© Ak Gazete 2015

SPOR yazarları, Beşiktaş-Galatasaray maçını değerlendirdi

Spor yazarları, Süper Lig'in 14. haftasında oynanan ve Beşiktaş'ın 3-0 kazandığı Beşiktaş-Galatasaray derbisini değerlendirdi

 

SERDAR ALİ ÇELİKLER: KARTAL'IN DÖNÜŞÜ
Müdürüm Halil Özer, “Kısa bir yazı bekliyoruz” deyip görev verdi. Ben de kısa yazayım çünkü bazı şeyleri tekrar edip duruyoruz. Önce galip takımdan başlayalım:

Beşiktaş ilk yarıya etkili ve presli başladı ama üretkenlik sıkıntısı yaşadı. Son 3-4 dakikaya kadar pek pozisyon üretemediler. Ama 2. yarıda skorun erken gelmesinin de etkisiyle kendisini 2 sene üst üste şampiyon yapan sihri yakaladı. Neydi o sihir: Ön alana yerleşmek ve dönen topları mümkün olan en kısa sürede kazanmak. 2. yarıda bunu başardılar. Top kazanma konusunda lig standartlarının üzerine çıktılar. Mağlup oldukları F.Bahçe maçının 2. yarısı gibi tamamen rakip yarı alanda oynadılar. Cesurdular ve istekliydiler. Çok top kazanıp sürekli akın yinelediler. Quaresma gol atmayı bilmiyor. Penaltı dahil, gol atma yeteneği yok! Oğuzhan da gol vuruşu yapmaktan korkuyor. Bu iki isme gelen pozisyonlar Babel ya da Cenk’e gelse 70’e gelmeden maç 4-0 olurdu.

 

Beşiktaş bu maçla ligin en etkili hücum edebilen takım olduğu kimliğini yeniden hatırlamalı. Dönen top kazanma süresini bu saniyelerde tutarlarsa içeride artık puan kaybetmeleri zor. Kapalı savunmaları aşma konusunda Şenol Hoca’nın devre arasında başka formül bulacağını düşünüyorum. Negredo’nun nefis golü de kendi açısından çok önemli bir moral olacaktır. Bu galibiyetle Kartal lige yeniden döndü.

 

 

Gelelim mağluba. Tudor üzerinden tartışma olacaktır. Hatta Tudor’un yanı sıra Dursun Özbek de tartışılacak artık. Ve fakat bu haklı olabilecek tartışmalar dışında G.Saray’ın bu kadar tepkisiz olması araştırılmalı. Bilhassa kendisiyle denk güçlerle mücadele ederken gol yediği zaman bu kadar dağılan bir takım büyük takım olamaz. Takım, kenardan bir lidere sahip değil, doğru; ama saha içinde de bir lider yok.

Muslera’nın bile maçın kilidini açan hatayı yapan adam olması takım üzerindeki negatif enerjiyi gösteriyor. Bu kadar tartışılan bir hocanız varken; onun arkasında dağ gibi duramayan bir yönetiminiz varken, saha içinde de lideriniz yoksa pek de fazla gelecek ümidiniz olmamalıdır.

G.Saray’ın devre arasında ciddi bir çalışma daha yapması lazım. Saha içi ve kenar yönetimlerinin yeniden ele alınması lazım. Hakem Fırat Aydınus eyyam üstüne eyyam yaptığı ve tartışılacağı bir ilk yarı yaşarken 2. yarıdaki Beşiktaş fırtınası onu da rahatlattı. Bu maçın Beşiktaş dışındaki diğer galibi de Fenerbahçe oldu elbette.

 

ŞENOL GÜNEŞ
2. yarıdaki oyun onun bu takıma getirdiği ve onun oturttuğu sistem. Oyuncularına hatırlattı ve galibiyet geldi.

IGOR TUDOR
Mağlubiyet olur elbette. Ama 1-0’lardan sonra oyun planı olmayan büyük takım olmaz. Bir gol yiyince fark yiyen takımın da
hocası olsa olsa antrenör olur!

 



HALİL ÖZER: 10 OLURDU

Önce şunu yazalım.

Beşiktaş biraz dikkat etseydi 10-0 olurdu.

Bu abartı filan değil. Ve üstelik bu sadece benim sayabildiğim. Daha da fazla olabilirdi. Sadece Q7, 5 tane kaçırdı. Gerisini siz hesap edin!

Ben 1988’den beri Galatasaray’ı takip ederim. Büyük bir bölümü muhabirlikle geçmiştir. Ama inanın bu kadar ‘rezil bir Galatasaray’ı hiç görmedim. Fenerbahçe’ye 6-0 yenildiği maçta bile daha şahsiyetli oynamıştı.

Tabii ki sadece arıza Tudor’da değil, bu maça hiçbir şekilde kafa olarak kendini hazırlayamayan Galatasaraylı futbolcuları da unutmamak lazım. “Arkadaşlar burası Galatasaray. Babanızın çiftliği değil.” Tudor dahil, hepsi o kadar sorumsuz, duyarsız, alakasız adamlar topluluğuydu ki... Ve ben onlara bir takım dahi diyemiyorum.

 

Maçtan önce ben Beşiktaş’ın galibiyet oranını yüzde yüz vermiştim. Ama bu kadarını gerçekten hiç beklemiyordum. İlk yarı biraz direnip sonra tam teslimiyet! Orta alanında bu kadar tecrübeli oyuncu varken bu kadar kolay teslimiyetin açıklaması nasıl yapılır, bilemiyorum. Belhanda, Fernando, Feghouli, Ve Ndiaye. Görünüşte “vay canına” diyeceğiniz bir orta alan. Ama dünkü maçta makasın kestiği ince bir kağıt gibi zayıf. Beşiktaş ise tam bir bahçe makası.

Şenol Güneş ne kadar ustalık sergiliyorsa Tudor henüz çıraklık döneminde bile değil. Bir kere hoca iki işi birlikte yapamıyor. Sahaya ya savunma diye çıkıyor, hücumu organize edemiyor. Ya da tam tersi. Üstelik bir de futbolculardan önce beyaz bayrak çekiyor. Böyle hoca mı olur, böyle kulübe mi olur! Net söyleyeyim Tudor, Şenol hocanın yanında sadece yardımcı gitse ona topları bile taşıtmazlar.

Sonuç olarak Beşiktaş müthiş oynadı. Sonuna kadar hak etti. Tudor ise kapıya doğru hızlı bir şekilde yanaştı.

Maçtan önce Beşiktaş’ın galibiyet oranını yüzde yüz vermiştim. Ama bu kadarını gerçekten beklemiyordum.

 

BELHANDA
Üçe beşe bakmadan hemen göndermek gerekir. Bir kere de işe yara! Büyük maçlarda kendini göster. Sneijder ile kıyasladığında koca bir sıfır...

 

CENK
Adam müthiş golcü. Artık Türk futbolunda bir Cenk gerçeği var. Son yıllarda bu kadar uyanık ve etkili bir Türk santrfor yoktu. İyi ki var.

 

 

CEVDET ERGUN: XL KARTAL
Türk Telekom’un aç Aslanlar’ı, Vodafone’da aç Kartallar tarafından paramparça edildi. Derbiler derbi olalı, 6-0’lık F.Bahçe yenilgisi dahil, belki de hiç bu kadar tek taraflı oyun ortaya çıkmamıştı.

İlk kez Dolmabahçe’ye inen G.Saray’ın yabancıları, 20-35 dakikalar ve ikinci 45’te golü yedikten sonraki kısa süreç hariç, Anadolu takımından bile beterdi! Adeta ayaklar titredi, savunma kevgire döndü. Liderin aciz görüntüsü, ‘büyük’ maçların ‘küçük’ hocası Tudor’un kulaklarını çınlatırken, artık ok yaydan çıktı. Bırakın Terim’in gölgesinin dolaşmasını, artık fotoğrafları Florya’ya yapıştırılmaya başlandı!

 

İsteyince oynayan Beşiktaş, seviye olarak bu lig için ‘XL’ olduğunu kanıtladı. 32. saniyede Cenk’in kaçırdığını, bitmeyen abluka yüzünden yayıncı kuruluş ancak 3.40’ta verebildi! İlk kez 9-10 pası aştıklarında Feghouli’yle gole yaklaşan G.Saray için ‘kırılma anı’ 31’de ‘günün sakarı’ Rodrigues’in kaçırdığı fırsattı. Kartal’ın tek sendelediği an o andı. Asıl sersemleyen ise 2 kez Gomis tankına toslayan Tolgay’dı! Oğuzhan’ın düşürülmesine penaltı çalmayan Aydınus’u kurtaran ise ikinci yarı oldu.

Derbiler bireysel hataya açık oyunlardır. Ama ilk hatanın Muslera’dan gelmesi pek alışılan bir durum değildi. Cenk bu kez 35. saniyede ikram edilen pastayı yedi. G.Saray, biraz kıpırdandığında, başına adeta balyoz indi! Bir anda vites artıran Kartal, tarihi farkı kaçırdı. Oğuzhan ve Q7 pozisyonları ‘bozuk para’ gibi harcarken, fişi çeken ‘sağ ayağıyla’ Tosic’in olması kaderin cilvesiydi. Kulübeden gelen Negredo da gol atma dersi verdi!

Tudor, Başakşehir maçı sonrası ‘5-1’lik farkı doğuracak bir oyun yoktu’ demişti. Dün 10’a 1 olabilecek bir oyunu analiz ederken ‘istifa mektubunu’ da cebine koymalı. Güneş karşısında ‘kardan adam’ misali eridi.

Başakşehir maçında ‘5-1’lik oyun değildi’ diyen Tudor buna ne der acaba!

 



CÜNEYT HAYDAROĞLU: KEDİ FARE OYUNU
Geçen hafta Alanya galibiyeti sonrası basın toplantısında gazetecilere şov yapan hatta hava atan İgor Tudor’un, 7-8’lik olmaktan yırttığı dünkü maçın ardından ‘süt dökmüş kedi’ halini alması içler acısı bir durumdu... Öyle başaltı ve düşme potasındaki takımları yenip hava atmak, gereksiz polemiklere girmek G.Saray’ın teknik direktörlük koltuğunda oturan birine hiç yakışmıyor... “Ne oldum değil ne olacağım” diyeceksin. Önce bunu bir belirtelim.

Tarihin en kötü Fenerbahçe’si karşısında sahasında gol atamamış, Akhisar’dan 6 yiyen Trabzon’a en kötü döneminde yenilmiş, Başakşehir’e 5’lik olmuş ve son olarak Beşiktaş karşısında tarihi fark yemekten kurtulmuş bir teknik adamın hala istifa kelimesini ağzına dahi almaması da ayrı bir skandal. Derbi öncesinde kendisine sahip çıkan başkan Dursun Özbek de ayrı bir tartışma konusu. Bakalım İgor’un daha ne kadar arkasında duracak, kim bilir belki de ikisi el ele G.Saray’ın kapısından çıkıp gidecekler...

Galatasaray gibi ‘winner’ kimliği ile bilinen bir kulübü böyle ‘looser’larla doldurmak ihanettir. Galatasaray demek; her zaman hücum anlayışı ile sahada olmak, galibiyet için savaşıp ve en sonunda kazanan olmak demektir. Ancak bu anlayış, ne başkan Özbek ne Tudor ne de sahadaki oyuncularda var. Fenerbahçe’den 6 yerken bile kaçan goller, direkten dönen top vardı. Ama dün gece yaşananlar tam bir fiyaskoydu. İddiası olmayan takımlara karşı nasıl kafan dik, her an saldırı modundaysan her maçta böyle olacaksın. Sen onları değil, onlara kendini düşündüreceksin. Ama bu kafa yapısı maalesef buna müsait değil. Bu nedenle değişim şart!

Sarı-Kırmızılı takımın senelerce keyif verdiği futbolu şimdi Beşiktaş oynuyor, hem de hakkını sonuna kadar vererek. Bakmayın ligde bu sezon birkaç maç bocaladığına gerçek ölçü Şampiyonlar Ligi’dir. Oradaki oyun temposunu dün G.Saray’a uyguladılar rakibinin pestilini çıkardılar. Anlayın artık aradaki kalite farkını, kedi fare ile oynar gibi oynadılar. Bu başyapıtın ortaya çıkmasında en önemli pay tabii ki Şenol Güneş’in... Oyuncularına yaklaşımı ve kazanma felsefesini her futbolcusuna benimsetmiş olması ile uzak ara şu anda Türkiye’nin en iyisi...

 

Fenerbahçe’den 6 yerken bile kaçan goller, direkten dönen top vardı. Ama dünkü Beşiktaş maçı tam bir
fiyaskoydu Galatasaray için 

CESUR YÜREK PEPE
Tam anlamıyla ders veriyor. Futbolun yaşla oynanmadığını gösteriyor. Bitmeyen enerjisiyle herkesi kendisine hayran bırakıyor.
Bravo Pepe.


FİYASKO BELHANDA
Oynadığı maçlarda ne yapmaya çalıştığını çözebilen beri gelsin. Bir de Sneijder gibi bir yıldızın yerine dünya para verilip transfer edilmesi ayrı bir facia.

 

 

KARTAL YİĞİT: TUDOR DUA ETMELİ
Dün akşam çok acaip bir derbi izledik. İlk yarı sadece kapanarak direnen ve kontra yapmaya çalışan Galatasaray karşısında pozisyona girmekte zorlanan bir Beşiktaş, ikinci 45’te ise tarihi farkı kaçıran tek kale oynayan bir Beşiktaş... Bu gariplikler içerisinde Beşiktaş’ın nasıl bir güce sahip olduğunu da gördük. Ne kadardır güç dengelerinin bir takım lehine açık ara önde olduğu, pozisyon zenginliğinin bir taraf için ağırlıkta olduğu böylesine bir derbi izlememiştik. Hakikaten Beşiktaş dünkü sonuçla yine kritik maçların takımı olduğunu gösterdi. Cenk Tosun’un,Muslera’nın hediyesi ile attığı gole kadar 18 içinde istediğini yapamayan Beşiktaş, Tudor’un da Rodrigues’i çıkarmasıyla adeta kanatlandı. 

İlk yarıda sıkıntılı olan Kartal, Cenk’in bu golünden sonra Galatasaray’ı adeta abandone etti. Cenk, Quaresma, Oğuzhan, Medel öyle goller kaçırdı ki antrenmanda bile böyle pozisyonlar bulamazlardı. Eğer bu kaçanlar çerçeveyi bulsa Tudor’un takımı Başakşehir hezimetini bile arar hale gelecekti. Beşiktaş ile Galatasaray’ın yanı sıra iki hoca arasında gece ile gündüz kadar fark var. Şenol Güneş, kapanan Galatasaray’a karşı hiç panik yapmadı. Telaşsız kontrollü oynayarak rakibini yıktı.

 

Tudor ne yaptı? Kapanarak tipik Anadolu takımı gibi oynatarak belki beraberlik kaparım düşüncesindeydi. Bu düşünce belki başka takımlara karşı sökebilirdi ama Beşiktaş bunu yemedi. Zaten yemezdi de. Taraftar motivasyonu ile de kurduğu baskıyı taçlandırdı. İnanın abartmıyorum ikinci yarıda hele bir 20 dakikalık bölümde Beşiktaş’ın hücum hattını oluşturan her oyuncu elini kolunu sallaya Galatasaray savunması arasına daldı. Sarı-Kırmızılılar’ın savunması ile orta sahası arasındaki hatlar tamamen kopunca tarihi farkı yakalayacak fırsatlar yaşandı. Beşiktaş bunu gollere çevirse Tudor herhalde soyunma odasına girmeden ülkesine giderdi. 
Tudor yine de dua etmeli Beşiktaş’a...

 

BÜLENT YAVUZ: HAKEM ŞANSI VARDI
Hakem Fırat Aydınus ilk devrede yapacağını yaptı. İkinci yarı bir hakemin, bir takım tarafından nasıl kurtarıldığının adeta gösterisiydi. 15’te Gomis-Tolgay çarpışması pozisyon icabıydı. Öyle diyelim. Fazla eşelemeyelim. 25’te Fabri-Serdar Aziz mücadelesinde Fabri’nin eli Serdar’a geliyor ama o da tıpkı Gomis’in müdahalesi gibiydi. Yani pozisyon icabıydı. 35’te Belhanda’nın omzuna ve koluna çarpan topta penaltı yok. Devam kararı doğru. 37’de hakem için talihsiz olay yaşandı. Fernando, Oğuzhan’ın kaval kemiğine net şekilde vurdu. Açık pozisyondu. Aydınus adeta donakaldı. Pozisyon da aktı gitti. Yüzde 100 penaltıydı. Cenk Tosun ikinci devre sarı kart gördü. Bana göre de haklı karttı. Ama Cenk’in kart gördükten sonra ağzından dökülenler golcüye yakışmadı. Sonuç: Beşiktaş, maçı açık farkla kazanınca hakem 3.-4. plana düştü.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER