© Ak Gazete 2015

Sizdeki hukuk da bizdeki guguk mu?

Darbeci hainler ve PKK’lı teröristlerin Türkiye’ye iade edilmesi talep edildiğinde yargı bağımsızlığından dem vurup “siyasi olarak bir şey yapamayacaklarını” söyleyen Alman Başbakan Merkel’in, Büyükada’da Türkiye’yi karıştırma toplantısı yaparken yakalanan, aralarında Alman vatandaşının da olduğu Uluslararası Af Örgütü üyesi zanlıların derhal serbest bırakılmasını istemesi skandal olarak yorumlandı.

 

Alman ikiyüzlülüğü bir kez daha tüm çirkinliğiyle kendisini gösterdi. Almanya’da kucakta beslenen FETÖ ve PKK’lı teröristlerin Türkiye’ye iade taleplerine karşı her defasında yargı bağımsızlığına atıf yaparak “siyasi olarak bir şey yapamayacaklarını” söyleyen Alman Başbakan Angela Merkel’in, İstanbul Büyükada’da Türkiye’yi karıştırmaya yönelik gizli toplantı yaparken enselenen ve tutuklanan Uluslararası Af Örgütü üyesi zanlıların “derhal serbest bırakılmasını” istemesi tuhaf karşılandı. Türkiye’nin her kesiminden Almanya’nın ikiyüzlülüğüne sert tepki geldi.

MERKEL’İN TÜRK YARGISINA TEPKİSİ

Büyükada’da yaptıkları ‘çok gizli’ toplantı esnasında alınan istihbarat sonucu düzenlenen başarılı operasyonla suçüstü yakalanarak gözaltına alınan ve tutuklanan Uluslararası Af Örgütü, Yurttaşlık Derneği ve İnsan Hakları Gündemi Derneği temsilcisi 1’i Alman vatandaşı 6 kişinin ajan olduğu saptanmıştı. Yıllardır ülkesindeki 76 teröristi Türkiye’nin iade taleplerine rağmen kollayan, konuyla ilgili olarak sürekli konunun yargıda olduğunu ve yargı bağımsızlığından dem vurup “siyasi olarak bir şey yapamayacaklarını” söyleyen Alman Başbakan Merkel, Büyükada’da tutuklanan ajan Peter Steudtner’le ilgili tuhaf bir açıklama yaptı. Alman Başbakan Merkel, “Steudtner bir an evvel serbest bırakılmalıdır. Biz bu tutuklamanın net olarak tamamen haksız olduğu kanısındayız” diyerek ikiyüzlülük örneği sergiledi.

KURAN: KARAR YARGININDIR, MERKEL’E SUSMAK DÜŞER

Akit’e konuşan Tüm Hukukçular Birliği Genel Başkanı Av. Mustafa Kuran, Alman Steudtner’in de aralarında bulunduğu aktivist görünümlü ajanların tutuklanmalarının Türkiye’nin kendi hukuk nromlarında aldığı en isabetli karar olduğunu söyledi. Hukukçu Mustafa Kuran, “Türk mevzuatında konuların mahkemelere taşınmasında iktidarların hiçbir şekilde yargıya müdahalesi mümkün değildir. Yargı gelen dosyaya göre karar verir ve onu kendi çerçevesi içerisinde değerlendirir. Çifte standart sergileyen Almanya’nın tutum ve davranışını hukukla izah etmek mümkün değildir. Merkel’in göstermiş olduğu bu davranış çelişkiyi ortaya koymaktadır. Ona düşen, yargı kararına saygılı olmak ve susmaktır. ‘Biz yargıya müdahale edemeyiz ama siz müdahale edin’ şeklindeki tutum ve davranışları çelişkilerle dolu ve iki yönlü uygulamalardır.” diye konuştu.

TATLI: ONLAR İÇİN YARGI İŞLERİNE GELDİĞİ ZAMAN BAĞIMSIZ!

Hukukçular Derneği Başkanı Av. Cavit Tatlı konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede “Dış ülkelerin emperyalist yaklaşımla, işlerine geldiği zaman yargı bağımsızlığını dile getirmelerinin ne uluslararası anlamda ne de bizim nezdimizde hiçbir şekilde kabul edilebilir bir yönü yoktur.” dedi. Türkiye’de yasama, yürütme, yargı organlarının arasındaki ilişkinin Anayasa’daki mevzuat tarafından belirlendiğini hatırlatan Cavit Tatlı, “Türkiye’nin Batı ülkelerindeki hainlerin iade taleplerinin hukuki olmayan sebeplerle reddedilmesi ve bu kişilerin hukuk devletinin arkasına sığınmaları hiç inandırıcı değil. Tutukluların dosya içeriğini bilmeden Almanya’nın bu kadar çok sesinin çıkması ülkemizdeki yargının doğru kişiler üzerinden çok doğru karar verdiğini gösteriyor. Hatta bu konu üzerinde yoğunlaşarak araştırmalar daha da derinleştirilmelidir.” dedi.

EROL: ADADA SUÇÜSTÜ OLANLAR MODERN LAWRENCE’LER

Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM) Başkanı Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol, dış güçlerin Türkiye’de yürüttükleri terör faaliyetlerinin beşinci kolunun aktivistlerle ve ajanlar üzerinden yürütüldüğüne dikkat çekti. Türkiye’nin bu noktada mücadelesini artırması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Seyfettin Erol, şöyle konuştu: “Büyükada’da suçüstü olanlar, günümüzün Lawrence’leridir. Almanya’nın Lawrence’lerine sahip çıkması şaşırtmıyor bizi. Bu durum, Batı ve Almanya’nın, yargı konusunda dahi kendi çıkarlarına uygun davrandığını bir kez daha ortaya koyuyor. Büyükada’daki ajanların suçüstü yakalanmaları Almanya’nın çok da alışık olmadığı bir durumdur. Bugün geldiğimiz nokta itibari ile devletimiz istihbarat ve güvenlik alanında eskisinden çok daha ileri bir noktadadır. Merkel’i çıldırtan hadise, Türkiye’nin artık Almanya ve diğer ülkelerin diliyle, onların anladıkları şekilde cevap vermeye başlamış olmasındandır. Türkiye, Avrupa ülkelerine bu olayla ‘Artık bir takım çalışmalar yaptığınızı görüyoruz ama buna müsaade etmeyeceğiz.’ mesajını vermektedir."

AKAN: 15 TEMMUZ’DAKİ GİZLİ TOPLANTI NEYSE BU DA ODUR

Toplantıyı tertipleyen Uluslararası Af Örgütü ve bileşenlerinin, Batı’nın yaydığı terörizmin sivil unsurları olduğunu vurgulayan araştırmacı yazar Murat Akan, “15 Temmuz’da Büyükada’da CIA’nın düzenlediği o gizli toplantı neyse, bu deşifre edilen toplantı da odur. 15 Temmuz’dakiler kaçmayı başarmışlardı ama bu sefer suçüstü yakalandılar.” ifadelerini kullandı. Akan, “MİT’çi diye tutukladıkları vatandaşlarımız ve iadesini istedeğimiz FETÖ ve PKK’lı teröristler için için ‘yargı karar vermiş yapacak bir şey yok’ diyenler, şimdi kendi vatandaşları için ‘derhal bırakın’ diyorlar. Kendileri en ufak bir şeye tahammül edemezken Türkiye’yi avuçlarının içindeymiş gibi görüyorlar ama Türkiye artık eski Türkiye değildir. Onların bütün dertlerinin temelinde yatan sebep de aslında budur.” şeklinde konuştu.

____________________________________________

BAŞKANLARI DA BYLOCK’ÇU

Türkiye’de iç karışıklık oluşturmaya yönelik gerçekleştirilen ‘sır’ toplantıyı organize eden Uluslararası Af Örgütü’nün Türkiye Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Taner Kılıç de FETÖ’nün gizli haberleşme uygulaması Bylock kullanıcısı olduğu tespitiyle geçtiğimiz haziran ayında tutuklanmıştı.

FARUK ARSLAN

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER