Türkiye hamlesini yaptı! Hepsinin sesi kısıldı
EKONOMİMerkez Bankası, 4,5 yıl aradan sonra faiz indirimine giderek yüzde 24 olan politika faizini yüzde 19,75’e düşürdü. Merkez'in kararı sonrası yüksek faizi savunanlar, faiz düşürülürse dolar ve enflasyon uçar diyenler bir anda sessizliğe büründü. Konuyu köşesine taşıyan Yeni Akit yazarı A. İhsan Karahasanoğlu "Patlıcan-soğan, dolar-faiz, borsa-enflasyon.. Hepsi ellerinde kaldı!" dedi.
İşte A. İhsan Karahasanoğlu'nun o yazısı;
Geçen sene bugünlerde ne konuşuyorduk?
Sadece bugünlerde değil..
31 Mart seçimlerinin akabine kadar..
Hatta kimi konularda 23 Haziran yenileme seçiminden sonrasına kadar..
Daha net söyleyelim..
Dün, Merkez Bankası, faizleri % 24’ten % 19.75’e indirdiğini açıklayana kadar..
“Patlıcan 20 TL oldu..
Soğan 9 TL’ye çıktı..
Dolar 6,5 TL’yi buldu, 31 Mart seçimlerinden sonra 10 TL’yi bulacak..
Faizin % 24’te kalmasını beklemek aşırı iyimserliktir, % 30’lara, % 40’lara hazır olun..
Borsa 80 binin altını test ediyor, bir insin, sonra bakalım 50 binlerde mi, yoksa 40 binlerde mi durulur..
Enflasyon % 26’yı buldu, 2000’li yılların öncesine geri döndük.. Ama burda da durmayacak, enflasyonun % 50’lere tırmanması bekleniyor.. Bu andan sonra, gelsin karaborsa, yokluk, kuyruklar..”
Bu propagandalarla bir yılı geçirdik..
Önce 6 Temmuz günü, Merkez Bankası Başkanı değiştirildi..
Türkiye’de kıyametler koptu..
Denildi ki, “Bu dakikadan sonra, ne dolar tutulabilinir, ne de enflasyon.. Tayyip Erdoğan, faizleri indirmek için başkanı değiştiriyor ama.. Bu görev değişikliğinin sebep olduğu olumsuz ortam sebebi ile faizler tavan yapacak..”
Aslında, Merkez Bankası Başkanı değişikliğinin ilk saatlerinde, gerçekten de bir kafa çıkarma operasyonuna şahit olduk.
Dolar şöyle bir kıpırdamıştı..
Borsa “Nerelere kadar ineyim de, Türkiye’yi iflasa götüreyim” diye açık sulara açılır gibi oldu..
Ardından faizlerin yükselmesi gelecekti.. Plan o idi..
Birkaç saat içinde, “Biz bu blöfleri yemeyiz” cevabı gelince, tuzaklar ayaklarına dolandı..
Sonraki süreçte, yeni Merkez bankası Başkanı’nın artık faizi indireceği konusunda, kimsenin şüphesi kalmamıştı..
Kimisi hâlâ cimrilik yapıyordu.. “2 puan makul” açıklamaları yapılıyordu..
Oysa aynı çevreler, Merkez Bankası’nın başkanı değiştirilmeden önce, “Faizde küçücük bir indirim, çok büyük bir fatura ile bize döner” diyorlardı..
Dün faizdeki düşüş açıklandı: 4,25!
Oysa, Merkez Bankası Başkanı’nın değiştirilmesinden sonra, arada başka olumsuzluklar da yaşanmıştı..
Rusya’dan S-400 alıyoruz diye, ABD’nin yapacağı eşkıyalıklar listesi kapımızda bekliyordu..
Doğu Akdeniz’de doğalgaz arama çalışmalarına başladığımız, orayı Kıbrıs Rum Kesimi’ne terketmediğimiz için, Avrupa Birliği, bizdeki solculara müjdeyi çoktan vermişti: Bu yıl Türkiye’ye açılacak krediler kapanmıştı...
Halkbank eski Genel Müdür Yardımcısı M.Hakan Atilla dosyası ile birlikte, Türkiye’ye 15-20 milyar dolar para cezası da cabası..
Tüm bu ilave olumsuzluklara rağmen.. Dün faizler düşürüldü..
Ama karanlık çetelerin pompaladığı olumsuzlukların hiçbirisi yaşanmadı..
Karanlık ekiplerin tamamı, oturdular yerlerine..
“Acaba daha başka neler olacak” diye, inlerine girip beklemeye başladılar..
Bir de baktılar ki..
Olay, faizlerin inmesi ile sınırlı değil..
