© Ak Gazete 2015

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu; Külliye ile çalışmam diyorsanız gidin siyaset yapın

Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde yapılan Adli Yıl açılış törenine katıldığı gerekçesiyle kendisine yönelik eleştirileri ve bazı baroların olağanüstü genel kurul taleplerini yeniakit.com.tr’ye değerlendiren Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, “Ne değişti de daha 3 ay önce genel kurul yapılmış olmasına rağmen tekrar genel kurula götürelim dediler. Anayasa değişikliğinden sonra bugünkü yönetim merkezi Cumhurbaşkanlığı Külliyesidir. Seversiniz, sevmezsiniz ama kamu kurumu niteliğinde meslek örgütü iseniz, Külliye ile çalışmak zorundasınız. Eğer çalışmayacaksanız gidip siyaset yapacaksınız, siyasi partilere gideceksiniz. o zaman tercih sizindir.” diye konuştu.

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde yapılan Adli Yıl açılış törenine katıldığı için kendisine tepki gösteren ve olağanüstü genel kurul çağrısında bulunan bazı baro başkanlarının tutumunu yeniakit.com.tr’ye değerlendirdi.

Genel kuruldan çekinmeyiz

Yeniakit.com.tr’ye konuşan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, TBB’nin genel kurulunun henüz 3 ay önce yapıldığını hatırlatarak, “Biz genel kuruldan çekinmeyiz. Genel kurul meslektaşlarımıza kendimizi anlatmak için de bir fırsat olur. Biz yaptıklarımızı anlatmak için uğraşıyoruz. Ekonomik yönden sıkıntıda olan özellikle genç avukatlarımızın sorunlarını çözmeye uğraşıyoruz. Patronlar karşısında arabuluculukta sıkıntı çeken on binlerce işçimiz var. Yılda 250 bin arabuluculuk müzakeresi oluyor. Orada her işçinin yanına bir avukat verelim diye çırpınıyoruz. Patron avukatıyla ve mali müşaviri ile birlikte geliyor, işçi eziliyor, biz bu sorunu çözmek için uğraşıyoruz.” diye konuştu.

Meslektaşlarımızın sorunlarını çözmek için çabalıyoruz

Başkan Feyzioğlu, hukuk fakültelerinin kalitesinin artırılması ve stajyer avukatların sorunlarının çözülmesine yönelik taleplerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da sıcak yaklaştığını belirterek şunları söyledi:

“Stajyer avukatlar adeta zincirin son halkası muamelesi görüyor. Onlara avukat yanında ücretli ve sigortalı çalışma imkanı getiriyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız hukuk fakülteleri kontenjanının 100 bine düşürülmesi için talimatını verdi ve bununla birlikte muazzam bir kalite artışı gelecek. Biz doğru işin yanında duruyoruz.”

Yanlışa ‘yanlış’ diyebilmek için doğruya da ‘doğru’ diyebilmeniz lazım

Türkiye’nin en kapsamlı yargı reformunun yürürlüğe girmesi için yoğun gayret sarfettiklerini de vurgulayan Feyzioğlu, şöyle devam etti:

“Bir kere ‘yanlış'a 'yanlış’ diyebilmeniz için ‘doğru'ya 'doğru’ demeniz lazım. Her şeye 'yanlış' dediğiniz zaman ideolojik oluyorsunuz. Şimdi bu Yargı Reformu Strateji Belgesi bu zihniyetle hazırlandı. Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik ve şu anda kanunlaşma aşamasında. Bu belgenin içinde çok önemli bir husus daha var. Türkiye'de düşünceyi güvence altına alacak düzenlemeler var. Hakikaten gazeteci mi, yoksa terör destekçisi mi, bu ikisini birbirinden kim ayıracak? Elbette yargı ayıracak. Yargının bunu hatasız ayırmasını sağlayacak ve bunu da en üst yerde Yargıtay’da denetletecek düzenlemeler var.”

