© Ak Gazete 2015

Türk ordusunun yenilmesini bekliyorlar!

Abdurrahman Dilipak, bugünkü yazısında HDP-PKK-FETÖ ve arkalarındaki Türkiye düşmanlarının, Türk ordusunun Afrin’de yenilgiye uğraması ve bu sayede AK Parti ve Erdoğan iktidarının sonunun gelmesi beklentisi içerisinde olduğunu belirtti.

 

Akit yazarı Abdurrahman Dilipak‘Yalancının mumu!’ başlıklı bugünkü yazısında Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyindeki Afrin bölgesine yönelik başlattığı harekata değindi.

ABD’nin o bölgede bir ''Haçlı ordusu'' örgütlediğini belirten Dilipak ''HDP/PKK/DEAŞ, FETÖ çevrelerinden birileri Afrin’in Kürtlerin kendilerini ispatlaması ve Türkiye’nin Suriye’deki etkisinin kırılması için bir fırsat olduğu düşüncesinde. Eğer TSK, Afrin’de geri adım atmaya zorlanırsa Türkiye’de AK Parti ve Erdoğan iktidarının sonunun gelebileceği, bu durumda halkın 15 Temmuz’da olduğu gibi direnmesi halinde Türkiye’nin Suriye’ye dönmesinin söz konusu olabileceğini düşünenler de var. Tabi böyle bir durumda da uluslararası sistemin Türkiye de dahil bölgeye müdahale etme planları söz konusu. Birileri için 15 Temmuz’un rövanşı böyle olacak!'' dedi.

 

İŞTE DİLİPAK’IN O YAZISI;

ABD yönetimi, hem Türkiye’ye, hem de dünyaya, hatta kendi vatandaşlarına yalan söylüyor. Kürtlere de yalan söylüyor. Demokrasi, insan hakları, hukuk devleti derken de yalan söylüyordu.

Dün, orada bir ordu kurduğunu söylüyordu, bugün tersini söylüyor. Sözleri ve eylemleri birbirine uymuyor.

ABD’nin söylemediği, orada bir başka gerçek daha var. Şu Matruşka denen Rus oyuncakları gibi. PYD, PJK işin kandırmacası. Onları mayınlı tarlaya sürüyorlar, ama onların oradaki asıl tabii müttefikleri Hristiyan milisler. ABD orada bir “Haçlı ordusu” örgütlüyor. Bu gerçeği gören PKK’lılar, PYD’liler yavaş yavaş bu ihanet çemberinden kurtulmaya çalışıyorlar. Güya Marksist bir örgüttüler. Güya “Bağımsız Kürdistan” için savaşıyordular..

FETÖ sempatizanları da gelinen noktada, yavaş yavaş aynı gerçeğin farkına varmaya başladılar.

ABD de bu gidişatın farkına vardı. Yarın HDP’nin, PKK’nın yalanlarına kanan Kürtler aldatıldıklarını düşünüp saf değiştirebilirler..

Bu süreçte bu durum bütün çıplaklığı ile ortaya çıktı.. ABD’yi korkutan da bu. ABD bir yandan PKK-PYD üzerinden “Kürt kartı”nı elinde tutmak istiyor, öte yandan müttefiki Türkiye’yi doğrudan karşısına almak istemiyor. Bunun faturasının ağır olacağını biliyor. Ankara’daki, hükümet çevresindeki “yakın temas halinde oldukları adamları” üzerinden, Beştepe’yi dizginlemelerine fırsat ve zemin oluşturmak için “geri adım” mesajları veriyor.

Şunu görelim: Batılıların “ilkeleri” ya da “dostları” yok, “çıkarları” var. Onlar için gayeye giden her yol mübah. 15 Temmuz’daki ABD nerede duruyorsa bugün de orada duruyor..

ABD gelen günlerin geçen günleri arattığının farkında. Onun için de elini çabuk tutmak istiyor. Ama o zaman da daha çok hata yapıyor.. İçeride ve dışarıda giderek yalnızlaştıklarının farkındalar.

Suriye’yi takan yok da, Rusya ne der? Bu onlar için önemli. AB ülkeleri, özellikle Fransa, İngiltere ve NATO ne der..

Suudilere, Mısır’a bir şey demesi gerek ki, onlar da onu halklarına söylesinler. Öte yandan bu yalanın inandırıcı olması gerek. Ama bu işin inandırıcı tarafı da kalmadı artık. Tabi bölgede bir operasyona kalkışırken “Yahudi Lobisi”ni de dikkate almanız gerekir, iç muhalefeti de.

Artık BM’yi ciddiye alan kalmadı..

Bakın, ABD bugün kapsamlı bir “kuşatma harekâtı” için düğmeye basmış durumda. Tek sorun Afrin değil. PYD-PKK değil, HDP değil.. Baharla birlikte, daha önce denedikleri gibi dar sokakla hendek kazarak “Kanal savaşı” için PKK yedekte bekletiliyor. Dikkat ederseniz bu günlerde hiç sesleri çıkmıyor. Belki seçimlerde HDP’nin CHP ile koalisyon kurması (...)

...YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYIN...

 

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER