Sinsi tehlike: Ahlâkî yozlaşma!

Toplumumuzu derinden yaralayan, özellikle dinamik bir kesim olan gençliği kıskacına alan ahlaki çöküntü konusunda ilahiyatçılar, Akit aracılığı ile önemli açıklamalarda bulundular.

Toplum giderek çürüyor!

Din Görevlileri Birliği Derneği (DİNBİRDER) Genel Başkanı Muhittin Hamdi Yıldırım, şunları ifade etti: “Son günlerde gençlerin ailelerine karşı tavır ve tutumlarının altında ahlaki yozlaşma var. Fakat bu ahlaki yozlaşmayı oluşturan nedenlerin temellerinde kapitalist ahlaksız düzen var. Bu kapitalist düzeni değiştirilsin diye millet bu iktidara oy verdi. Maalesef bu iktidar bu düzeni değiştiremedi. Milli Eğitim ve sosyal yapının durumu ortada. Ön teker nereden giderse arka teker oradan gider. İdare edilenler idare edenlerin dininden olur. Toplum bir taraftan çürüyor. Maalesef ahlaki ve manevi değerlerimiz her geçen gün erozyona uğruyor.”

Manevi dinamitlerimiz yeniden hayat bulmalı!

Diva-Sen Genel Başkanı Mustafa Çopursuz da, “Maalesef ahlaki yozlaşmada baya bir kopmalar oldu. Milleti ayakta tutan her ne kadar ekonomik güç olsa da manevi faktörde çok etkilidir. Devletleri, milletleri ayakta tutan örf, adet, kültür ve inançtır. Avrupa toplumundan çocuk 18 yaşına geldiğinden ailesinden uzaklaşır. Çocuk ailesini, ailesi de çocuğu tanımaz hale gelir. Dolayısıyla düşkünler evi olsun, yetiştirme yurdu olsun bize yanlış bir istikamet verdi. Avrupa’da büyükler nasıl terk edilmiş ise ülkemizde de bunu görmek cidden bizlere çok acı veriyor. Ülkemizin manevi inşasının yeniden gözden geçirip ve bina edilmesine ihtiyaç vardır. Herkes koronavirüsü bahane ederek annesinden babasından uzaklaşmaya başladı. Bu da son derece yıkıcı ve zarar verici bir durum.  Manevi dinamitlerimizin yeniden hayat bulması için sorumluluk sahibi olan herkesin bu taşın altına gövdesini koyması gerekiyor” şeklinde konuştu.

Başka kültürlerin etkisinde kalmayalım!

Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı Nuri Ünal ise, şu değerlendirmede bulundu: “Çocuklara özellikle okullarda ahlaki anlamda yüce dinimiz İslam’ın ahlak esaslarını hayatımızı tasvip edecek şekilde ortaya koymamız gerekiyor. Çocuklarımıza örfümüzü, adetemizi ve geleneğimizi iyi anlatmamız gerekiyor. Çünkü başka kültürlerin etkisi ile toplumumuz bozulmaya doğru gider. Bunun bir an önce önüne geçilmesi gerekiyor. Topyekün mücadele etmeliyiz.”