Hiç kimse Türkiye’yi diktatörlükle suçlayamaz

Yargı Reformu ile neyi amaçlıyoruz, onu da söyleyim. Bundan böyle hiç kimse Türkiye'yi dünyaya ‘Siz diktatörlüksünüz, siz düşünceyi yasaklıyorsunuz’ diye şikayet edecek zemin bulamayacak. Çünkü unutmayalım emperyalistler Ortadoğu'ya müdahalelerini hep ‘diktatörlükleri yıkmak ve demokrasi getirmek’ bahanesiyle yaparlar, diktatörlük suçlaması ile gelirler. Biz Türkiye olarak en etkili hamleyi yapıyoruz. Hukuk devletini güçlendirecek adımları atarak bu emperyal güçlerin kullanabileceği hiçbir malzeme kalmasın istiyoruz. Her ülkenin sisteminde sorun vardır, sıkıntı olabilir ama bunu gidermeye çalışmak lazım. Şunu söylüyorum bazıları rahatsız oluyor; Türkiye bir diktatörlük olsaydı, bir buçuk senedir binlerce kişi yargı reformu belgesini çıkaralım diye ter döker miydi, devlet seferber olur muydu? Hangi diktatörlükte bu görülmüş. Türkiye'nin hukuk devletine ilişkin sorunları var, evet. Peki bu sorunları giderme iradesi var mı; işte yargı reformu. Biz bunu çıkarmaya odaklandık ve gündemimizde başka bir şey yok. Ekim ayında meclis açılır açılmaz yasanın çıkması gerektiğini de sayın Cumhurbaşkanı en üst seviyede söyledi zaten.”

'Külliye ile çalışmam' diyorsanız gidip siyaset yapın

Türkiye Barolar Birliği’nin daha 3 ay önce genel kuruldan çıkmış olmasına rağmen tekrar ‘genel kurula götürelim’ denildiğine işaret eden Feyzioğlu, şöyle devam etti:

“Yargı Reformu Strateji Belgesi açıklanırken 50'nin üzerinde baro başkanımız kalktı geldi. Bir kısımın da şöyle bir itirazı oldu; ‘yargı reformu tabii ki Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde açıklanır ama adli yıl orada açılmasın’. Düşünce özgürlüğüdür, saygım sonsuzdur. Bazı arkadaşlarım ise ‘Külliyede hiçbir şey olmasın, hiçbir şekilde Külliyeye gidilmesin’ diyorlar. Şimdi bu ikinci düşüncede olanlara hiçbir şekilde katılmam mümkün değil. Çünkü Türkiye'nin yönetim merkezi anayasa değişikliğinden sonra Külliye’dir. Bu anayasa yürürlükte ise; bugünkü yönetim merkezimiz bizim Külliye’dir. Seversiniz, sevmezsiniz o ayrı konu ama kamunun içerisinde iş yapıyorsanız, kamu kurumu niteliğinde meslek örgütü iseniz, Külliye ile çalışmak zorundasınız. Ya da ‘Ben çalışmam’ diyorsanız, gidip siyaset yapacaksınız, siyasi partilere gideceksiniz o zaman. Tercih sizindir. Dolayısıyla ‘Biz hiçbir şekilde Külliyeye gitmeyiz’ tavrını anlamıyorum.”

Çankaya’ya gidip Külliye’ye gitmeme mantığını anlamıyorum

Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu ofisinin Çankaya yerleşkesinde bulunduğunu belirten Feyzioğlu, Çankaya’ya gidip de Külliye’ye gitmek istemeyenlerin çelişkili durumunu da şu sözlerle ifade etti:

“Bu arkadaşlarımız daha önce Çankaya’daki Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu’nun çalışmalarına katılmak için oraya gittiler. Hukuk Politikaları Kurulu’nun Başkanı da Sayın Cumhurbaşkanı’dır. Bu arkadaşlarımız Sayın Cumhurbaşkanı’nın vekili ile çalışma yapmak için Çankaya’ya gitmekte bir sorun görmediler. Çankaya’ya gidip de Külliye’ye gitmeme mantığını anlamıyorum. Bunu bir yere oturtamıyorum, mantıklı gelmiyor bana ama saygı duyuyorum hepsine.”

Biz soruna çözüm üretme çabasındayız ama bazıları çözüme sorun üretme peşinde

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, bazı baro başkanlarının TBB için olağanüstü genel kurul taleplerini de şu sözlerle değerlendirdi:

“Olağanüstü genel kurula ‘ne oldu da çağırdılar’ diye soruyorum. Malumunun 3 ay önce biz bir genel kurul süreci yaşadık. 3 ayda ne değişti? Yargı reformu somutlaştı, meslektaşlarımızın sorunlarını çözecek noktaya geldi. Dolayısıyla somut bir şey ortaya çıkmak üzereyken olağanüstü genel kurul çağrısı yapılıyor. Biz sorunlara çözüm üretmek çabasındayız. Bazıları da her çözüme bir sorun üretiyor. Hepsine saygı duyuyorum.”

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER