Tümgeneral İrfan Sarp: F-16'lara gerek yok MMU'ya odaklanalım
GÜNDEMABD Dışişleri Bakanlığı, Kongreye gönderdiği mektupta, Türkiye'ye F-16 satışına yeşil ışık yaktı. Emekli Hava Pilot Tümgeneral İrfan Sarp, “Elimizdekiler yarı ömür modernizasyonlarının ardından 2040'lara kadar havada kalacaklar. MMU’ya odaklanmamız gerekiyor.” dedi.
Amerika Birleşik Devletleri (ABD)'nden Türkiye'ye F-16 satışı için yeni bir adım atıldı. ABD Dışişleri Bakanlığı, Kongreye gönderdiği mektupta, Türkiye'ye F-16 satışına olumlu yaklaştığını belirterek, ABD açısından “ikili ilişkilerde savunma alanındaki ticari bağların desteklediği önemli çıkarlar olduğuna” vurgu yaptı. ABD yönetiminin 17 Mart'ta Kongreye gönderdiği ve Türkiye'ye F-16 satılmasıyla ilgili kamuoyuna yansıyan mektubu, 4 Şubat'ta Kongre üyelerince Bakanlığa gönderilen mektuba cevaben kaleme alındı.
Türkiye'nin, NATO'nun ikinci en büyük ordusuna sahip ülke olarak farklı coğrafyalarda NATO müttefikleriyle birlikte hareket ettiği belirtilen mektupta, “Türkiye'nin, Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne ve işbirlikçi savunma ilişkilerine olan desteği, bölgedeki zararlı unsurlar karşısında önemli bir caydırıcıdır.” ifadesine yer verildi.
Dışişleri Bakanlığı Yasama-Kongre İlişkilerinden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Naz Durakoğlu imzasıyla Kongreye gönderilen mektupta, Türkiye'nin Rusya'dan S-400 almasının ikili ilişkileri zedelediği ve bu sebeple Ankara'ya yaptırımlar uygulandığı hatırlatılarak, yaptırımlarla Türkiye'nin “kayda değer bir bedel ödediği” savunuldu.
Türkiye'ye F-16 satılmasıyla ilgili doğrudan ifadelerden kaçınılan mektupta, “Bununla beraber yönetim, NATO ittifakının uzun vadeli bütünlüğü ve kapasitesine, aynı zamanda ABD ile Türkiye arasında savunma alanındaki ticari ilişkilerle desteklenen ABD ulusal güvenlik, ekonomik ve ticari bağlarına yönelik ikna edici çıkarlar olduğuna inanıyor.” ifadeleriyle söz konusu satışa ABD yönetiminin olumlu baktığı kaydedildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Joe Biden ile 10 Mart'ta yaptığı telefon görüşmesinde, Türkiye'nin ABD'den 40 yeni uçak alımı ve mevcut F-16'ların modernizasyonunu içeren talebinin en kısa sürede neticeye ulaştırılmasını beklediğini ifade ederek, savunma sanayii alanında Türkiye'ye yönelik tüm haksız yaptırımların kaldırılmasının zamanının da çoktan geldiğini dile getirmişti.
SATIŞ KESİNLEŞMİŞ DEĞİL
Her ne kadar mektup Türk kamuoyunda “F-16 satışı onaylandı” gibi algılansa da, daha satış için sürecin başındayız denilebilir. Söz konusu mektupta da satışa ABD Dışişleri onay verse bile bu satışın Kongrenin onayına tabi olacağı vurgulanmış. Çünkü ABD'de silah satışları şöyle işliyor:
- Yabancı ülkelere silah satışlarına onay veren Dışişleri Bakanlığı, resmi satış onayından önce Kongrenin satışa ilişkin talebi ya da sorusu olursa bunlara mektup ile yanıt vererek yönetimin yaklaşımını ortaya koyuyor.
- Bakanlık, ilgili silah satışına onay verdiğinde bunu resmi bir bildirimle Kongreye iletiyor. Dışişleri Bakanlığının silah satış onayları ABD yönetimi açısından satışın bir mahzuru olmadığı anlamına geliyor.
- ABD Kongresinin 30 iş günü içinde Bakanlığın kararına itiraz etmemesi durumunda, yönetim satışın yapılmasına onay verilen ülke ile satış paketinin içeriği için görüşmelere başlıyor.
- Bu görüşmelerin sonunda ABD, o ülkeye bir teklif mektubu sunuyor; teklife olumlu yanıt aldığı takdirde de tedarik işlemi gerçekleşiyor.
KONGRE ENGELLEYEBİLİR
ABD'li Kongre üyeleri; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Putin ile yakın ilişkisi ve Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki politikalarından dolayı satışa sıcak bakmıyor. Biden yönetimi de hala satış hakkında kesin bir karar vermiş değil. Kongre üyeleri kendilerine bir bildirim yapılmadan önce satışı inceleyip karşı çıkma hakkına sahipler.
Nitekim ABD’li üst düzey Senatör Bob Menendez’in yakın tarihte yaptığı şu açıklamayı hatırlamakta fayda var:
“S-400’de çarpıcı bir geri dönüş olmadıkça, yani sistem ülke dışına gönderilmedikçe ve başka şeyler de olmadıkça F-16’ların Türkiye’ye satışı gerçekleşmez. Erdoğan’ın sempati atakları işe yaramayacak. Kongre’de silah satışları konusunda Komitenin yetkisi var.”
Bu kapsamda Kongre, “teklif edilen satışı engelleme” yönünde ortak bir tasarıyı onaylayabilir yada normal yasama faaliyetleri içerisinde teklif edilen bir savunma satışını engelleyen ya da üzerinde değişiklik yapmaya zorlayan bir yasayı geçirebilir. Bir diğer yöntem olarak da savunma bütçesi ve politikalarıyla ilgili olarak her yıl geçirilen Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası gibi kapsamlı torba yasalara belli hükümler eklenebilir.
NATO'NUN AMBARGOLARI
ABD Dışişleri F-16'lar konusunda yeşil ışık yakmış gibi görünse de, Türkiye'ye yönelik ambargoların yanında bu karar devede kulak kalıyor. Her şeyden önce Türkiye'nin 1.4 milyar dolar ödeyerek satın aldığı 4 adet F-35A uçağı ABD tarafından gaspedilmiş durumda. Bunun yanında ABD ve NATO ülkelerinin uyguladığı ambargoların bazıları şöyle:
- ABD, Türkiye’nin milli imkanlarla geliştirdiği İSTİF sınıfı firkateynlerde kullanacağı Mk41 Dikey Atım Sistemi (VLS)’nin satışına onay vermdi. Bu sistem, hava savunma füzelerinin atımını gerçekleştirdiği için kritik bir bileşen.
- ABD, Türkiye’nin milli imkanlarla geliştirdiği ADA sınıfı korvetlerde kullanacağı RAM Yakın Hava Savunma Füzesi’nin satışına onay vermedi. Şu an ADA sınıfı korvetler, asgari sayıda RAM mühimmatı yüklü bir şekilde seyre çıkıyor.
- ABD, S-400 Hava Savunma Füze Sistemi tedariki sebebiyle F-35 Lightning II savaş uçağı ambargosu uyguluyor. 4 adet parası ödenmiş F-35'imizi vermediği gibi, 100 adet satın alma talebimizi de geri çeviriyor.
- ABD, Türkiye'nin Pakistan'la imzaladığı 30 adet ATAK satışını engelliyor. ATAK'ların motorları ABD üretimi olduğu için 1.5 milyar dolarlık satış askıda bekliyor.
- Kanada, Türkiye’nin insansız platformlarda kullandığı elektro-optik görüntüleme sistemlerine yönelik ambargo uyguluyor. Bunun gerekçesi olarak da Türkiye’ye teslim ettiği sistemlerin, Karabağ Harekatı esnasında Azerbaycan Ordusu’nun kullanıma sunulmuş olmasını gösteriyor. Bunun yanında Kanada, ABD baskısıyla birçok farklı üründe de Türkiye’ye ambargo uyguluyor.
- Almanya, Türkiye’nin milli imkanlarla geliştirdiği ALTAY ana muharebe tankının seri üretiminde kullanılacak motorların satışına yönelik ambargo uyguluyor. Ana muharebe tankı, Kara Kuvvetlerinin yegane platformu.
- Gelişen ikili ilişkilere rağmen İtalya, Türkiye’nin tedarik etme amacı içerisinde olduğu bazı savunma ürünlerinin temininde zorluk çıkartıyor.
- Fransa, Türkiye’ye yönelik birçok savunma ve havacılık alt sisteminin temininde ambargo uyguluyor.
- Finlandiya, Norveç, Çekya, İspanya, Hollanda, İsveç ve İngiltere de Türkiye’ye silah satışlarına son verdiklerini açıkladı.
'40 UÇAĞIN ALINMASINI HİÇ DE GEREK GÖRMÜYORUM'
Türkiye'nin F-16'larının yakın zamanda envaterden çıkacağı ve hava gücümüzün caydırıcılığını kaybedeceği yönündeki söylemleri Emekli Hava Pilot Tümgeneral İrfan Sarp Aydınlık'a değerlendirdi. İrfan Paşa, “Eski, modası geçmiş uçak yoktur; bakımı iyi yapılmamış uçak vardır.” diyerek başladı ve şu bilgileri verdi:
“F-35 ambargosu geldikten sonra 'İsveç'ten Gripen alalım', 'Rusya'dan Su-57 alalım', 'Fransa'dan Mirage alalım' gibi pek çok alternatif konuşulmaya başladı. Halbuki Türkiye'nin Block 30, Block 40, Block 50 gibi versiyonlardan oluşan toplam 240 civarında F-16'sı var. Bunlar yarı ömür modernizasyonlarının ardından 2035-2040'lara kadar havada kalacaklar.
Bunun yanında HÜRKUŞ'larımız var. 2 tane 500 lb'lik bomba taşıyorlar. İstersek bunlardan 25-30 tanesini hemen tezgaha koyabiliriz.
Ayrıca 100'ün üzerinde İHA/SİHA'mız envaterimize girmiş durumda.
Buna bir de HÜRJET'leri ekleyin. Onlar da F-5'lere benziyor ve roket ekleyebilirsiniz.
Yani bizim toplam hava gücümüz, kendi uçağımızı yapana kadar bize yeter.
Neden bu 40 uçağa gerek duyuyorlar bilmiyorum. Ben bu 40 uçağın alınmasını hiç de gerek görmüyorum.
Biz bugün esas olarak güneydoğuda terör örgütüne karşı mücadele yürütüyoruz. Yunanistan'ın bize saldıracağı yönündeki beklentilere hiç katılmıyorum. Çünkü öyle bir tokat yerler ki; bir daha kendilerine gelemezler, adaları da kaybederler. Arkalarına ABD'yi, İsrail'i de alsalar, Türkiye'ye bir şey yapamazlar.
O nedenle bizim öncelikle Milli Muharip Uçağı (MMU)'na odaklanmamız gerekiyor. MMU'yu geciktirebilecek, önüne takoz koyabilecek hiçbir alımı tasvip etmiyorum. Paramız varsa başka yerlere harcayalım. F-35'lerin verilmemesine de bu noktada çok seviniyorum. Bugün dünyada 14 tane 5. nesil muharip uçak çalışması var. Bunlardan sadece F-35 tek motorluydu. Yani harekat yarıçapı kısa, taşıdığı mühimmat yükü az olan bir şişman teyze idi. Vermemeleri çok iyi oldu.”
F-16'LARIMIZIN ÖMRÜ YETER
Türk Hava Kuvvetleri envanterinde 240 adet F-16 uçağı bulunuyor. Bunların ilki 1987 olmak üzere 2010'a kadar kademeli olarak hizmete alındılar. Uçuş ömürleri 8 bin saat. Yarı ömür modernizasyonları ile birlikte bu süre 12 bin saate çıkıyor. Yani yıllık ortalama 300 saat uçuş yapan Türk F-16'larının 40 yıl kullanılması öngörülüyor. 1974'te hizmete giren F4-E'ler de benzer şekilde hala görevdeler.
ABD'li Lockheed Martin şirketinin "Savaşan Şahin" adını verdiği F-16'ların en yeni konfigürasyonu, Blok 70/72'ler. Türkiye'deki en gelişmiş varyasyon ise Blok 50+'lar. Tek motorlu avcı uçaklar olarak üretilmeye başlayan F-16'ların Blok 40 varyasyonunda önce gece görüşü geliştirildi, ardından taşıyabileceği silah çeşitliliği artırıldı; Blok 50'de gelişmiş füzeleri taşıma özelliği getirildi. Blok 50+'da ise radar özellikleri geliştirildi, taşıyabileceği yakıt miktarı artırıldı ve zırh eklendi.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin envanterine ilk giren F-16'lar olan Blok 30'ların 2035'e kadar F-35'lerin eklenmesiyle kademeli olarak emekli edilmesi planları gündeme gelmişti. Ancak Türkiye'nin F-35 programından çıkarılması sonrası modernizasyon çalışmaları öncelik kazandı.
2005'te ABD yönetimi ile Ankara arasında varılan mutabakat gereği Lockheed Martin ile 1,1 milyar dolarlık bir anlaşma imzalandı. Bu anlaşma gereği,TUSAŞ ve ASELSAN, F-16'ların hem kabiliyetini artırmak hem de modernizasyon için çalışmalara başladı. Uçak içinde kullanılan cihazların modernize edilmesi ve silah sistemlerinin geliştirildiği bu çalışma kapsamında ilk deneme 2010'da 10 adet F-16'da yapıldı. Başarılı olunca 165 uçağa da seri modernizasyon uygulaması yapıldı. Yani F-16'ların yarısından fazlası 2010'da yerli imkanlarla modernize edilmiş ve Blok 50+ seviyesine getirilmiş oldu.
Türkiye'nin elindeki yaklaşık 30 adet F-16 Blok 30 savaş uçağı da 8 bin saatlik uçuş süresini doldurmaya yaklaşınca, bunu 12 bin saate çıkaracak ve ömürlerini en az 2030'a kadar uzatacak bir modernizasyon ihtiyacı doğdu. 2016'da başlayan bu modernizasyon projesinin de 2023'te tamamlanması planlanıyor.
İlginizi Çekebilir