© Ak Gazete 2015

Teröriste bedava silah veren, kendi teröristi ile vurulur!

Ali Karahasanoğlu'nun köşe yazısı

 

Amerika Birleşik Devletleri’nde, konser sırasında gerçekleştirilen bir katliam daha..

Ölü sayısı 2 ile başlamıştı..

Son gelen rakam 58..

Daha da artacak gibi..

Ne kadar çok olursa, sevincimiz o kadar çok mu olacak?

Hayır..

Ama şunu da söylemeliyim: Suriye’de PYD’ye TIR’lar dolusu silah bağışı yapan ve böylece teröristliğini dünyaya ilan etmiş ABD’de yaşanan bu olaydan dolayı, başımı duvardan duvara vuracak da değilim..

PYD’ye hem de parasız verilen silahlarla ne yapılacak?

Herhalde saklambaç oynanmayacak..

İnsanlar öldürülecek..

Siviller öldürülecek..

Yapılmak istenen terörist faaliyetlere izin vermeyecek olan, Türkiye gibi devletleritiraz edecek olursa..

Onların askerleri, polisleri de vurulacak..

Bu bilindiği halde, binlerce kilometre ötedeki bir bölgeye silah yollayan ABD’nin, kendisini huzur içinde hissetmesi mümkün olamazdı..

Olmuyor da zaten..

“Dünya beşten büyüktür” denildiğinde..

Mal mal yüzümüze bakanlar..

Anlamazlıktan gelenler..

Ardından da, “Zıt Erenköy” diye dalga geçenler..

Ortadoğu’da döktükleri Müslüman kanını, bir şekilde kendi ülkelerinde de hissedeceklerdi..

Ortadoğu’da akıttıkları kanın; ben diyeyim milyonda birini, siz deyin on milyonda birini kendi ülkelerinde yaşadılar..

“Bu kafa” ile gittikleri sürece, daha da hissetmeye devam edecekler..

“Bu kafa” dediğim ne?

İnsan öldürmek için üretilmiş silahların, bir terör örgütüne bedava verilmesine varacak kadar pespayeleşen terör tahrikçiliği..

İşte bu “kafa” sorgulanmadığı takdirde..

Biz rahat yüzü görmediğimiz gibi..

Onlar da rahat yüzü göremeyecekler..

Biz huzurlu olamadığımız gibi..

Onlar da huzurlu olamayacaklar..

Sözlerimi, kimse “tehdit” olarak algılamasın..

Ben bir “tespit” yapıyorum..

İşin doğası bu..

Ki nitekim, saldırganın kimliği de..

Yaşanılanların “tehdit” ile yorumlanmasını imkansız bırakıyor.

Saldırgan, başka ülkelerden gelmiş bir göçmen değil..

ABD’ye bir şekilde sızan, başka bir ülkenin vatandaşı değil..

ABD’nin kendi vatandaşı..

ABD’de doğmuş, orada yıllardır yaşayan bir Amerikalı..

Dolayısı ile..

Öyle burnunuz havada.. 

“Ben dünyada her yeri, her bölgeyi karıştırırım.. Gerekirse karıştıracağım bölgelerdeki terör örgütlerine bedava silah bile veririm.. Bana karşı olabilecek saldırıları ise, gelişmiş teknolojik imkanlarla, en yoğun şekilde alacağım güvenlik tedbirleri ile önlerim” bilgiç tavrı, boşa çıkıyor..

Son olay, bu tür saldırıların sadece güvenlik tedbirleri ile önlenemeyeceğini gösteriyor..

Şu bomba için tedbir alıyorsunuz..

Bu silah için kontrol yapıyorsunuz..

“Kimyasal silah”tı, “biyolojik silah”tı diye, saldırı önleme konusunda, her ihtimali düşündüğünüzü sanıyorsunuz..

Adam otel odasından, bir tane de değil.. On makineli tüfek ile saldırıyor..

Üstelik, hiç tahmin etmeyeceğiniz bir kimlik ile..

Siz Tunus’tan gelenleri kontrol altında tutmaya çalışıyorsunuz.

Irak’tan gelenleri..

Suriye’den gelenleri..

Afganistan’dan gelenleri didik didik araştırıyorsunuz..

Bir bakıyorsunuz, kendi vatandaşınız böylesi vahim bir saldırıyı gerçekleştirmiş..

Ölenlerin kimliklerinden bağımsız olarak söylüyorum..

“Onların suçu neydi” itirazında haklılık payı olabileceğinin altını çizerek söylüyorum..

Amerika’nın devlet kimliği ile yaptığı dünyadaki tüm katliamlarının bir karşılığı olarak..

Önceki gece yaşadığının “ilahi adalet” olduğunu herkesin görmesi gerektiğini söylüyorum..

ABD’deki olay sonrasında, Pensilvanya’nın yorumunu bekledim..

Böylesi olaylarda, hemen sahneye çıkar, bir açıklama yapardı..

Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren sömürgenler için hayatında tek bir kınama yapmamış iken..

Dünyanın tepesinde boza pişiren “beşli çete”yi rahatsız eden her olayda, acilen başsağlığı dilerdi..

Bu sefer biraz gecikti..

Gecikme muhtemelen, failin DAEŞ veya El Kaide maskeli olmamasından kaynaklanıyor olmalı..

Failler DAEŞ veya El Kaide maskeli olsaydı..

Pensilvanya’yı kim tutardı?

“İslam bu değil..” ile başlar.. 

“Müslümanlıkta insan öldürme yoktur..”  ile devam eden bir sürü nasihat dinlerdik..

15 Temmuz’da Türkiye’de yaşadığımız katliama “Kontrollü darbe” diyebilecek kadar insanlık dışına çıkan bu zat...

15 Temmuz’da 250 insanımızı şehit edenler için küçücük bir lanetleme yapamayan herif..

Kendi örgütü ile benzer statüdeki DAEŞ veya El Kaide maskeli her olayda, sanki bu örgütler Müslümanları temsil ediyormuş gibi.. Çaktırmadan Müslümanlara da suçlamada bulunarak, emperyalistler nezdindeki konumunu tahkimleştirmeye çalışırdı..

Şimdi olayın rengi hayli değişik..

Bakalım bu değişik renkli olayda, ABD’deki saldırı için, neler söyleyecek?

Türkiye’de şehit ailelerinin acıları ile alay edercesine sarfettiği sözleri..

ABD’deki saldırı için de yapabilecek mi?

“CIA’in kontrollü saldırısı” diyebilecek mi?

“Holywood filmlerindeki gibi” diyebilecek mi?

Bekleyip, göreceğiz.. 

 

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER