleri konusunda başlattığı hukuk mücadelesini sürdüreceğini vurgulayan Aygün, Başkent’i sarsan yolsuzluğun ayrıntılarını şöyle anlattı: “TOGO Kuleleri’nin ruhsatının iptali için Mimarlar Odası’nın dava açması ile bu süreç başladı. Mahkemece verilen karar, davanın kabulü yönünde oldu. Karar Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne tebliğ edildi. ABB’nin bu kararı 30 gün içerisinde istinaf etmesi gerekiyordu. Tartışmalar tam bu noktada başladı. 26’ncı gününe kadar istinaf etmediler. 26’ncı günün sonunda ABB’nin o dönem vekaleten 1. Hukuk Müşaviri Saraynaz Karahan arayarak, ‘Ben biraz önce Mansur Bey ile görüştüm. -İstinafa gitmeyi düşünmediğimizi aç Sinan beye bildir- diyor’ dedi. Yani Mansur Bey adına bu ifadeleri kullanıyor. Bu konu ile ilgili Saraynaz Hanım’ın İçişleri Bakanlığı müfettişlerine verdiği ifade var. Orada da bunları aynen anlatıyor. Ne yapayım peki ben, diye Saraynaz Hanım’a sordum. Saraynaz Hanım da, ‘Siz bir Mansur beyle görüşün isterseniz’ dedi. 11 Aralık’ta attığım mesajda, ‘Sayın başkanım müsaitseniz geç de olsa görüşelim, mümkün olur ise’ dedim, ancak Yavaş’tan bir dönüş olmadı.”
Ses kaydı var
Sinan Aygün şöyle devam ediyor: “Son istinaf gününden iki gün önce Mansur Yavaş odasına 8 Meclis üyesini davet ediyor. Bunu da bu 8 meclis üyesinin hem savcılığa hem de müfettişliğe verdikleri ifadede görüyoruz. Elimizde var. Meclis üyelerine de, ‘ben istinafa gitmeyi düşünmüyorum’ diyor. Bu meclis üyeleri daha sonra Grup Başkanvekili Coşkun Torun’un odasına giriyorlar. Beni de oraya davet ettiler. İşte burada ne vereceksin tartışmaları başlıyor. İçeriye Ertuğrul Candaş’ı çağırıyorlar İmar Dairesi Başkanı. Şöyle düşünün bir müteahhit belediyeye çağırılıyor İmar Dairesi Başkanı da çağırılıyor ve ‘Ne düşünüyorsun?’ diye soruluyor. İmar Dairesi Başkanı diyor ki ‘İstinafa gidilmesi lazım Sinan Bey’in kazanılmış hakkı doğmuştur. Aksi halde belediyeye tazminat yükü doğar’ Bana, ne vereceksiniz diye soruyorlar, okul yaptırayım, kreş yaptırayım, yaşlı bakım evi yaptırayım... Bunlar bunların hiçbirini beğenmiyorlar. Ertesi gün istinaf süresinin bitmesine 45 dakika kala CHP’li Belediye Meclis üyeleri Berkay Gökçınar ile Haydar Demir buraya geldiler. Yavaş’ın bilgisi dahilinde geldiklerini Mansur Yavaş’ın makam odasından geldiklerini mahkemede dile getirdiler. 25 milyon kelimesi Berkay Gökçınar’ın ağzından çıkıyor. Bunu kendisi de itiraf etti. Buradan çıktıktan sonrada Mansur Yavaş’ın odasına gitmiş. Manevi tazminat davasında, ‘Sinan Bey’le Sibel Hanım bana tuzak kurmaya çalışmış hatta bana mesaj atmış hiç birine ben cevap vermedim’ diyor. Oysaki biz ses kayıtlarını bulduk.”
Londra’ya da kaçsa paramı alacağım!
Mansur Yavaş’ın algı yöntemi ile ‘yıkacağım’ sözleriyle hiçbir şey yapmasa bile kendisini zarara uğratmaya çalıştığını, kulelerin değerini düşürmeye çalıştığını belirten Aygün, “Bir şehrin belediye başkanı ‘burayı yıkacağım’ deyince halk buna inanacak buradan dükkan almayacak, buradan daire almayacak, buradan ofis almayacak. Ben bu inşaatı nasıl yürüteceğim? Borçlarımı nasıl ödeyeceğim? Ya gayrimenkullerimi yarı fiyatına satacağım ya da gidip bankalardan alabilirsem faiz ile para alacağım bunların zararının tamamını Mansur Yavaş’tan para olarak alacağım. Mansur Yavaş Londra’ya da kaçsa nereye kaçarsa kaçsın ben bu parayı alırım” şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu oyalamış
Kılıçdaroğlu’nun konuyu başından beri bildiğini aktaran Aygün şöyle konuştu; “Şu anda bekleme sürecindeyim. 2014 seçimlerini konuşuruz, 2019 seçimlerini konuşuruz, konuşacağımız daha çok konu var. Kemal Kılıçdaroğlu’nu konuşuruz. Yani CHP’ye zarar veriyorsa da versin. Bana ne kadar zarar veriyor.
Neden bana CHP sahip çıkmadı. Kılıçdaroğlu istese bu işi rahatlıkla çözerdi. Ben bu olayı ilk önce genel başkanıma anlattım. Gittim, ‘Genel başkanım bölge bir durum var’ diyerek şu an savcıda olan dilekçeyi önüne koydum. Genel Başkan aldı dilekçeyi 20 dakika okudu, ‘bunu verme, işleme koyma beni bekle’ dedi. Ben de peki dedim. Ben genel başkanı beklerken cevap geldi burayı mühürlediler. Eğer Kılıçdaroğlu olarak masaya vurabilecek durumda olsaydı bu işi çözerdi. Bir şey diyemiyorum. Şimdi TOGO kulelerin mühürü kalktı. Yani inşaata giriş serbest. Yıkım kararı da kalktı, ama ruhsatı vermiyorlar. Burası yıkılmayacak bu cepte. İnşaata girmek serbest mühür kaldırıldı, mühürlü değil ama yapmak yasak. Yaşamak yasak. Böyle bir uygulama var mı?”
İlginizi Çekebilir