Tespih dağılırsa yeniden toplamak mümkündür ancak imameyi kaybedersek...
TÜRKİYESedat Peker'in köşe yazısı
Kıymetli Dostlarım,
Birkaç gün önce eski dostlarımdan bir tanesi yanıma gelip: "Eğer ki yanına geldiğimde bana yemin ettirmiş olmasaydın ben vallahi de AK Parti'ye oy vermezdim billahi de Cumhur İttifakı'na oy vermezdim demişti. Ben de kendisine tebessüm edip neden oy vermeyeceğini sorduğumda kendince uğradığı haksızlıkları bana bir bir anlatmıştı.
Ben de kendisine dönerek eğer sıkılmazsan biraz da ben yaşadıklarımı anlatayım dedim. Bu ülkede sözcü gazetesi bile şahsımla ilgili belki birkaç tane iyi haber yapmıştır. Ancak iktidara yakın olan yayın organlarında şahsımla ilgili bir kere bile iyi haber çıkmamıştır. Hatta eşimin düzenlediği sosyal sorumluluk projelerinde bile eşimin ismine yer vermeden projenin haberini yaparlar dedim. (Yeni Akit ve Beyaz TV haricindekiler)
Sonrasında sözüme devam ederek düşmanlarımı bırak artık neredeyse dostlarım bile yaptığım siyasi destek faaliyetleri için şahsıma örtülü ödenekten yüzlerce milyon dolar para verildiğini ciddi ciddi konuşur hale geldi… (Ancak aslına bakarsak bana bir bardak kahve bile ısmarlamadılar dedim.)
Ülkemizde seyahat özgürlüğünün varlığı herkesce bilinir. Ancak ben davetli olduğum düğünlerin ve cemiyet toplantılarının çoğuna gidemedim. Çünkü davetliler arasında Sayın Bakanlar, Sayın Başbakan veya Sayın Cumhurbaşkanı’nın olduğunu bildiğimden lafı sözü olur diye bu özgürlüğümü bile kullanamadım.
Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla tüm Ergenekoncu sanıklarla birlikte tahliye olduğum halde hükümetin korumasında olduğum söylendi. Ancak işin gerçeğinde Organize Suçlar Daire Başkanlığı'nın en son Antalya’da düzenlediği yeni organize polislerinin eğitim kursunda son yıllarda hiçbir suça karışmadığım çok sakin bir hayat yaşadığım halde neredeyse eğitim programının çoğunda polislere izletilen videolarda suç örgütü lideri olarak şahsımın tanıtıldığını şans eseri öğrendim dedim.
AK Parti’ye Cumhur İttifakı'na oy vermeyeceğini söyleyen arkadaşıma istersen bunlar gibi sana çok daha olay anlatabilirim dediğimde arkadaşım hayretten gözleri açılmış bir şekilde: "ALLAH aşkına Reis, sen o zaman neden oy veriyorsun? Bize de oy verelim diye niye yemin ettiriyorsun?" diye sorduğunda kendisine şu cevabı verdim. "Ben inandığım dava için oy veriyorum. İnandığım dava bütün herkesin üzerindedir. (Çünkü YÜCE ALLAH’ın davasıdır.)
Ahmet’e, Mehmet’e kızıp bana şu haksızlığı yaptılar, bu haksızlığı yaptılar diyerek intikam duygusuyla yanlış bir oy verirsem pire için yorgan yakmış olacağım. Son yıllarda tüm dünyada Müslümanların ve Türklerin umudu haline gelen ülkeme ihanet etmiş olurum dedim.
Neredeyse dünya savaşı çıkaracak diye seyrettiğimiz Kuzey Kore liderini bir anda sustalı maymuna çeviren Kuzey Kore’nin yerine de İran’ı öncelikli hedef haline getiren güçle 15 Temmuz darbe girişimini yapan güç aynı güçtür!
Milliyetçi Hareket Partisi'nin içinde eskiden yer alan Müslümanların mihenk taşı durumundaki Mescid-i Aksa davasına Ortadoğu bataklığında ne işimiz var diyen siyasetçileri oradan ayırıp yeni bir parti kurduran Mescid-i Aksa davamız için şu anda bile Ortadoğu bataklığında ne işimiz var diyen Muharrem İnce'yle aynı ittifakta buluşturan da aynı güçtür dedim.
Yıllarca Mescid-i Aksa davasının mücadelesini veren Cennetmekan Necmettin Erbakan Hoca'nın partisini de bu bloğa iştirak ettiren vallahi de billahi de aynı güçtür. Sen sana yapılan birkaç hata yüzünden kızıp oy vermezsen ben şahsıma yapılan birçok hataya kızıp oy vermezsem yine aynı şey olacak dünyadaki tüm Müslümanların, Türklerin yeniden diriliş hayali ne zaman geleceği belli olmayan yeni bir bahara kalacak.
Ülkemiz belki de Sevr Anlaşması'ndaki halinden bile çok daha beter olacak. Bu yüzden dolayı yine söylüyorum kardeşim. Ölümüne Cumhur İttifakı'nı desteklemeliyiz. Ümmetin, milletin imamesi durumundaki Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı ilk Partili Cumhurbaşkanı seçtirmeliyiz dedim.
Tespih dağılırsa yeniden toplamak mümkündür ancak imameyi kaybedersek bu dava bir daha bilinmez bir tarihte gerçekleşmek üzere hafızalardan silinecek; Tüm ümmette, millette yeşermeye başlayan umutlar ise kaybolup gidecektir.
BİR UMUTTUR YAŞAMAK
REİS SEDAT PEKER
İlginizi Çekebilir