Ardından hemen dolarda yine bir kafa çıkarma operasyonu olsa da..
Fazla sürmedi.. Tekrar iniş..
Borsadaki bir haftadır süren yükseliş, yerini koruyor..
Yani faiz kararı, sadece kendi alanı ile sınırlı kalmadı, döviz ve borsaya da olumlu etkileri oldu..
Gözlerim, geçtiğimiz süreç içinde bol bol ekranlara çıkıp, ahkam kesen isimleri aramaya başladı..
Bakıyorum internet haberlerine.
Bakıyorum televizyon ekranlarına..
Hepsi sıvışmış..
Bir tanesi bile kalmamış..
Mesela, büyük ekonomi uzmanı diye tanıtılan Atilla Yeşilada’ya baktım..
“Ne diyor acaba” diye..
Faiz indiriminden sonra ne diyor biliyor musunuz:
“TCMB 425 puanla siftah yaptı. Fazla mı? AMB ve Fed kararlarından sonra söyleyebiliriz ancak.”
Ne diyelim, kıvır kıvırabildiğin kadar, Yeşilada..
Emin Çapa’ya bakıyorum..
Bu yılın başında, ağzını yaya yaya şöyle dediğini hatırlıyorum: “24 Haziran cumhurbaşkanlığı seçimleri ile gizlenen gerçekler, yeni yeni ortaya çıkıyor.. Bundan sonra, her şey daha kötü, her şey daha kötü olacak.”
Kendisini felsefeye vermiş.. Son 24 saat içinde, tek paylaşımı yok..
Saadet Partisi’nden sonra, CHP’ye kapağı atmış, Mehmet Bekaroğlu’na bakıyorum..
“Merkez Bankası Başkanı değiştirilirken, talimatla faiz indirilirken, bir yandan da döviz fiyatları da iniyor, borsa gücünü koruyor, piyasada bir ümit yeşeriyor, bunu ekonomistler yorumlayamadı, belki psikiyatr Mehmet Bekaroğlu yorumlamıştır” diye bakıyorum..
Mehmet Bey de hayretler içinde..
“425 baz puanlık faiz indirimi dolar kurunda ancak 1 kuruşluk düşmeye neden oldu; oysa en az bir 10 kuruş olmalıydı. Ne oluyor; bir bilen anlatsın!” diyor..
Sizin anlayacağınız, ekonomistlerin dengesi şaştı, pskiyatrlar bile kafayı yedi: “Faizler düşürülünce, döviz çıkacak mıydı, inecek miydi?”
Bizim mahalleden CHP’ye transfer olanlardan devam edelim..
CHP’den milletvekili olan Abdüllatif Şener’e baktım, “Onlarca yıl önce, bu ülkede Maliye Bakanlığı yapmış abimizin bir sözü vardır” dedim..
Başka zaman olsa, dakikada 10 tweet atan Abdüllatif Bey, tam bir gün olmuş, tık yok..
Son yaptığı paylaşım ise tam bir ibretlik: “Sağlığıyla (Erdoğan’ı kastediyor) ilgili dedikodular hep yapılıyor. Hele ölümü hiçbir zaman hiç kimse için temenni etmem. Allah Sn Erdoğan’a uzun ömürler versin! Ama dileğimdir; dünya gözüyle seçim kaybettiğini, .. göreyim!”
Adamın hayatta tek derdi var..
Tayyip Erdoğan’ın seçim kaybettiğini görmek..
Buna kilitlemiş kendisini, dünya yıkılsa, gam değil..
Türkiye uçsa, mutlu değil..
Tayyip Erdoğan seçim kaybetsin, her şeye değer!
Döndüm, Tayyip Erdoğan elinden tutmasa, rüyasında bile Merkez Bankası Başkanı koltuğunu göremeyecek olan Durmuş Yılmaz’a..
Görev değişikliği yapıldığı 6 Temmuz günü, “kanun gereği Merkez Bankası başkanlarının görevden alınamayacağını” belirtmiş ve “tek başına bunun bile güvensizliğe sebep olacağını ve faturasının ağırlığını” ihtar etmişti..
Baktım, yeni başkanın faiz indirme kararından sonra, Durmuş ne demiş, diye..
O da kafayı yiyenlerden: “MB teknik nedenle düşecek enf. nedeniyle büyümeyi önceleyen faiz kararını aldı. Artık enf. ikincil. Kredi büyümesi olur mu?”
Var mı anlayan?
Merak etmeyin, kendisi de anlamadı zaten. Maksat, laf olsun, torba dolsun!
Sonuç mu?
Ülkenin bu kadar kötülüğünü isteyenler var iken.. Yine iyi ayakta duruyoruz!
İlginizi Çekebilir